HDP kulisinden Selahattin Demirtaş istifa etti iddiası
Abone olCumhuriyet Gazetesi Yazarı Ayşe Yıldırım, bugünkü yazısında HDP kulislerinden gelen bilgileri aktardı. Yıldırım, istifa kararı alan Selahattin Demirtaş'ı PM üyelerinin ikna ettiğini iddia etti.
Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, 1 Kasım seçiminde yüzde 2.3'lük
bir kayıp yaşayan HDP'de yapılan parti içi değerlendirmeleri
yazdı.
Seçim sonrası tekrar gündeme gelen başkanlık
tartışmalarında “ABD ve Meksika modeli olursa
destekleriz” diyerek destek veren Celal Doğan
ve Dengir Mir Mehmet Fırat'a tepki gösterildiği
ve “Bizi AKP’ye yakınlaştırmak isteyen bir damar
var” yorumu yapıldığı öğrenildi.
Seçim sürecinde HDP'nin yetersiz kaldığı eleştirileri sonrası HDP
Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Bunları
yapmanız için istifa edeyim” dediği, PM üyelerinin
verdiği “Olmaz başkan, seni bırakmayız”
cevabını verdiği ileri sürüldü.
Ayşe Yıldırım'ın Cumhuriyet'te "HDP kendini
sorguluyor" başlığıyla yayımlanan yazısındaki o
bölüm:
“Bizi AKP’ye yakınlaştırmak isteyen bir damar
var.”
Bir süredir HDP tabanında konuşulan ama yönetimde dile
getirilmeyen bu eleştiri, 1 Kasım seçimlerinde kaybedilen 2.3’lük
puanın ardından parti organlarında yüksek sesle konuşulmaya
başlandı.
Hafta sonu yapılan PM ve MYK toplantılarında masaya yatırılan
konulardan birisi de bu oldu. Daha doğrusu parti yönetimindeki bazı
isimler eş genel başkanların yüzüne karşı düşüncelerini açıkça
söyledi. 7 Haziran seçimlerinde ‘ertelenen’ aday
belirleme yöntemine yönelik eleştiriler gün yüzüne çıkmaya başladı
da diyebiliriz.
Parti organlarında isimlendirilmedi ama kulislerde kimler
olduğu söyleniyor ve eleştirilerin dozu artırılarak sürüyor.
Bardağı taşıran damla ise 1 Kasım’ın hemen ardından Erdoğan’ın
yeniden gündeme getirdiği başkanlık sistemine “ABD ve
Meksika modeli olursa destekleriz” diyerek destek
veren iki isim oldu: Celal Doğan ve Dengir
Mir Mehmet Fırat. Doğan eski CHP’li, Fırat ise AKP
kurucularından. Partide en çok merak edilen konulardan birisi de bu
isimleri ‘kimin getirdiği’.
Doğan’ın Taha Akyol ile çıktığı televizyon
programındaki konuşması da partide rahatsızlık
yaratmış. “Parti programını da mı
okumadı” sözü birçok HDP’linin ağzından
dökülüyor.
HDP’de çok da alışık olmadığımız bu tür eleştirilerin
yükselmesinin altında yatan bir başka neden ise PM ve MYK’nin
yenilenmesi kararı. Tabanda
PM’ye ‘dışarıdan’ ve
‘popüler’ isimlerin getirilme kaygısı var.
Buna da genel merkez yöneticilerinin bazı isimlerle yaptığı
görüşmelerin neden olduğu dillendiriliyor. Elbette HDP yönetimine
başka eleştiriler de sıralandı:
- Süreci okuyamadık ve müdahale edemedik.
- Programdan koptuk, liberal bir savrulma
yaşanıyor.
- Partide ‘adamcılık’ başladı.
- 7 Haziran’dan sonra rehavete kapılıp seçim bürolarını erken
kapattık.
- Ankara katliamının ardından sadece miting yapılmama kararı
alındı. Ama biz seçim kampanyası da yapmadık. Neden?
- Televizyonlara neden çıkılmadı?
- Seçim sonuçlarında başarı yok. Ne PM, ne MYK işin
ayırdında.
- Partide eril bir dil ve erkek egemen anlayış hâkim olmaya
başladı.
- Özyönetimi anlatamadık.
- Suruç ve Ankara katliamı, genel merkeze yapılan saldırı
güvenlik açığımız olduğunu ortaya koydu.
- Güneydoğu’da ilçelere devlet saldırısı olurken 30 vekil
oralardaydı, diğer 50 vekil neredeydi?
- Kadın cinayetlerinde yeterince tavır
alamıyoruz.
- HDP renklerini yitirmeye başladı.
- Kendi içimizde ve halkla aramızda bir güven problemimiz
var.
- Kadro sorunumuz var.
- İşçi, memur yani emekçi kesimle birlikteliğimiz
yok.