HDP seçim bildirgesi Demirtaş'tan PKK'ya mesaj
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ HDP'nin seçim bildirgesini açıkladı. Demirtaş'ın Gandhi'den verdiği örnek ise PKK'ya 'gizli mesaj' olarak yorumlandı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın sırayla okuyarak açıkladığı seçim
bildirgesinin tüm detaylarıyla belli oldu. 7 Haziran'da 'Bizler
Meclis'e" diyen HDP, 1 Kasım erken seçimlerinde "İnadına"
sloganını kullanacak.
Demirtaş'ın öncesinde kürsüde konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı
Figen Yüksekdağ, 7 Haziran seçimleri için kullandıkları "Seni
başkan yaptırmayacağız" ifadesini, bugünkü konuşmasında "Seni
diktatör yaptırmayacağız" diyerek yenilediklerini duyurdu.
DEMİRTAŞ PKK'YA MESAJ MI
VERDİ?
Demirtaş konuşmasında Gandhi'nin, "Adaletsiz
rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız"
sözünü hatırlatması, Ankara kulislerinde "PKK'ya mesaj"
olarak yorumlandı.
"Biz bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa,
taş üstüne kim taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür
edebiliriz. Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz"
diyen Demirtaş, Mahatma Gandhi’nin
“Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle
çıkınız" sözünü hatırlatmasının ardından "Biz bugüne kadar
halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa, taş üstüne kim
taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür edebiliriz" dedi.
Demirtaş'ın "Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz"
cümlesi de oldukça dikkat çekti.
TARTIŞMALI VAADE İNCE
RÖTUŞ
Yeni bildirgede, 7 Haziran seçimlerinde olay yaratan "Diyanet
kaldırılacak" vaadi yerini korudu ancak, rötuşlanarak revize
edildi.
HDP'nin 7 Haziran
bildirgesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılacağı vaadi yer
almış, bu vaat büyük tartışma yaratmıştı. HDP, 1 Kasım
bildirgesinde yine Diyanet'in kaldırılacağı vaadini korudu. Ancak 7
Haziran'a göre bir rötuş yaptı. Kaldırılan Diyanet'in yerine "Din
ve İnanç İşleri Kurulu" oluşturulacağı bidiride yer aldı.
Bildiride, "Diyanet İşleri Başkanlığı, Din ve İnanç İşleri Kurulu
olarak yeniden yapılandırılacak. Devletin din ve inanç alanından
elini çekmesi sağlanacak, din ve inanç işleri topluma, inanç
sahiplerine bırakılacak" denildi.
ESPRİLİ CEVAP: BANA KATILACAĞINI
BİLİYORDUM
HDP seçim bildirgesinin açıklandığı toplantıda ilk sözü alan Figen
Yüksekdağ’ın konuşmasını bitirmesinin ardından, Demirtaş,
Yüksekdağ’ı işaret ederek “Doğru söyledi” dedi. Bu sözlere
Yüksekdağ, “Bana katılacağını biliyordum” diye esprili bir cevap
verdi.
Demirtaş ve Yüksekdağ, seçim bildirgesi metnini sırayla okuyarak bildirgenin başlıklarını ilan etti.
ASGARİ ÜCRET BİN 800'DEN 2 BİN'E
ÇIKTI
HDP'nin 1 Kasım seçimlerinde asgari ücret vaadi
bin 800 TL'den 2 bin TL'ye çıkarıldı.
SEÇİM ŞARKILARI DA TANITILDI
HDP seçim
bildirgesinin açıklandığı toplantıda, partinin 1 Kasım seçimlerin
kullanacağı müzikler de tanıtıldı. HDP'nin seçim müzikleri
arasında, kolbastı da var, halay da var. HDP 1 Kasım seçimlerinde
Türkçe seçim şarkıları kadar, Kürtçe seçim şarkıları da
kullanacak.
İŞTE HDP'NİN SEÇİM ŞARKISI 'İNADINA HDP'- DİNLEMEK İÇİN PLAYER'A
TIKLAYINIZ
HEM TÜRKÇE HEM KÜRTÇE ANONS
HDP
toplantısında, anonslar Türkçe ve Kürtçe yapıldı.
Demirtaş ve Yüksekdağ, sırayla söz alarak seçim bildirgesindeki vaatleri açıkladı. İşte o vaatler:
DEMİRTAŞ: SONUNA KADAR BARIŞ
DİYECEĞİZ
Barışa bu kadar yakın olduğumuz zamanda
savaşa mahkum edilmiş olmayı içimize sindiremiyoruz. Derhal
silahların iki taraflı susturulmasını, akan kanın durdurulmasını,
yeniden müzakere masasına dönülerek sorunların diyalogla
çözülmesini sağlayacağız. sonuna kadar savaş diyenlere karşı, hayır
biz sonuna kadar barış diyeceğiz. Barışçıl yöntemlerle müzakere
yoluyla kendi özyönetimlerimize kavuşarak hem Kürt sorununu
çözeceğiz, hem de Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü
açacağız.
YÜKSEKDAĞ: BÖLGE MECLİSLERİ OLUŞTURULACAK
Demokratik siyasetin geçtiği bir yol var. o da halkların yönetime
katılma kanallarının açılması ve özyönetim mekanizmalarının
kurulması. 21’nci yüzyıl Türkiye’sinin ihtiyacı merkeziyetçi devlet
yapısını pekiştirmek ve tek adam diktatörlüğüne yönelmek değildir.
Çok dilli, inançlı bir model için yerel demokrasi şarttır.
Özyönetim özerk ve demokratik yerinden yönetim modelidir. Özyönetim
gönüllü birliğin güvencesidir. Halkların yönetiminde vali dahil
yerel yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi için gerekli yasal
idari yapısal düzenlemeler yapılacak. Türkiye’nin tamamını
kapsayacak şekilde sosyal siyasal kültürel ve coğrafi nitelikler
dikkate alınarak bölge meclisleri oluşturulacak. Demokrasi tabana
yayılacak.
Kamusal alanda ana dilin kullanımını ve çok dilli belediyeciliği yaygınlaştıracak. Partimiz ve halkların yönetimi, kırsal alanları da kapsayacak şekilde kente ve olanaklarına eşit erişimi sağlayacak.
DEMİRTAŞ:CUMHURBAŞKANI'NIN YETKİLERİNİ
SINIRLANDIRACAĞIZ
Evet bir geçiş dönemindeyiz demiştik. Çünkü cumhuriyetin
demokrasiye ihtiyacı var. cumhuriyetin kuruluşundan bu yana farklı
kültürlere inançlar bunların Türkiye’de var olması cumhuriyet
açısından bir tehdit olarak görüldü. Oysa demokrasiye bağlı bir
devlet, toplum yapısı bunları bir zenginlik olarak görmeliydi. Biz
bu hatadan dönülme konusunda geç kalmış sayılmayız.
Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sınırlandıracak ve sembolize düzeye çekeceğiz. Güçler ayrılığı prensibinin kurulması için gerekli yapısal düzenlemeler yapacağız. Yurttaşların tartışma örgütlenme ve karar mekanizmalarına katılımının önündeki engelleri kaldıracağız. Eş genel başkanlık sistemi uygulayan partilerin iktidara gelmesi sayesinde eş başbakan olacak. Eş muhtarlara kadar… Bu durumda salondaki muhtar salonunun büyümesi lazım.
Gösteri yürüyüş ifade özgürlüğü önündeki bütün engelleri kaldıracağız. MGK’yı anayasal ve yasal bir kurum olmaktan çıkaracağız ve Türkiye’nin bütün yönetim yapısını katılımcı demokrasiye uygun hale getireceğiz.
YÜKSEKDAĞ'DAN 'IŞİD' VURGUSU
HDP, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünya halklarının kendi siyasi
geleceklerini özgürce belirlemeleri ve halkların kendi kendilerini
yönetecekler, eşitlikçi anlayışı geliştirmeleri için çalışacak.
Halkların ve emeği yapay sınırlarla ayrılmasına karşı, emekten
demokrasiden yana tüm kesimlerle ilişkileri geliştirdik ve
geliştireceğiz. Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi demokratik
bir çözümün ortaya çıkmasını destekleyeceğiz.
Cihatçı unsurların bölgeye geçerken Türkiye’yi köprü olarak
kullanmasına kesin olarak engelleyecek. İsrailci hükümetlerinin
katliamcı politikalarına karşı duracağız. Filistin halkının,
bağımsız devlet kurma hakkının tanınması için gerekli desteği
verecek, Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Kıbrıslı
Türk ve Rum halklarının, adanın bölünmüşlüğüne son vermek için
ortaya koydukları çözüm önerilerini desteklemeye devam
edeceğiz.
Ermenistan üzerinde uygulanan ekonomik ambargoyu kaldırarak gerekli ekonomik politik ilişkileri geliştirecek ve ermeni halkıyla dostluk köprülerini kuracağız. AB ile müzakere ve tam üyelik çalışmalarını ilkelerimiz çerçevesinde ele alacağız.
Yurtdışında borçlanmayla emekli olanların maddi zararlarını karşılayacağız. Gurbetçilerin, politik sürgünlerin memleketleriyle kucaklaşmasının önünü açacağız.
DEMİRTAŞ: İNADINA ADALET...
İnadına adalet diyeceğiz. Türkiye bütün ezilen halkları dilleri
cinsleri yok sayan ve doğanın yağmalanmasına izin veren darbe
anayasasına mahkum değildir. HDP yeni bir anayasayı öncelik olarak
programına alacak. Çok dilli, çok kültürlü yapısına uygun yeni bir
toplumsal sözleşme ihtiyacını görev olarak önüne koyacak. HDP açık
bir biçimde karşı olduğu başkanlık sistemine geçit vermeyecek.
Seçim barajını kaldıracağız. Barajsız seçimlerle bütün siyasi
partilerin oyları oranında parlamentoda temsil edilebilmesinin
yolunu açacağız. Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız. İddia
ve savunma makamları yargı sisteminde eşit hale getirilecek.
Savcılığa bağlı ayrı bir adli kolluk kuracağız. Sarayın talimatıyla
çalışmayan sadece savcıya bağlı bir adli kolluk birimi kuracağız.
Gözaltına alma ve tutuklamalarda keyfi uygulamalara son vereceğiz.
HSYK’nın yapısı yeniden düzenlenecek. Siyasi baskıya, ideolojik
tutumlara son vereceğiz. Adalet bakanının vesayetine son verip
özerk bir kurum haline getireceğiz.
YÜKSEKDAĞ: SOSYAL MEDYA VE İNTERNET SANSÜR
KISKACINDA...
Yazının esir edildiği bir dönemi yaşıyoruz. İktidara söz söylemek,
zulümlerden zulüm beğenmek anlamına geliyor. Sansür can yakıyor.
Haber alma hakkı yok sayılıyor. Muhalif medya susturulmak
isteniyor. Sosyal medya ve internet sansür kıskacında tutuluyor.
Vatandaşın istismar edilmesini önleyeceğiz. Medya kuruluşları
sahiplerinin başka sektörlerde faaliyet göstermesine izin
vermeyeceğiz. Mesleki etik ve özgür habercilik ilkelerinin
düzenlenmesi için yasa düzenlenecek. İnternete yönelik sansür
uygulamasına son verilecek. Keyfi internet yasakları kaldırılacak.
Yerel radyo televizyon ve gazeteler ile internet yayıncılığı yapan
kuruluşları, bağımsızlıklarını korumak için desteklenecek.
RTÜK demokratik bir anlayışla yeniden yapılandırılacak. HDP ve
bizlerin yönetimi yeni medya teknolojilerinin toplumun tüketime
itilmesi için değil kamu yararına
DEMİRTAŞ: AMASIZ FAKATSIZ İNSAN HAKLARI
Herkes için amasız fakatsız insan hakları. Bizler kurumsal bir
demokrasi inşa etmek istiyorsak, insan haklarına saygı gösteren
devlet yönetimi inşa etmek zorundayız. Sizler bir devletin saygılı
olup olmadıklarını anlamak istiyorsanız bir tane cezaevini ziyaret
etmeniz yeterli.
Bizler öncelikle hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını
sağlayacağız. onlar için tam teşekküllü hastaneden alınmış raporu
yeterli göreceğiz. Tecrit uygulamasına son vereceğiz. Cezaevlerinin
idari baskı altında inlemesini engelleyeceğiz.
Cezaevlerini yeniden yapılandıracağız. Müdürlerine verilen infaz
yakma yetkisini kaldıracağız. Nefret suçları ile insanlığa karşı
işlenmiş suçlar dışında, hiç kimse politik görüşü nedeniyle
suçlanamayacak. Politik suçlar artık Türkiye’de olmayacak.
İvedilikle terörle mücadele yasası, iç güvenlik yasası, ya düzenleyecek ya da tümden kaldıracağız.
Çocuk cezaevlerini kapatacağız. Bizler suça itilmiş çocuklar için çocuk destek ve eğitim merkezi açacağız. Sivil toplumun denetimine açılacak.
HDP tarihte yaşanmış soykırımların araştırılması ve hakikat komisyonlarının kurulması için gerekli çalışmalar yapacağız.
Koruculuk sistemini kaldıracağız.
HDP eline silah almak istemeyen gençlerin zorunlu askerlik
yapmama hakkını güvence altına alacak. Gençlerin askerlik yerine
kamu hizmetlerinde çalışabilmeleri için gerekli yasal düzenlemeleri
hayata geçireceğiz.
YÜKSEKDAĞ: DİYANET İŞLERİ ÇALIŞANLARININ BÜTÜN ÖZLÜK
HAKLARI KORUNACAK
Her halk her inanç, Mezopotamya’nın bin çiçekli bahçesinde bir
zenginliktir. HDP eşitlik ve özgürlük temelinde birleştirecek ve
özgürleştirecek. HDP farklı din ve inanca sahip olan ya da herhangi
bir dini inancı olmayan yurttaşların inanç ve vicdan özgürlüğünü
anayasal güvence altına alacak.
Zorunlu din dersine son verilerek, her öğrencinin seçmeli olarak
eğitim alma hakkı gözetilecek. Sivil din eğitimi tümüyle serbest
bırakılacak. Diyanet işleri başkanlığı, Din ve inanç işleri kurumu
olarak yeniden yapılandırılacak. Diyanet işleri çalışanlarının
bütün özlük hakları korunacak.
Başta cemevi olmak üzere, ibadethane olarak tanınacak ve kamu güvencesi altına alınacak. Kapatılmış dergahların önündeki engeller kaldırılacak. HDP tarihte farklı halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında bu halklardan devlet adına özür dilenmesi için gerekli çalışmaları yapacak.
DEMİRTAŞ'TAN 'AYLAN KÜRDİ' VURGUSU
Aylan Kürdi şahsında hayatını kaybeden herkesi anıyoruz. Mülteci
sorunu artık evrensel bir insanlık meselesi haline gelmiştir.
Savaşların en ağır bedelini göç yıllarına düşenler ödemektedir.
Biliyorsunuz bize doğudan gelen hiç kimseyi resmi olarak hukuki
olarak mülteci statüsüne alamıyoruz. Avrupa’dan göç edenler
olabiliyorlar. Tüm göçmen sığınmacıların temel insan hakları
kapsamında insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri yönünde
yürütülecek olan sürdürülebilir politikaların belirlenmesi için
STK’lar iş çevreleri medya kanaat önderleri ile işbirliğini
sürdüreceğiz.
Tüm sığınmacı, göçmen ve mülteciler için güvenli yollar, güvenli
barınma yapılması ve vize düzenlemelerinin kolaylaştırılmasını
sağlayacağız. kimi zaman ırkçılığa nefret söylemine varan eylemlere
karşı yasal düzenlemeler oluşturacağız.
YÜKSEKDAĞ: KREDİ KARTI BORÇLARI
YAPILANDIRILACAK
HDP ile güvenceli yaşam diyoruz. Su elektrik ısınma çalışma temel
insan hakkıdır. Kimse bu haklardan yoksun bırakılamaz. Yeniden
üretken bir ekonomiye, eşit paylaşımı sağlayacağız. eşitlikçi
paylaşımcı, ekolojik güvence yaşam ekonomisini inşa edeceğiz. Temel
güvence paketi ile her eve her ay 10 metreküp su, 180 kilovat
elektrik sağlanacak. 250 lira kira desteği verilecek. 18 yaşına
kadar çocuklara emeklilere toplu taşıma ücretsiz olacak. Borçlanma
değil reel gelir artışı ile geleceğin güvence altına alınması için
büyüme oranları ücret artışlarına yansıtılacak. Kredi kartı
borçları yapılandırılacak, faiz oranları düzenlenecek.
Artan oranlı gelir vergisi tarifesi yeniden düzenlenecek. Az
kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak. Kamu ihaleleri
toplumsal denetime açılacak. İşyerinde güvenli yaşam tesis
edilecek. İşçilerin ve sendikaların denetiminde güvenli çalışma ile
iş cinayetlerin son verilecek.
Yolsuzlukla mücadele dilecek. Kökeni dili inancı yaşı cinsel yönelimi ne olursa olsun hiçbir yurttaş evsiz, aç, bir gün sonra ne yiyeceğini bilemeyen bakıma muhtaç durumda bırakılmayacak. Genel sağlık sigortası prim borçları silinecek.
Savunma güvenlik harcamaları azaltılacak ve etkin biçimde halkın denetimine tabi tutulacak. Örtülü ödenek kaldırılacak. Buna en çok kimin üzüleceğini çok iyi biliyorsunuz. Yine üzeceğiz mecburen. Şehir merkezine yeni AVM ruhsatı verilmeyecek. KOBİ’lere sıfır faizli finansal destek sağlayacak.
DEMİRTAŞ:TARIM POLİTİKASI...
Bir hata sonucu değil, bir dayatmayla tarım politikası olarak büyük
modern tarım işletmeleri açma adı altında küçük çiftçi bitirildi.
Biz tarımı yeniden canlandıracağız. Tarım işçilerinin yaşamını iş
yasası kapsamına alacağız. Küçük çiftçilerin kullandıkları mazot ve
gübreden vergi alınmayacak. Üretici küçük köylülerin elektrik
borçları silinecek. Küçük çiftçi dediğimiz kendi bağında bahçesinde
üretimi olanlardır.
Sağlıklı gıda temel bir haktır. Gıda üretimi işlemesinde GDO’lu
gıdalar yasaklanacak. Mayınlı araziler temizlenecek. Uygu hazine
arazileri, geçimlik tarım amacıyla dağıtılacak. Hayvancılık
desteklenecek ve halkımızın doğal et ve süt ürünlerini tüketmek
için daha iyi imkanlar yaratılacaktır.
Kooperatifler bağımsız ve demokratik yapılar hale getirilecek. Her türlü tarımsal sulama ağı, eşit ve adil bir şekilde kırsal alanda yaşayan tüm yurttaşların hizmetine sunulacak. 2B orman arazilerinin ranta açılma süreci sona verilecek.
YÜKSEKDAĞ: İNADINA DOĞA
İnadına doğa dersek bütün bunları en iyi şekilde yapmayı
başarabiliriz. HDP, kapitalizmi doğayı, kültürel varlıkları
metalaştırarak sömürmesine karşı, ekosistemi korumayı ilke edinir.
Yaşamı korumak için verilen mücadeleleri emek mücadelesinden ayrı
düşünmez. Kenti kolektif bir hak olarak gören HDP, kentleri halk
meclisleriyle yönetilmesini savunur. İşte bu görüş açısıyla bizler
ve HDP sosyal konut üreterek sağlıklı ve güvenli barınma hakkını
güvence altına alacak. Sermaye birikimi için yapılan HES termik ve
nükleere, endüstriyel atık sonucunda uygulamalara son
verilecek.
Evlere ve tarlalara takılan ön ödemeli sayaçlar iptal edilecek.
Hane başına 10 metreküp su, tarlalara su ücretsiz verilecek.
Enerjinin yerel halkın ihtiyacı için yerinden üretilmesi
sağlanacak. Halkın gereksinimi için yenilenebilir enerjiye öncelik
verilecek. Nükleere dayalı üretim yapılmasına, tarım alanlarının,
kıyıların nükleer atık sahası olmasına izin verilmeyecek.
Hayvanların ticari amaçlı deneylerde, sirkte kullanılması önlenecek.
DEMİRTAŞ: GÜVENCESİZ ÇALIŞMAYA SON
VERİLECEK
Biz inadına emekçiden yana olacağız. Güvencesiz çalışmaya son
verilecek. Adil bir ücret sistemi geliştirilecek. Sigortasız ve
sendikasız çalıştırma önlenecek. Taşeronluk sistemi kademeli olarak
kaldırılacak. Madenlerde işçi sağlığı ve güvenliği önlemi alınana
kadar üretim durdurulacak. Ücretlerin işveren tarafından ödenmesi
garanti altına alınacak. Özelleştirme taşeronlaştırma uygulamasına
son verilecek. İstihdam rejimi değiştirilecek, güvencesiz çalışmaya
son verilecek.
Kamu emekçilerinin özgür toplu sözleşme yapmasının ve grev hakkını
kullanabilmesinin önündeki her türlü engel kaldırılacak. Çocuk
işçiliğe son verilecek. Asgari ücret ilk etapta 2000 tl olacak.
Kıdem tazminatı hakkından bütün işçilerin istisnasız alması
sağlanacak. Kolaylaştırıcı düzenlemeler gelecek. İstihdamı artırmak
için resmi haftalık çalışma süresi, haftalık 35 saate
düşürülecek.
YÜKSEKDAĞ: ENGELLİLER İÇİN KONSEY
Biz inadına insanlık dedik. Sosyal hakların insana, insanlığa bir
lütuf gibi sunulmasına bizler halkların yönetiminde asla ve asla
izin vermeyeceğiz. İnsan olmaktan doğan her tür sosyal hakkın
kullanımı, helal olacak. Sosyal yardımlar bütçe içerisinden
belirlenecek. Sosyal yardımların oranı AB standardının üzerine
yüzde 3’e yükseltilecek. Sosyal yardım almak isteyen kimse rencide
edilmeyecek. Kadınlara yönelik sosyal destek paketleri, sosyal
adalet ilkesine göre, cinsiyet eşitliği ilkesine göre yurttaşlık
görevi haline getirilecek.
Engelli yurttaşlarımızın önündeki her türlü engel kaldırılacak. Bu
bakanlık engelli örgütlerinden oluşacak bir konseyin önerileriyle
çalışacak. Evde bakım ücretleri artırılacak. Sadece akrabaların
bakıcı olma şartı ortadan kaldırılacak. Tüm toplu taşıma araçları
ücretsiz olacak. Bakıma ihtiyaç duyan kişilerin sağlık
ihtiyaçlarının yaşadıkları yerde sağlanması sağlanacak. Bütün
engelli yurttaşlar sosyal güvenceye karşılanacak.
Emeklilerde en düşük ücret asgari ücretle eşitlenecek 2000 tl olacak. İntibak yasası çıkarılacak. Hastane katkı payı alınmayacak. Eğitim ücretsiz sağlanacak. Eğitim tekçi, cinsiyetçi, ırkçı ve şoven içerikten arındırılacak. Okulları ayrıştıran 4+4+4 uygulamasına son verilecek. En baştan başlayarak yeniden yapılandırılacak. Eğitim sistemi özgürlükçü laik ve bilimsel bir içerikle yapılandırılacak. Çok dilli hale getirilecek.
Ataması yapılmayan öğretmenlerin ataması gerçekleştirilecek. Üniversiteler demokratik özerk çok kültürlü kurumlar halinde yeniden inşa edilecek. YÖK kaldırılacak.
Toplumsal cinsiyet eşitçiliği dersi zorunlu ders olarak müfredata eklenecek.
Halk sağlığı birimler kurulacak.
DEMİRTAŞ'TAN AHMET TÜRK'E 'GENÇ' GÖNDERMESİ
Ve Gençlik… Sevgili Ahmet Türk sizinle ilgili daha çok…
TBMM’de gençlerin aktif katılımın güçlendireceğiz. Gençlik politikalarının sadece merkezden belirlenmesine karşı, gençlik meclisleriyle gençlerin sorunlarına özyönetim anlayışıyla çözümler sürmesini sağlayacağız. Bu merkezler atölyeler, sergiler gibi faaliyetlerle farklı kültür ve kimliklerin birbirini tanıması, gençler için çok dilli bir arada yaşam kültürünün gelişmesini hedefleyecek.
Vicdani ret, ve eline silah almak istemeyen, ölmeye ve öldürmeye karşı çıkan her gencin, anayasaya geçirilmesini sağlayacağız. Üniversitelerde öğrenciler, akademisyenler, kampüs için yaşam, okul bütçesi gibi tüm kararları alabilir ve üniversiteyi cumhurbaşkanının merkezi buyrukları olmaksızın yönetebilir. Söz ve karar merciinin üniversite meclisinin olmasını sağlayacağız. 15-25 yaş arası gençlere her ay 200 TL ulaşım ve iletişim sağlayacağız, genç kartı sağlayacağız. tüm gençlik kesimlerinin haklarına kavuşması, beslenme barınma ulaşım spor gibi temel gereksinimlerinin parasız karşılanması gençlik hakkıdır. Partimiz bunun için gençlik hakkı yasasını hazırlayarak idari altyapısını oluşturacak. Genç işsizliği ile yerel yönetimleri aktifleştirerek, gençlik istihdamı politikasını güçlendirecek çalışmaları yürüteceğiz.
YÜKSEKDAĞ:İNADINA ÇOCUK İNADINA GELECEK
Her gün çocukların öldürüldüğü ülkede bizler HDP, inadına çocuk
inadına gelecek olacağız ve bizlerin yönetiminde evde okulda ailede
çocuğa yönelik şiddet açıkça yasaklanacak. Barışımızı eşitliğimizi
umudumuzu cesaretimizi daha da güçlü koruyarak, kazanma azmimizi
daha da bileyerek inadına barış inadına beraberlik demeye, inadına
HDP demeye devam ediyoruz.
Herkes şunu çok iyi bilsin. Bizim yerimiz Türkiye. Bu memleketin her çakıl taşını, sokağını, meydanını çok iyi biliriz. Hepsinde adım izlerimiz, hepsinde ayak seslerimiz vardır. Hepsinde bu memleketin dört bir yanında dört bir köşesinde bizim irademiz vardır. Bizler Türkiye’yiz. Bizler bu ülkenin gerçeği, bu gerçeğin ta kendisiyiz. Ve hiçbir yere gitmiyoruz. Zulmedenler, katledenler, savaştan medet umanlar şunu çok iyi bilsinler, bizler ve HDP Meclis’teyiz, sokaktayız, fabrikadayız, okuldayız, her yerdeyiz. Ve çok yakın bir gelecekte halklar olarak yönetimdeyiz diyeceğiz.
Bizler bu ülkenin evlatlarına cesaretle sahip çıkanları olarak hiçbir yere gitmiyoruz. Ama isteyenler para kasalarını sakladıkları yerlere gidebilirler. Bizler buradayız ve Türkiye’yi kimseye savaştan ve kandan beslenen iktidarlara teslim etmeyeceğiz ve son olarak diyorum ki halklarımızı bölenler savaştan kandan beslenenler şunu çok iyi bilin. Halklarımızı böldürtmeyeceğiz, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz.
DEMİRTAŞ:EVLATLARIMIZI ÖLDÜRTMEYECEĞİZ
Esasından yârin yanağından gayrı bölüşemeyeceğimiz hiçbir şey yok.
Ama biz halklarımızı böldürtmeyeceğiz, evlatlarımızı
öldürtmeyeceğiz.
Seçim bildirgesinin açıklanmasından önce kürsüde HDP
adına ilk açıklamayı yapan Yüksekdağ'ın konuşmasından çarpıcı
satırlar:
İşte böyle başlamıştı her şey. Güzel başlamıştı, güzel devam etmişti. Siyasi iktidarın ve sarayın hırsı Türkiye’nin aydınlanan geleceğini karartmadan önce, savaş başlamadan önce, hırsızlıkların üstü kanla örtülmeden önce umut vardı, coşku vardı, neşe vardı. İnsana inanç, geleceğe inanç vardı. HDP büyük insanlığın o büyük yürüyüşünü başlattığında saflarımızda buluşan o büyük enerji, Türkiye’ye yeni bir ufuk açmıştı.
Karanlığın en yoğun olduğu bir aşamada ufukta beliren bir ışıktı ve umuttu HDP. HDP sadece bir kişi, bir lider, bir örgüt değildi. HDP, yani bizler bütün Türkiye Kürdistan halklarının çoğulluğunu temsil ediyordu. Yıllar boyunca birbirinden koparılan Türkiye halklarının nasıl bir araya gelebileceğini gösteriyordu. Türkiye toplumunun, halklarımızın yeni bir ışıkla aydınlanmasını istemediler. Çünkü karanlıkla beslenenler çünkü iktidarlarını zorbalık ve zulüm ve kan üzerinden kuranlar aydınlıktan ışıktan korkarlar.
Ama bizler geride bıraktığımız dönemde 7 Haziran’daki büyük seçim başarısını elde etmeden önce bu ışığı görmüş ve etrafında buluşmuştuk. İşte tam da bu süre içerisinde biz 7 Haziran’a varmadan önce bütün Türkiye halkları değişimin öz gücü olduğunu gördüler.
"SORUN ÜRETMEKTEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YAPMAYAN SİYASİ
İKTİDAR..."
Sorun çözmek değil, sorun üretmekten başka hiçbir şey yapmayan
siyasi iktidar vardı. Sonra bütün Türkiye halkları HDP ile birlikte
bizler olarak değiştirme gücünü kuşandı. İşte HDP, 7 Haziran
başarısıyla beraber Türkiye’de demokrasi geleceğinin adresi oldu.
Her türlü saldırıya, kuşatmaya, ablukaya rağmen, HDP ve onun
milyonlardan oluşan gönüllüler ordusu yani bizler, kadınlar gençler
işçiler emekçiler köylüler LGBTİ bireyler ve tüm ezilen halklar ve
inançlar…
"BAŞKA BİR TÜRKİYE MÜMKÜN"
Hiçbir zulüm saltanatının yıkılmaz olmadığını gösterdiler. Hiçbir
saldırı aygıtının ve sonu gelmeyeceği, gitmeyeceği düşünülen hiçbir
iktidarın yara almaz ve baki olmadığını gösterdiler. İşte 7 Haziran
seçim sonuçlarının en büyük başarısı buydu. HDP’nin ve bizlerin en
büyük başarısı buydu. Mümkündür ve başarabiliriz. Başka bir dünya,
başka bir Türkiye mümkün.
"ESAS KORKTUKLARI DA BUYDU"
İşte esas korktukları da buydu. Onları çığırından çıkaran da
Türkiye toplumunun bu kadar güçlü biçimde demokrasi kültürüyle
buluşmuş olmasıydı. 7 Haziran’da ne gördüler biliyor musunuz?
Karşılarında güdemeyecekleri, baskıyla yalanla yönetemeyecekleri
bir halk olduklarını gördüler. Bu iktidar sahiplerini, saltanat
sevdalılarını en fazla ürküten şey olmuştur. Bütün diktatörlerin en
büyük korkusu budur, yönetemedi halk.
İşte Yüksekdağ’dan sonra söz alan Demirtaş’ın
açıklamalarından satır başları:
Türkiye gibi bir cadı kazanı, Türkiye gibi bir kan deryası ve siyasetin bu kadar kirlendiği bir ortamda biz niye varız? HDP işte biraz önce sayın eş başkan ifade etti, bütün bu karamsar tabloyu aydınlatmak için yola çıkmış biricik halk partisi. Bizler varız, toplumsal bir ihtiyaç sonucu ortaya çıktık. Ezilen yığınların sesi olmak için yola çıktık. Ortak vatan olarak bellediğimiz bu topraklarda yepyeni bir yaşam kurmamız gerekir diyerek yola çıktık. Partimizi tıpkı Türkiye gibi, rengarenk bir çiçek bahçesine inşa ettik.
"YA TEKLİKTE BULUŞACAĞIZ DEDİLER YA DA TERK EDECEKSİNİZ
DEDİLER"
Bizi yönetenler hep iki seçenek sundular. Ya teklikte buluşacağız
dediler ya da terk edeceksiniz dediler. Sürgünle işkenceyle
katliamla eziyetle bize ikinci seçeneği dayattılar ve biz maalesef
bu iki seçenek yani inkar ve isyan kısır döngüsü arasında çok uzun
yıllardır büyük acılar çektik, evlatlarımızı kaybettik, emek
kaybettik.
"KÜRT OLARAK DOĞDUK..."
Şimdi HDP bu iki seçeneğe mahkum değiliz diyen üçüncü seçenek için
yola çıktı. Biz birbirimizden farklıyız. Kürt olarak doğduk, Türk
olarak. Ermeni, Azeri olarak. İnançlarımız birbirinden farklı
olabilir. Bizler cinsiyet olarak birbirimizden farklıyız. Temsil
ettiğimiz kültür medeniyet farklı. Son derece normal. Biz
insanlığın ilk var olduğu coğrafyada yaşıyoruz. Kuzey kutbu değil
burası, Mezopotamya Anadolu toprakları. Onlarca medeniyetin
mirasçıları olarak buradayız. Bizi teklik etrafında birleştirmeye
çalışmak, büyük bir hataydı. Ve bu hataya karşı direniş ortaya
konulması da o kadar meşruydu.
“BİZ BUNLARA MECBUR DEĞİLİZ”
Teklik politikalarına karşı birlik politikalarını savunduk. O nar
gibi dediğimiz, bir kabuğun içinde binlerce tane, birbirini
zorlamadan, bir arada nasıl yaşanabileceğini gösteren, nar tanesi
gibi. Bir arada yaşayabiliriz dedik. Yer üstünde yer altında
kültürel doğal zenginliklerimizle insan yapımızla eşsiz bir ülkede
yaşıyoruz. Ama çok mutsuzuz, huzursuzuz. Ama biz bunlara mecbur
değiliz. Yoksullar ordusu olarak bunu bir kader olarak
belirleyemeyiz. Bütün bunları birbirimize karşı acımasız birer
argüman olarak her gün suçlama aracı da yapmayız yapamayız.
Siyasetin dilini de biçimini de değiştirmek zorundayız.
"BİR GEÇİŞ SÜRECİ YAŞIYORUZ"
Siyaset bunun için siyasi partiler bunun için kurulmamıştır. İşte
biz HDP olarak siyaset toplum için, toplumun mutluluğu için varsa
anlamlıdır diyerek yola çıktık. Toplumdaki temel bütün mesele ve
başlıklarda büyük bir değişim, tarihsel süreciyle karşı karşıyayız.
Bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Bunları yaşamak zorunda değildik
elbette ki. Ancak geçiş sürecinin demokratik bir kazanıma dönüşmesi
için sabırla metanetle birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Emin
olun ki bugünler çok kısa süre içinde geçecektir.
"BİZE OY VERSİN YA DA VERMESİN..."
1 Kasım akşamı 7 Haziran’dan daha büyük bir güneş doğacak. Bize oy
versin ya da vermesin bütün Türkiye’nin HDP’nin başarısıyla gurur
duyduğu o anı 1 Kasım’da çok daha güçlü şekilde Türkiye’ye armağan
etmek zorundayız. Biz bunun için yola çıktık. Bizler siyasetin bize
sunduğu imkanları öç almak, intikam almak için kullanamayız.
Siyasi gücümüzü ancak ve ancak toplumun temel sorunlarının çözümü için harcamak zorundayız. Siyaset bizler açısından hırsla kinle yapılacak bir iş değildir. Kendinden sonraki nesillere en az sorun bırakan siyasetçiler olmayı başarırsak ancak bir başarıdan söz edilebilir. Kendi hırsları uğruna, toplumdaki sorunların üstüne bir de kendisi sorun bırakan siyasetçiler tarih karşısında suçlu olmaktan kurtulamayacaklar.
“HDP’NİN OLMADIĞI BİR TÜRKİYE HAYAL
EDİN”
Türkiye’nin HDP’ye ihtiyacı var. Bu bir gerçek.
Türkiye’nin en yalın, hakiki gerçeği. Halklar ne kadar gerçekse,
halk otobüsünde omuz omuza işe gittiğiniz, bağda bahçede yan yana
çalıştığınız emekçi kardeşleriniz, okuldaki sırada öğrenci
arkadaşınız ne kadar gerçekse HDP o kadar gerçek bir Türkiye
partisi. Bir an HDP’siz bir Türkiye düşünün. HDP’nin olmadığı bir
Türkiye hayal edin. İşte öyle bir Türkiye tehlikeli sulara
sürüklenen bir gemi gibidir. Bugün eğer bu gemi bu kadar saldırıya
rağmen batmıyorsa, alabora olmuyorsa, HDP’nin bu gemide sağladığı
dengeden dolayıdır. HDP’yi bu gemiden atmaya çalışanlar, HDP bu
gemide olmazsa gemi batar. O yüzden Türkiye’nin HDP’ye ihtiyacı
var. HDP’ye sahip çıkmak demek bugün Türkiye’nin aydınlık
geleceğine sahip çıkmaktır. Tehlikelerden Türkiye’yi korumanın
yoludur. Biz hırs ve kibirle donatılmış siyasetçiler değiliz.
"İNADINA HDP İNADINA BARIŞ"
Biz bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa,
taş üstüne kim taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür
edebiliriz. Ama yolun bundan sonrasına HDP ile devam edeceğiz.
Doğru rejim değişecek kama adaletli bir rejim inşa edeceğiz.
Eşitlikçi bir rejim inşa edeceğiz. Siyasetle akılla barış yoluyla
devam etmeliyiz yoluyla. Gandhi’nin dediği gibi “Adaletsiz rejimi
adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız.”
İnadına HDP, inadına barış. Tekrar uyananların partisine hoş geldiniz.