Hazine'den ekonomiye olumlu rapor
Abone olHazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan ''2004 Yılı Faaliyet Raporu'' yayımlandı. Rapora göre Türkiye ekonomisi yüksek ve istikrarlı bir büyüme ortamına girdi.
Hazine, uygulanan kalıcı ve tutarlı makroekonomik politikalar ve
bunu destekleyen yapısal reformlar neticesinde Türkiye
ekonomisinin, ''yüksek ve istikrarlı bir büyüme ortamına
girdiğini'' bildirdi. Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan
''2004 Yılı Faaliyet Raporu'' yayımlandı. Rapora göre, Gayrisafi
Milli Hasıla (GSMH) büyümesi 2002 yılında yüzde 7,9 ve 2003 yılında
yüzde 5,9 oranında gerçekleşerek hedeflerin üzerine çıktı. Bu
eğilim 2004 yılında da devam ederken, yılın dokuz aylık döneminde
büyüme yüzde 9,7 olarak gerçekleşti. İleriye yönelik ''olumlu
bekleyişlerin güçlenmesi, enflasyon ve faizlerin düşmesi ile
maliyetlerin azalması sonucunda ertelenmiş olan özel yatırım ve
tüketim talebinin canlanması'' ise bu gelişmenin temel dinamiğini
oluşturdu. İç ve dış talepteki hızlı canlanmaya rağmen, üretim ve
verimlilik artışı ekonominin enflasyonist baskı oluşmadan
büyümesini sağladı. ENFLASYONDA DÜŞÜŞ Rapora göre 1970'li yıllardan
bu yana çift haneli ve yüksek seviyede seyreden enflasyon 2001
yılında yüzde 68,5 iken, 2004 yılı sonunda yüzde 9,3'e geriledi.
2004 yılında hedefin altında gerçekleşen enflasyon, dünya
piyasalarındaki yüksek petrol ve hammadde fiyatlarına rağmen
sağlandı. Enflasyonla mücadeledeki bu kazanımda, tutarlı ve
disiplinli maliye politikalarının kararlı şekilde uygulanması ve
yapısal reformların hayata geçirilmesi belirleyici oldu. Bu
çerçevede ''mali disiplinin sağlanması ve korunması, gelirler
politikasının program hedefleri doğrultusunda sürdürülmesi ve
enflasyonun düşürülmesine odaklı para politikası uygulaması'',
enflasyonist bekleyişlerin aşağı çekilmesini sağlayan temel
unsurlar oldu. DIŞ TİCARET 2003 yılında yüzde 31 oranında artan
ihracat, 2004 yılında da yüzde 32.8 oranında artarak 62.8 milyar
dolara ulaştı. Sağlanan makroekonomik istikrar ve verimlilik
artışı, özellikle imalat sanayii ihracatında çeşitlenmeye ve
derinleşmeye yol açtı. Önceki yıla göre yüzde 40.1 oranında artan
ithalat 97.2 milyar dolar oldu. İthalattaki artış, yüksek büyümenin
yanı sıra tüketici ve yatırımcı güveninin tekrar tesis edilmesi ile
birlikte ertelenmiş yatırım ve tüketim talebinin hızla
gerçekleşmesinden kaynaklandı. Nitekim bu dönemde tüketim malı
ithalatı yüzde 84.5 ve yatırım malı ithalatı yüzde .2 oranında
arttı. 2004 yılında ülkeye gelen turist sayısı, geçen yıla göre
yüzde 25.7 oranında artarak 17.5 milyon kişi oldu. Böylece gelen
turist sayısında 2004 yılında rekor düzeye ulaşıldı. Turizm
gelirleri de, geçen yıla göre yüzde 20,3 oranında artarak 15,9
milyar dolara ulaştı. Turizm gelirlerindeki artış, hizmetler
dengesindeki gelişmelerin belirleyicisi oldu. CARİ İŞLEMLER DENGESİ
Bu gelişmeler sonucunda 2004 yılında cari işlemler dengesi, 15,4
milyar dolar açık verdi. Bu dönemde cari işlemler açığının
finansmanı özel kesim tarafından sağlandı, banka dışı özel sektör
tarafından sağlanan sermaye girişi 8,3 milyar dolara ulaştı.
Yabancı sermaye yatırımları, geçen yıla göre yüzde 51,6 artarak 2,6
milyar dolar oldu. 2004 yılında Merkez Bankası rezervlerinin güçlü
pozisyonu korundu. Ekonomide güven ortamının ve sürdürülebilir borç
dinamiğinin sağlanması amacıyla, sıkı maliye politikası izlendi. Bu
kapsamda 1999 yılında GSMH'nin yüzde 2'si kadar açık veren ve
2000-2002 yılları arasında ortalama olarak yüzde 4 civarında
gerçekleşen faiz dışı toplam kamu dengesi, 2003 yılında öngörülen
yüzde 6,5 civarında fazla verdi. Toplam kamu kesimi faiz dışı
fazlasının GSMH'ya oranı 2004 yılı için de yüzde 6,5 olarak
hedeflendi. Yılın dokuz ayında, konsolide kamu sektörü faiz dışı
fazlası 25,6 katrilyon TL düzeyinde gerçekleşerek, bu dönem için
belirlenen program hedefini 2,6 katrilyon TL aştı. BORÇ STOKU 2004
yılında da borç stokunun döviz ve faize karşı duyarlılığını en aza
indirmeyi hedefleyen bir borçlanma politikası sürdürüldü. Bu
çerçevede, 2002 yıl sonu itibariyle toplam borç stoku içinde yüzde
58 olan döviz cinsi/endeksli borçların payı, 2003 yılı sonunda
yüzde 46 ve 2004 yılı sonunda yüzde 42 seviyesine geriledi. Aynı
dönem içinde sabit faizli borç stokunun, toplam borç stoku içindeki
payı 2002 yılında yüzde 45 iken, 2003 yılında yüzde 49 ve 2004 yılı
sonunda yüzde 54 seviyesine çıktı. Yüksek faiz dışı fazla
verilmesi, reel faizlerin düşmesi, döviz kurlarındaki istikrar ve
yüksek büyüme, net borç stokunun GSMH'ya oranının hızla düşmesini
sağladı. Kamu net borç stokunun 2001 yılında yüzde 91 olan GSMH'ye
oranı, 20.5 puanlık bir azalmayla 2003 yılında yüzde 70.5'e
geriledi. 2004 yılında ise kamu net borç stokunun yüzde 65 civarına
gerilemesinin beklendiği ifade edilen rapora göre, 2004 yılında
faiz oranlarındaki düşüş eğilimi devam etti ve 2002 yılında yıllık
ortalama yüzde 62.7 olan iskontolu TL cinsinden iç borçlanma faizi,
2004 yılında yüzde 24.7'ye geriledi. Yılın sonuna doğru ikincil
piyasalardaki faiz oranları yüzde 20 seviyesinin altına indi. Dış
borçlanma maliyetlerinde de belirgin bir iyileşme sağlandı ve
uluslararası sermaye piyasalarında Türkiye'nin risk primlerinde
çarpıcı düşüşler kaydedildi. 10 yıl vadeli dolar cinsinden
uluslararası tahvillerin ihraç anındaki risk primi 2002 yılı
başında 700 baz puan iken, 2004 yılı Kasım ayında 286 baz puana
geriledi. Benzer şekilde 2001 yılında ikincil piyasalarda 1,158 baz
puana kadar çıkmış olan 2030 vadeli dolar cinsinden tahvilin risk
primi, 2004 yılı sonunda 299 baz puan seviyesine düştü.