HDP seçime parti olarak mı girecek, son karar ne?
Abone olHDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan İnternethaber'e konuştu.
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, seçimlerdeki yüzde 10 ülke oy barajının hak ihlali olduğu yönündeki bireysel başvuruları esasa hiç girmeden usulden reddetti.7 Haziran’daki seçimde yüzde 10 ülke barajı uygulanacak.
Kararı, internethaber.com'dan Nesrin Yılmaz'a değerlendiren Hasip Kaplan, AK Parti'nin isterse geçici bir Anayasa maddesiyle bu sorunu hemen çözebileceğini söyledi.
Seçimlere parti olarak girme kararı aldıklarını belirten Hasip Kaplan, "bu kararınız da ilerleyen günlerde bir değişiklik olur mu?" sorumuza, "Türkiye'de 24 saatte çok şey değişebilir" diye yanıt verdi. "Baraj kalkmazsa bir partiyle ittifak olur mu" sorusuna, "bunun için erken" diyen Kaplan şunları söyledi:
MİLLETİN İRADESİNE SAYGI DUYUYORUZ DİYENLER...
Öncelikle, seçim barajı darbecilerin 12 Eylül'de getirdikleri ve milletin iradesi önüne konulmuş yüksek bir baraj. Milletin iradesine saygılı olan siyaset kurumunun barajı makul bir düzeye çekmesi üyelik sürecinde olduğumuz Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi kaçınılmazdır. Milletin iradesine saygı duyuyoruz diyenler saygının gereğini yerine getirmek zorundadır. Yani, seçim barajlarıyla oy hırsızlığına artık son verilmeli. Bu nedenle bu konudaki yapılacak değişiklikler birinci derecede Meclis'in görevidir. Bu değişiklik için biz iki dönemdir sürekli kanun tekliflermizi meclise veriyoruz, Ana Muhalefet partisinin de var. AK Parti artık seçim barajlarına sığınmaktan, rant sağlamaktan, ahlaki olmayan bu durumdan vazgeçmelidir. Madem ki "yüzde 50 oy alıyoruz, güçlüyüz" diyorlar o zaman seçim barajlarına, darbe yasalarına sığınmamalılar, birincisi bu. Bu konuda Meclis çoğunluğunu elinde tutan AK Parti sınıfta kalmıştır ve kendi hesapları içind ekendi gündemini oluşturmaktadır.
CİDDİ BİR TEHDİT VE ŞANTAJ KOKUSU
İkincisi, Anayasa Mahkemesi oy çokluğuyla usulden yetki açısından bir karar vermiştir, bu karardan da ciddi bir tehdit ve şantaj kokusu geliyor. Yolsuzluk dosyaları nedeniyle Anaysa Mahkemesi'nin kumpas kuran bir makama dönüştüğü suçlaması sık sık dile getirildi. Gariptir ki; bu Anayasa Mahkemesi'nin 10 üyesi AK Parti hükümetleri tarafından atanmıştır. Kendi atadıkları yargıçların kendilerine kumpas kurduğu suçlamalarında bulunuyorlar. Ve bu noktada yükselen bir dozda Anayasa Mahkemesi hedef alındı. Anayasa Mahkemesi bir yandan bu şekilde hedef alıp yıpratılırken ikincisi ve daha önemlisi AK Parti'nin Merrkez Yürütme Kurulu'nun Anayasa Mahkemesini kapatma, işlevsizleştirme yönünde bir çalışması var.
ANAYASA MAHKEMESİ KAPATILACAK
Geçmişte demokrasilerde genellikle çift meclis yöntemi vardır. Türkiye'de senato kapatılmıştı, onun yerine temsilciler meclisinin üzerinde çalışma yapmakta, bu temsilciler meclisinin verdiği kararları Anayasa Mahkemesi gibi denetleyen bir pozisyon sağlamaya çalışmaktadır. Bunun sonucu olarak Anayasa Mahkemesi ya kapatılacak ya da tamamen işlevsiz, şekli bir duruma sokulacak. Türkiye'de değişimin iki gücü vardır, biri siyasettir, biri de hukuktur. Siyaset hukuku bugüne kadar hep değiştirdi. HSYK'yı, yasaları değiştirdi, reform diye yutturulan darbe paketlerinden güvenlik paketlerine, gizli dinlemelerden MİT yasasına ve bugüne gelindi.
MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARINI OKUMAK LAZIM
Son operasyon da 17-25 Aralık operasyonlarının önünü tamamen kapatmak için de Anayasa Mahkemesi'ni ve aslında Yüce Divan'ı kaldıracak bir çaba içindedir. Bu durum Anayasa değişikliği gerektirdiği için 4 partinin meclisteki oy oranı buna yetmiyor, yetmediği için de yüzde 10 barajıyla seçimlere girmek ve bu değişimi sağlayacak çoğunluğu yakalamak üzerine bir strateji koyuyor. Bu tehdit Anayasa Mahkemesi'ne açık açık gösterilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını okumak lazım, bu karardan sonra AİHM süreci var. Bu süreçte de Anayasanın 90'ıncı madesi olan, uluslararası sözleşmelerin dış hukukta kanun hükmünde olduğu maddesi nasıl yorumlanmış, asıl önemli olan bu. Çünkü, 90'ıncı maddeye göre Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin ek bir protokolün 3'üncü maddesi hür seçimleri düzenliyor. Hür seçimlerle ilgili ilk ihlal kararı DEP milletvekilleri zamanında benim avukatı olduğum süreçte açtığımız bir davada Türkiye mahkum oldu, ilk mahkum olan ülkedir. Daha sonra seçim barajıyla ilgili AİHM'in verdiği bir karardır, takdir marjını ulusal makamlara bıraktı. Şimdi bu ulusal makamlar bu red kararıyla etkisiz duruma düşmüş oldu. Bu taktir marjı konusu ulusal üstü yargıda yeniden bir değerlendirme konusu olur. Bu yönüyle de bakmak lazım.
SEÇİMLERDE BÜYÜK BİR SÜRPRİZ YAPACAĞIZ
Biz HDP olarak zaten yüzde 10 barajını varsayarak seçim çalışmalarımızın startını vermiş durumdayız. Şu an verdiğimiz karar seçime parti olarak girme kararıdır. Psikolojik eşik olan yüzde 10 barajı hali hazırda yıkılmıştır ve önümüzdeki seçimlerde büyük bir sürpriz yapacağız. Türkiye'de iktidara alternatif bir çalışma içindeyiz. Çünkü, bizim barajı aşmamız demek, bir partinin tek başına iktidar olamaması demektir. Bu gerçeklik karşısında yeni bir anayasanın değiştirilmesinden, yeni demokratik yasalara, çözüm sürecine kadar son derece çnemli bir görevi, misyonu yüklenmiş durumdayız.
24 SAATTE BİLE ÇOK ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Elbette ki Türkiye'de 24 saat çok önemli değişimlere gebe olan bir ülke. Türkiye, her an siyasi dengeleri değiştirecek kararlarla karşı karşıya olan bir ülke. Ortadoğu'daki gelişmeler, enerji, güvenlik savaşları, önümüzdeki 3-4 aydaki ekonomik krizin seyri, her şey seçime yansıyacaktır. Böyle olunca, bu çok çok önemli gelişmeleri zamanı gelince değerlendireceğiz.
Değişebilir ihtimali üzerinden yürümüyoruz. 2 dönemdir bağımsız adaylarla barajları yıka yıka geldik, grup kurduk. Bu sefer de Türkiye'de 81 ilde seçime parti olarak girerek gerçek demokratik sol muhalefeti, emekten, halklardan yana muhalefeti hayata geçirmek istiyoruz.
İTTİFAK İÇİN HENÜZ ERKEN
Bir ittifak olur mu, bütün bunları önümüzdeki günler belirleyecek. Bütün bunları değerlendirebilecek deneyim ve kapasiteye erişmiş ve artık bu alanda ustalaşmış durumdayız.
Merkez soldan en sola diyoruz. Burada tabii ki demokrat muhafazakarlar da var, liberal demokratlar var. Irkçı, sağcı, milliyetçi muhafazakarların karşısında türkiye'de demokrat muhafazakarlar var, bu kesim de bu gelişmelerden rahatsız. Yani bizim seçim stratejimizde öncelikle emek ve meslek örgütleri, sivil toplum, halklar, ayrımcılığa uğrayan her kesim var.
BİR HAFTA İÇİNDE ÇÖZÜLECEK BİR OLAYDIR
Şu an Anayas aMahkemesi kararını verdi, CHP'nin de seçim barajının indirilmesi ile ilgili kanun teklifi var, top şu an AKP'de. Bütün sorumluluk şu an AK Parti'dedir. Türkiye'nin siyasetini, demokrasisini, geleceğini belirleme konusunda meclis çoğunluğu AK Parti'dedir. AK Parti bu konuda samimi bir niyet gösterirse bir hafta içinde çözülecek bir olaydır, geçici bir Anayasa maddesiyle bu olayı çözeriz.