HDP'den çok sert Gülen ve Said Nursi çıkışı
Abone olMeclis bütçe görüşmelerinde HDP adına konuşan Adil Zozani, Gülen'in Bediüzzaman Said Nursi ile Kürt olduğu için görüşmediğini ileri sürdü.
HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani,
Meclis bütçe görüşmelerinde konuştu. Zozani, 2015 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerindeki konuşması boyunca AK
Parti hükümetini eleştirdi, Başbakan Davutoğlu'na, özellikle
yolsuzluk iddialarına ilişkin sorular yöneltti.
Zozani'nin konuşmasının en dikkat çekici bölümü ise '1924'te
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açılmasıyla kapanan medreseler ve
'Fethullah Gülen'in Bediüzzaman Said Nursi'nin Kürt
olduğundan dolayı tanışmaya gitmemesi ve elini öpmemesi'
kısmı oldu.
KADIN İSTİHDAMINA ÖZELLİKLE
DEĞİNDİ
Zozani, ayrıntılı bir şekilde GAP projesini eleştirdi ve
kaynakların demokratik dağılımının sağlanmadığını, Gayri Safi Milli
Hasıla'da kişi başına düşen payın bölgeler arasında adaletsizlik
gösterdiğini söyledi, Türkiye'de kadın istihdamının ve kadının
üretime katılımının yetersiz olduğunun altını çizdi.
İşte HDP grubu adına Meclis bütçe görüşmelerinde
konuşan Hakkari milletvekili Adil Zozani'nin o sözleri:
"DİYANET İŞLERİNİ LAĞVETMEK
GEREK"
1924'ten sonra oluşturulan kurumların tamamı "reddiye" kültürü üzerinden kuruldu; başında Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor. Demokratikleşme hamlesini başlatmak istiyorsanız 1924 sonrasında kurulan kurumları -başta Diyanet İşleri geliyor- lağvedeceksiniz. Diyanet İşleri'nin kurulmasının 2 amacı vardı: Dergahların kapatılması, medreselerin kapatılması. Bu 2 toplumsal dinamiğin inanç kaynaklarını kesmek için 1924'te Diyanet İşleri Başkanlığı ile bu işe başladılar. Bugüne kadar İslam ulemasının çoğunluğunun beslendiği medrese geleneğinin sonlandırılması darbe niteliğinde bir gelişmedir.
"FETHULLAH GÜLEN KÜRT OLDUĞU İÇİN
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ İLE GÖRÜŞMEDİ"
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'de inançlar açısından bir
darbeydi. Türki hassasiyet bunun başında gelir. Fethullah Gülen'in
bu tekçi anlayışın yarattığı tahribatı açık net gösterir: Beddüi
zaman Saidi Nursi ile niye hiç grüşmedin? Esasında gidip elini
öpecektim sonradan Kürt olduğunu öğrenince vazgeçtim diyor, yani
bir Kürtten ulema yapılamaz." dedi.
"YEREL
KATILIM"
Türkiye'nin büyümesi yüzde 2.9 bekleniyordu ama bugün açıklanan büyüme hayal kırıklığı oldu.
Herhangi bir kasabaya bir yola, bir okulu, bir sağlık ocağını konuşuyorsunuz. Bunların hiçbirinde yerelin katılım sağlama yetkisi yoktur.
"AVRUPA MEKANİZMALARINI NASIL İŞLETİYOR
BAKALIM"
Tam da işin bu noktasında Türkiye'nin imzalamış göründüğü AB
Özerklik Şartını örnek gösteriyorum. Avrupa'nın, dünyanın örnekleri
var... Mekanizmalarını nasıl işletiyorlar bakalım... Fransa 15 kez
daha anayasa değişikliği yapmış. Kaynakların demokratik bir şekilde
paylaşımından yanaysanız, yerele inisiyatif bahşetmekten
yanaysanız, buyrun...
"GSMH DAĞILIMININ
EŞİTSİZLİĞİ"
İçi Photoshop ile doldurulmuş sulama kanalları getirildi. Meclis
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gösterildi. Bu hükümetin gerçekliği bu.
Peki GAP bölgesi açısından bir rakam veriyorsunuz; 'Gayri Safi
Milli Hasıla (GSMH) üzerinden kişi başına düşen pay 10bin 500 dolar
civarIdır' diyorsunuz. GAP bölgesindeki illerde ortalama GSMH payı
4 bin dolar civardır... Peki GAP kaynaklarının sönmürü mekanizması
olarak kullanıldığı Türkiye'nin Marmara bölgesinde GSMH payı ise 24
bin dolardır.
"BU BÜTÇE KADIN EMEĞİNİ VE İSTİHDAMINI
HİÇLEŞTİRİR"
Bu arada biz bu tabloyu önünüze sererken rahatsızlık duyuyorsunuz.
Bu bütçe aynı zamanda kadın emeğini yok sayan, kadın istihdamını ve
kadının ekonomik üretime katılımını hiçleştiren bir bütçedir.
"KADINA SADECE EV İŞLERİNİ REVA GÖREN
BİR SİYASİ ZİHNİYET..."
OECD ülkeleri açısından bu bütçe itibariyle Türkiye kadının
istihdama katılımıyla en düşük olan ülkedir. Kadına sadece ev
işlerini reva gören bir siyasi zihniyetle karşı karşıyayız.
Kadınların hangi sektörlerde çalıştığı da çok önemlidir. Kadınların
büyük çoğunluğu tarım ve yardımcı hizmetler sektöründedir.
"TEK TEK SAYIN KAÇ KADIN BÜROKRAT
GÖRECEKSİNİZ"
Bakanlar gelecek bürokratlarıyla oturacaklar; tek tek sayın kaç
kadın bürokrat göreceksiniz... Onurla ifade etmeliyim ki Ortadoğu
coğrafyasında kadın emeğinin sömürüsüne çomak sokan bir siyasi
görüşe sahibiz.
Kadını özgürleşmeyen bir toplumun özgürleşmesi mümkün değildir.
"EFENDİLER SİZ TORBAYI
DOLDURDUNUZ..."
Muhtemelen bu bütçede geçen seneden kalma tartışmalar yapılacaktır.
Yolsuzluk, rüşvet vs tartışmaları çokça yapılacaktır. Sistem
içinden bakışla yolsuzluk meselesine çözüm üretmek mümkün değildir,
ancak bu sistemin dışından meseleye baktığınız zaman söyleyeceğiniz
sözün bir kıymeti harbiyesi olur. Sistem içinden sisteme yapılan
açıklamalarda 'Efendiler siz torbayı doldurdunuz, artık çekilmeniz
gerek sıra bizdedir artık biraz biz de götürelim' demektir.
"DE FACTO BAŞKANLIK
SİSTEMİ..."
Türkiye'de şuanda de facto (fiili) Başkanlık sistemi uygulanıyor.
Gerçekten Sayın Başbakan kendisini bu sistemin içinde ne olarak
tarif ediyor merak ediyorum.
"ERDOĞAN BİR ÜLKEDE 2 BAŞ OLMAZ
DEMİŞTİ"
Mayıs 2013'te Gezi eylemlerinden dolayı, dönemin Cumhurbaşkanı
abdullah Gül, İstanbul Valisi'ne 'aşırılığa sebep vermeyin,
müsamahalı davranın' diye telkinde bulundu. Dönemin Başbakanı
Erdoğan ise, 'Bir ülkede 2 baş olmaz. Vali benim emrimdedir, ben
emir veririrm dedi. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, değil Vali'ye
sokaktaki polise bile emir veriyor. Davutoğlu'ndan da aynen bu
duruşu bekliyoruz, bunu söylemezse Başbakanlık yapmış olamaz.
"ANKARA'DA LASTİK ÇOK
GEVŞEDİ"
Saray meselesine çok girme heveslisi değilim. Bina fetişizmiyle de
benim işim olmaz. Ama Türkiye'de bir çok ilan sembolü patates,
soğan vs ise, sarayın da sembolü olmalı... Bazı illerin sembolünü
karpuz yaptınız; ülkeye de artık bir saray simgesi yaparsanız kimse
sizi yadırgamaz. Bizim esas önemsediğimiz, Recep Amca'nın
ayağındaki yırtık kara lastikti; Ankara'da lastik çok
gevşedi...
Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki bir konağın restorasyonunu siz Ankara'da kararlaştırıyorsanız, o bütçe çok da verimli olmaz.