HDP'den BM ve AP'ye olay Sur mektubu
Abone olHDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, Sur'da sokağa çıkma yasağını eleştirdikleri mektubu dünyanın dört bir yanına gönderdiler.
HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ imzasıyla, "Sur'da devam eden sokağa çıkma yasağı"na ilişkin ve aralarında BM Genel Sekreterliği, Avrupa Parlamentosunun da bulunduğu çeşitli kuruluşlara mektup gönderildi.
ANKARA (AA) - HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ imzasıyla, "Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasağı"na ilişkin ve aralarında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği ve Avrupa Parlamentosunun da bulunduğu çeşitli kuruluşlara birer mektup gönderildi.
HDP Basın Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, mektubun Merkez Yürütme Kurulunun kararı ve Eş Genel Başkanlarının imzasıyla, BM Genel Sekreterliğine, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine ve BM'ye bağlı kurumlara, Avrupa Parlamentosunun tüm parlamenterlerine ve Başkanlığına, Avrupa Komisyonuna, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliğine, büyükelçiliklere ve yurt dışındaki siyasi partilere gönderildiği bildirildi.
Mektupta, Sur ilçesinin kültürel, sosyal, ekonomik ve tarihi anlamda Diyarbakır'ın kalbi konumunda olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı, tam anlamıyla askeri bir ablukaya dönüşmüş durumdadır. Sokağa çıkma yasakları anayasada ifade edilen yaşam hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, seyahat hakkı başta olmak üzere en temel hak ve özgürlükleri ifade eden ve devletin sorumluluğunu ortaya koyan maddelere de açıkça aykırıdır. Asker, polis ve birtakım paramiliter güçlerin ortaklığıyla yürütülen ablukada, insanlığın ortak inanç ve kültür mirası olarak kabul edilen kutsal mekanlar harabeye çevrilmektedir. UNESCO kültür mirası listesinde bulunan Diyarbakır Surları tank ve top atışlarıyla hasara uğratılmaktadır. Sur içinde bulunan 500 yıllık Kurşunlu Camii, Hasırlı Camii, 1700 yıllık Saint Mary Kilisesi, Surp Giregos Kilisesi ve Protestan kiliseleri, tahrip edilen ve kullanılamaz hale getirilen tarihi yapılardan sadece bir kaçıdır."
Türkiye'deki gelişmeler karşısında özgürlük, barış ve demokrasi ekseninde bir tutum belirlemenin son derece acil bir ihtiyaç haline geldiği vurgulanan mektupta, "Tüm ulusal ve uluslararası demokratik kurum ve platformları, Sur'da yaşanan siyasi ve insani krize karşı açık bir şekilde tepkilerini ifade etmeye, Sur halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz" değerlendirmesinde bulunuldu.