Hazinedar Beşiktaş'ta rekor peşinde

CHP Beşiktaş Belediye Başkan adayı Av. Murat Hazinedar, rekor kırarak seçimleri kazanmak için kolları sıvadı. Murat Hazinedar günde 18 saat dolaşarak, sıkılmadık el, girilmedik sokak bırakmamak için çalışıyor.

Haber3 sitesine özel bir röportaj veren Hazinedar, kamuoyunun çok tanımadığı bir isim. Yerel seçim öncesi, CHP’de çok ciddi bir adaylık yarışı yaşandı. Özellikle CHP’nin güçlü olduğu illerde, kıran kırana bir mücadele yaşandı.CHP’nin çok güçlü olduğu (% 70 oy oranı var) Beşiktaş büyük bir çekişmeye sahne oldu. Sonunda ipi göğüsleyen ise Avukat Murat Hazinedar oldu. Gelin parti içindeki bu yarışı kazanan ve yakın gelecekte ismini çok duyacağınız bu genç politikacıyı yakından tanıyalım:

-Murat Bey, madem Beşiktaş Belediye Başkanlığı için iş başvurusunda bulundunuz, sizden ayrıntılı bir CV rica edeyim.

-CHP’li eczacı bir ailenin çocuğu olarak 1971 yılında Beşiktaş’ta doğdum. Evimiz Beşiktaş Vişnezade’de Hüsrev Gerede caddesindeydi. Annem ve babam Nişantaşı Eczacılık fakültesinde okurken öğrenciyken evlenmişler. 4 yıl Beşiktaş’ta, yaşadıktan sonra Üniversite bitiminde  Ordu'ya dönmüşler.

-Aslen de İstanbullu musunuz yoksa köken anadolu mu ?

-Annem de babam da Ordulular. Babam Fatsalı annem Ulubeyli. Ancak İstanbul’da tanışıp evleniyorlar. Üniversite eğitimlerini tamamladıktan sonra annem eczacılık yaparken, babam eczacılık dışında ticaretle de uğraşıyordu. Ordu’nun ve Karadeniz’in en köklü ailelerinden birisiyiz. Büyük dedelerim çok uzun yıllar vezir-i azamlık ve Trabzon valiliği yapmışlar. Şimdi Poti dediğimiz Gürcistan’ın yukarıdaki sınırından, Samsun’a kadar olan Trabzon valiliğini aileden çok sayıda kişi hem vezir-i azam sıfatıyla hem de Trabzon valisi sıfatıyla bölgede 100 yıla yakın hizmet vermişler.

Yani yönetici bir aile var.

Müşir Osman Paşalar, Süleyman Paşalar bunlar tarihte yer etmiş isimler. Hazinedarzade Süleyman Paşa ile Müşir Osman Paşa gibi çok sayıda aile büyükleri var. Ayrıca ailemde Ordu Belediye Başkanlığı ve milletvekilliği yapmış çok sayıda siyasetçi var.

Demek genlerinizde siyaset var.

Osmanlı’nın son yıllarında ve daha da önemlisi Kurtuluş Savaşı'nda ve Cumhuriyet'in kuruluşunda da görev yapmışlar. Ordu müdafa cemiyetini kurmuşlar.

Aynen öyle. Genlerim siyaset ve yöneticilikle kodlanmış. Cumhuriyet Halk Fırkası’nı Ordu’da kuran ve ilk başkanı olan bir dedenin torunu aile mensuplarından, Hazinedarzade Mustafa Bey’in torunlarından birisi olarak da Cumhuriyet Halk Partisi’ne her zaman farklı bir duyguyla baktım.

Ordu’daki ilköğrenim hayatımdan sonra Ankara’da Yükseliş Koleji'nde ardından da Beşiktaş’taki Kabataş Erkek Lisesi'nde okudum. Lise bitince öğrenim hayatıma İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam ettim. Yani 1988’den itibaren yaklaşık 30 yıldır kesintisiz olarak İstanbul’da yaşıyorum. Özetle kökeni Ordu olan bir İstanbulluyum.

Sanırım bir avukatlık büronuz var.

Evet İstanbul’da avukatlık yapıyorum. Büromuz, Türkiye’de özellikle iş kazaları ve iş hukuku konusunda önemli avukatlık bürolarından biridir. Aynı zamanda Ordu’da bazı ticari işletmelerim var.

Beşiktaş’ta çok çekişmeli bir seçim süreci sonunda aday oldunuz. Sizi diğer adaylara göre parti açısından daha cazip kılan özellikler neydi? Niçin Murat Hazinedar ?

Ben CHP’de, uzun yıllar mücadele etmiş birisiyim. Parti içi demokrasi mücadelemizi verirken aynı zamanda örgütlü mücadelenin içinden geliyorum. Örgüt hukukuna ve örgüt işbirliğine inanan ve örgütlü mücadeleye inanan birisiyim.

Türkiye’nin bugün yaşadığı sorunların en önemli nedeni, Türkiye’de gerek sendikal alanda gerek siyasi partiler alanında, sivil toplum kuruluşları alanında örgütlü mücadelenin derinleşmemesi, genişlememesidir.

Ben daima haksızlıklara karşı önderlik ettim. Hem hukukçu kimliğimle hem de siyasetçi kimliğimle mücadele etmiş birisi olarak mağdur edildim, partiden ihraç edildim. Daha sonra hem kendi ihracıma dair hukuki mücadelemi sürdürdüm kazandım hem de benim gibi düşünen ve Türkiye’de halkın değerlerini taşıyarak siyaset yapmayı düşünen insanların mağdur oldukları noktalarda onlarla beraber oldum.

Çok sayıda partilinin, haksızlığa uğrayan, ihraç edilen, partiden dışlanan, hukuksuz bir şekilde dışlanan insanların avukatlıklarını yaptım. Bunların sayıları yüzlercedir. Üstelik bu insanlar parti önderleridir.

Sanırım bu mücadelem, beni ön plana çıkardı. Ceketimi daima saygıyla ilikledim. Haksızlıklara karşı "aman bana bir şey olmasın", "benim makamıma karşı bir şey olmasın" diyerek ceket ilikleyenlerden olmadık. Bu noktada sonuçta bizim bu mücadelemize karşı bir takdir duygusu oluşmuş olacak ki, aday gösterildim.

Görevlendirilmem tabi uzun yıllardır verdiğimiz emeğin öncelikle Sayın Sarıgül’ün teklifi, sonra da Genel Başkanımızın onayı ve Parti Meclisimizin de kararıyla gerçekleşti.

Yaklaşık 10 yıldır Türkiye Değişim Hareketi içinde Mustafa Sarıgül’e en yakın bir kaç kurmaydan biri olarak çalıştınız. Bu süreçte Mustafa Sarıgül’den en çok neyi öğrendiniz ?

Şüphesiz, çok çalışmayı öğrendim. Bakın, sayın başkan ile çalışmak istiyorsanız bir kere çok çalışkan olacaksınız. Yani çalışmadan kimseye bir şey vermez Sarıgül. Ama çalışanın da hakkını asla yemez. Hatta biliyor musunuz çalışandan korkar. Korkusu şudur “Aman ya ben bunun hakkını veremezsem ben ne yaparım” diye.

Bakın ben Sarıgül hareketinin en çalışkan kişisiydim. Yani ben de iddialı, hedefleri olan, bir siyasetçiyim. Zaten çalışmasam bu görev için seçilmezdim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde CHP’nin büyümesi için katkı sunmaya devam edeceğim.

Sizce Beşiktaş’ın temel sorunu ve buna yönelik çözümleriniz ne ?

Bence en önemli sorun deprem. Beşiktaş'ta ciddi deprem tehdidi olan bölgeler var. Çok kötü bir eski bina stoğu var. Bunun kapsamlı çözümü, ilçe belediyesinin ön çalışması ve büyükşehir belediyesinden geçiyor. Ancak biz de boş durmayacağız.

Büyük bir çalışma ekibi kuracağız ve ilçenin tüm deprem haritasını ve yapı stoğunu çıkaracağız. Bu yapı stoğunun deprem güncellemesine ya da tamamen ıslahına ihtiyaç olacak. Biz bunu tespitten sonra paylaşayacağız.

Tespitlerimizi yaptıktan sonra hemen hızlıca kentsel gelişim projelerini uygulayacağız. Bunun için hem yabancı fonlardan, hem de yeşil bina yapılanmasıyla AB’den destek alacağız. Belediye bütçesinden fon ayıracağız. İnsan canından daha değerli bir şey yok.

Bir de yukarıda, yani Levent, Ulus ve Etiler ekseninde oluşacak, imar yoğunlaşmasını imar değerlenmesinin, paylaşımcı bir anlayışla aşağı Beşiktaş’ta kullanılması için bir yasal düzenleme gerekiyor.

Yukarıda imar yoğunluğu verilirken orada oluşacak imar değerinin belli bir kısmının muhakkak arsa sahipleri tarafından bir fona aktarılması ve o fonun yönetiminin de mimar ve mühendis odaları ile birlikte belediyede ve STK’da olması onun da aşağıda renövasyonu yapılacak ve deprem güçlendirilmesi yapılacak binalarda kullanılması gerekiyor.

İnsanlarla sıcak ilişki kurma konusunda Sarıgül’ün başarısını yakalayabilecek misiniz ?

Bizim önceliğimiz halkıyla çok yakın temas içinde olan bir belediyecilik. Bakın ben Şişli’de sayın başkandan şunu öğrendim. Bir kere ne kadar hizmet ederseniz edin el tutmadığınız gönüllere girmediğiniz sürece şehre dokunmanız yetmiyor.

Çok güzel hizmetler yapabilirsiniz ama bu hizmetleri gönüllerde de seslendirecek o teması sağlamadığınız sürece arzu edilen hedefe ulaşamıyorsunuz.

İşte Mustafa Sarıgül’ün başarısı bu, insana samimiyetle dokunmak. Yani bunu bir görev olarak yapmayacaksınız. Bundan keyif alacaksınız. İçinize nakşedilmiş bir dokunma aşkı, hizmet aşkı olacak insanları seveceksiniz. Tolstoy’un çok güzel bir lafı vardır “Sevmek ile başlar herşey” diye

Dolayısıyla her yeni gün benim için yeni bir başlangıç. "Bir gün adalet ile hizmet eden 1 yıl ibadet etmiş sayılır" diyor bizim inancımız. İşte ben hem çok iş yapıp hem de adaletle hizmet etmek, Beşiktaş gibi önemli bir ilçeyi çok daha önemli bir marka haline getirip Şişli’nin marka algısının da önüne geçirmek istiyorum.

 

Eyvah… Sarıgül duymasın ?

Vallahi onun evladı onun kardeşi olarak biraz buna tahammül edecek. Görevin her aşamasında nereden geldiğimizi unutmadan, bizi var eden değerlere vefayı sadakati unutmadan yolumuza devam edeceğiz.

Birgün başkanlık bittiğinde insanlar sizi Beşiktaş’ta nasıl hatırlasın istersiniz ?

Ben kendime bir paye aramıyorum. Ama gönüllerde kalacağıma ve iz bırakacağıma inanıyorum. En önemli hedefim gerçekten gönüllerde olmaktır. Başladığım yılardaki gibi. Bakın ben 28 yıldır siyaset yapıyorum ama kendimi siyasetin kirlenmiş noktalarından korudum. Siyasette hizmet dönemim bittiğinde kendi vicdanımda rahat olmayı çok isterim.

Beşiktaş denilince akla hemen Beşiktaş takımı geliyor. Kulübe destek verecek misiniz ?

Beşiktaş Belediye Başkanlarının en önemli görevi Beşiktaş'a ait büyük değerleri yüceltmektir. Bütün değerleri daha iyi noktaya taşımaktır. Bütün markalara sahip çıkmaktır. Beşiktaş’ın da en önemli markalarından biri şüphesiz Beşiktaş kulübüdür.

Beşiktaş Belediye Başkanı olarak Beşiktaş kulübünü her noktada desteklemek ve onun bir parçası olarak Beşiktaş’ımızı daha iyi bir noktaya taşımak da bizim görev ve sorumluluğumuz olacaktır. Yeni stadımızla birlikte, Beşiktaş kulübü de çok daha büyüyecek.

Gelelim aileye, eşiniz ne iş yapıyor ?

Eşim de avukat Sosyal Güvenlik Kurumu’nda müşavir avukat olarak görev yapıyor. Benim hukuk fakültesinden sınıf arkadaşım. 25 yıldır beraberiz…

Eşiniz adaylığınızı nasıl karşıladı ? Sevindi mi, üzüldü mü ?

Sadece üzülmedi. Direndi de… Eşim benim çok büyük destekçim ancak benim siyaset yapış şeklim eşimi çok mutlu etmiyor. Çünkü ben çok fazla gönülden ve derinden yapıyorum bu işi. Geceleri geç saate kadar koşturuyorum sabahları çok erken kalkıyorum. Sanırım artık daha da az görüşeceğiz diye üzülüyor.

Peki meydanlarda eşinizi de görebilecek miyiz ?

Eşim kamu görevlisi. Bir kamu görevlisinin, -sözkonusu eşi de olsa– siyasi eylemlerde çokça bulunması doğru olmaz.

Çocuğunuz var mı ?

Bir oğlumuz var 16 yaşında. Saint Benoit Fransız Lisesinde okuyor. Adaylığımdan çok mutlu oldu. Annesi bıraksa 24 saat benimle olacak. Ancak annesi “ Önce okul ve ödevler “ dediği için, sadece hafta sonu kısıtlı sürelerde bana destek oluyor. Fakat siyasetle çok ilgili.