Haziran bütçe açığı Şimşek'i ürküttü
Abone olMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığının haziran
ayında 6,3 milyar lira, yılın ilk 6 ayında ise 6,7 milyar lira
olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlediği basın toplantısında makro
ekonomik gelişmeler ve Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim
bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.
HEDEFLENEN AÇIĞIN ÜÇTE BİRİ İLK ALTI AYDA
GERÇEKLEŞTİ
Bu yılın ilk yarısındaki bütçe açığının 2012 yılı için öngördükleri
21,1 milyar liralık bütçe açığının yüzde 31,8'ine denk geldiğini
ifade eden Şimşek, ''Yani bu yılın ilk yarısındaki bütçe
açığı, bu sene için hedeflediğimiz bütçe açığının yaklaşık 3'te 1'i
civarındadır'' dedi.
Haziran ayına bakıldığında bütçe açığının 6,3 milyar lira olarak
gerçekleştiğini anlatan Şimşek, bunun çok büyük bir rakam olduğunu
söyledi. Şimşek, yılın ilk 6 ayında ise bütçe açığının 6,7 milyar
lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Benzer şekilde faiz dışı fazlanın da bu yılın ilk yarısında, geçen
yılın ilk yarısına göre düşük gerçekleştiğini ifade eden Şimşek,
2011 yılının ilk yarısında 25,3 milyar lira faiz dışı fazla
verilirken bu yılın ilk yarısında faiz dışı fazlanın 19,6 milyar
lira olduğunu belirtti.
ŞİMŞEK BÜYÜME HEDEFLERİ İÇİN NE DEDİ? AB KRİZİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER SONRAKİ SAYFDA
[PAGE]
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Eğer dışarıdan bir şok
olmazsa yüzde 4'lük büyümenin hala yakalanabilir olduğunu
düşünüyoruz'' dedi.
Bakan Şimşek, düzenlediği basın toplantısında makro ekonomik
gelişmeler ve Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe
uygulama sonuçlarını açıkladı.
Şimşek, küresel finans krizinin üzerinden neredeyse 4,5 yıl
geçtiğini ancak birçok ülkede hala düşük büyüme performansı ve
yüksek işsizliğin, yüksek bütçe açıklarının ve artan kamu borç
stoku gibi sorunlarla mücadelede gereken mesafenin alınamadığını
anlattı. Bakan Şimşek, dünya ekonomisinin hala istihdam yaratmayan
cılız bir büyüme ve onun yanında krizin beraberinde getirdiği kamu
açıklarının ve bunun bir sonucu olarak kamu borç problemi ile karşı
karşıya olduğunu belirtti.
Özellikle gelişmiş ülkelerde bunun çok daha belirgin olduğunu, yani
istihdam yaratmayan büyümenin özellikle gelişmiş ülkelerde çok daha
kendini gösterdiğini ifade eden Şimşek, bu sorunların en derinden
yaşandığı bölgenin Avro Bölgesi olduğunu kaydetti.
''AB hala 4-5 yıl öncesi ekonomik seviyesini
yakalayamadı''
Türkiye'nin ticari finansman bağlarının çok güçlü olduğu AB'de,
ciddi bir ekonomik kriz olduğunu hatırlatan Şimşek, şöyle
konuştu:
''Kriz sonrası Avro Bölgesinde bütçe açığının artmasına paralel
olarak borcun milli gelire oranı yaklaşık 22 puan artarak yüzde
89'a ulaştı. Bu çok ciddi bir artış. AB'de hakikaten borç artışının
getirdiği önemli bir sıkıntı var. Bu muhtemelen geçtiğimiz 4-5
yılın performansında belirleyici oldu, belki önümüzdeki 5 yılın da
performansında belirleyici olacak.
AB'ye baktığımız zaman hala 4-5 yıl öncesi ekonomik seviyesini
yakalayamadı. Yani neredeyse 4-5 yıllık kayıp dönem var. 2007 yılı
sonundan bu yana Avro Bölgesi yüzde 1,7 küçülmüş. Kümülatif olarak
bir refah artışı sağlamamış, aksine son 4,5 yılda AB yüzde 1,7
geriye gitmiş. İşsizlik oranları ise tüm bölge için ortalama yüzde
7,6'dan yüzde 11,1'e yükselmiş. Bu AB için çok ciddi bir rakam.
İşsizlik oranlarının bu kadar yükselmesi işgücü piyasasına yeni
giren insanların iş bulamamasından değil mevcutların işini
kaybetmesinden kaynaklanıyor.''
Şimşek, benzer bir şekilde dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'de
büyüme oranlarının düşük seyrettiğini, işsizliğin ise kriz öncesi
seviyelerinin yaklaşık 4 puan üzerinde seyrettiğini söyledi.
''Gelişmekte olan ülkelerde de bir yavaşlama söz
konusu''
Bakan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde de bir yavaşlamanın söz
konusu olduğunu, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in
2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla yüzde 10,4 ve yüzde 9,2 büyürken
bu yılın ilk çeyreğinde büyüme hızının yüzde 8,1'e, ikinci
çeyreğinde yüzde 7,6'ya düştüğünü, bu rakamların Çin için düşük
olduğunu kaydetti. Şimşek, benzer şekilde Hindistan ekonomisinin de
önemli ölçüde yavaşladığını bildirdi.
Kriz sonrasında yüzde 8-9 aralığında büyüyen Hindistan 2012'nin ilk
çeyreğinde ancak yüzde 5,3'lük bir büyüme gerçekleştirdiğini ifade
etti.
Şimşek, global ekonomideki büyümenin yavaş, işsizliğin önemli bir
sorun olarak ortaya çıktığını, kamu açıklarının ve bunların
beraberinde getirdiği borç sorununun da dünya ekonomisine damgasını
vurduğunu belirtti.
Türkiye Ekonomisi
Bu dönemde Türkiye ekonomisine bakıldığında güven ve istikrar
ortamı sayesinde kriz sonrası ekonominin hızla büyüdüğünü ve
gelişmiş ülkelerle olan farkın hızlı bir şekilde kapanma imkanı
olduğunu anlatan Şimşek, ''Biz gelişmiş ülkelerle arayı bu dönemde
kapatma imkanı bulduk'' diye konuştu.
Milli gelirin 2011 yılı itibariyle kriz öncesi seviyenin yüzde 13,5
üzerinde, dolar cinsinden kişi başına düşen gelirin ise yüzde 13
yukarısına çıkardıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:
''AB için şunu demiştik, geçtiğimiz kriz döneminde ekonomilerinde
bir büyüme olmamış, geriye gitmiş, Türkiye'de ise yüzde 13'5'lik,
yaklaşık sabit fiyatlarla yani 2007 sonunda Türkiye ekonomisi 100
olsaydı 2011 yılı sonunda 113,5 seviyesine ulaşmış olacaktı. İlk
çeyrekte de çok önemli bir fark yok.
Kriz sonrası kararlı bir şekilde uyguladığımız doğru makro ekonomik
politikalar ve mali disiplin sayesinde Türkiye kamu mali
dengelerinde de kriz öncesi seviyeleri çoktan yakaladı. Bütçe
açığı, kriz öncesi neredeyse sıfırlamıştık. Onda özelleştirmenin
etkisi çok büyük tabi. Kriz sonrası dönemde hızlı bir şekilde
tekrar kriz öncesi döneme gittik ve bu dönemde önemli bir
özelleştirme geliri de olmadı. Son yıllarda özelleştirme
gelirlerindeki düşük seyre rağmen bütçe açıklarında çok ciddi bir
gerileme olmuştur.''
Genel devlet açığına bakıldığında milli gelire oran olarak 2011
yılında yüzde 0,5 ile kriz öncesi seviyelere dönüldüğünü anlatan
Şimşek, kamu brüt borç stokunun milli gelire oranının da yüzde 39,4
ile kriz öncesi seviyenin altına düştüğünü söyledi.
Net borç stokunun da geçen yıl sonu itibariyle yüzde 22 olduğunu
hatırlatan Şimşek, dolayısıyla orada da çok ciddi bir iyileşmenin
söz konusu olduğunu belirtti.
Küresel ekonomideki durağanlık ve başarıyla sürdürdükleri yumuşak
iniş sürecine bağlı olarak Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk
çeyreğinde yüzde 3,2 büyüdüğünü hatırlatan Şimşek, dünya
ekonomisinin motoru niteliğindeki ekonomilerde görülen yavaşlamanın
hem dış ticareti hem de tüketim ve yatırım ortamını olumsuz
etkilediğini kaydetti.
''Avro Bölgesine yapılan ihracat yılın ilk 6 ayında yüzde 8
azaldı''
Avro Bölgesine yapılan ihracatın yılın ilk 6 ayında yüzde 8
azaldığına dikkati çeken Şimşek, iç talepteki büyümenin ise kriz
öncesi duruma göre önemli oranda yavaşladığını ve yılın ilk
çeyreğinde yüzde 1 olarak gerçekleştiğini kaydetti.
İlk çeyrekte büyümenin tamamen net ihracatın katkısıyla olduğunu
ifade eden Şimşek, ''Fakat biz ihracattan vergi almıyoruz, tam
aksine ihracat artışı olduğu zaman vergi iadesinde bulunuyoruz.
Bizim vergilerimiz iç tüketim arttığı zaman, özel tüketim arttığı
zaman artıyor'' dedi.
Küresel ekonomideki olumsuz etkilere rağmen hedefledikleri yumuşak
iniş sürecinin başarıyla devam ettiğini ifade eden Şimşek, iç
talebin normalleşme sürecine, dış talebin ise artama devam ederek
ekonominin dengelendiğini söyledi.
2011 yılının ilk yarısında büyümeyi 5,2 puan aşağı çeken net
ihracatın, bu yılın ilk çeyreğinde 4,5 puan arttığını anlatan
Şimşek, ekonomideki dengelenme sürecinin cari açıkta
gözlemledikleri hızlı daralmayla da kendisini gösterdiğini ifade
etti.
Şimşek, geçen yılın ekim ayında 78,3 milyar dolar ile tavan yapan
12 aylık kümülatif açığın, mayıs ayı itibariyle 66,9 milyar dolara
gerilediğini anımsattı. Enerji dışı cari açığa bakıldığında çok
daha belirgin bir düzelmenin söz konusu olduğunu ifade eden Şimşek,
enerji dışı cari açığın mayıs ayında 16,2 milyar dolara
gerilediğini ve milli gelirin yüzde 2 seviyesine indiğini
bildirdi.
-Enerji fiyatlarında yaşanan düşük seyir-
Enerji fiyatlarında yaşanan nispeten düşük seyrin devam etmesi
halinde önümüzdeki dönemde cari açıktaki iyileşmenin daha güçlü bir
şekilde devam edebileceğini ve yıl sonu hedefinin altında bile
kalabileceğini belirten Şimşek, tabi petrol fiyatlarını dış
ekonomik koşulların belirlediğini, önemli olanın iç talebin
yönetilmesi olduğunu kaydetti.
''Büyüme hedefini yakalarız''
Yılın ilk çeyreğinde kontrol altına aldıkları iç talebin yeniden
canlanmasıyla yıl sonu hedefi olan yüzde 4'lük büyümeyi
yakalayacaklarını hala düşündüklerini ifade eden Şimşek, ''Yılın
ilk çeyreğinde büyüme düşük seyretti, net ihracat kaynaklı ama öncü
göstergeler yılın ikinci çeyreğinde bir miktar toparlanma olduğunu
gösteriyor. Eğer dışarıdan bir şok olmazsa yüzde 4'lük büyümenin
hala yakalanabilir olduğunu düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.
İşsizlik oranlarının düştüğüne işaret eden Şimşek, Türkiye
ekonomisinin istihdam yaratmaya devam ettiğini, istihdam yaratan
ekonominin de büyüyeceğini söyledi.
Radikal bir teşvik sistemini uyulamaya koyduklarını, bunun da
yatırımlara olumlu etki yaratacağını düşündüklerini, 2B
uygulamasının da inşaat sektörünü canlandıracağını anlatan Şimşek,
benzer şekilde mütekabiliyetin bazı ülkeler için kaldırılmış
olmasının yine Türkiye'ye fon akışını ve ekonomik aktiviteyi olumlu
etkileyeceğini kaydetti.