Zaman zaman sokakta kuyruğu kesik köpekler gözümüze ilişir.
Eğer sahipsiz iseler o sokak köpekleri; ya yavruyken ya da
sonradan belli ki bir vicdansızın kurbanı olmuşlardır.
Emin olun kuyruğuna teneke bağlanmış bir şekilde sokak sokak
kovalanan köpeklerin arkasından eğlenen çocukların
düşüncesizlikleriyle vicdansızlıkları nasıl birbirleriyle
yarışıyorsa; köpeklerin kuyruklarını ya da kulaklarını kesenlerinde
vicdansızlıkları kötülükleriyle yarışıyordur.
Sahipli köpeklerin kuyruklarının kesilmesi ise ayrı bir
olaydır.
O köpeklerin sahipleri; sonu gelmez yalan dolanla dolu avcılık
hikâyeleri gibi kuyruğu kesik köpek daha iyi avcı olurmuş
hikâyesine sığınarak; kendilerine bahane yaratırlar.
Mesela onlara göre; kuyrukları çalıya çırpıya çarpınca hem
avları kaçırırmış, hem de bazen kuyrukları dikenli çalılarda
yaralanır ve kanarmış.
Yerseniz yani.
Duyanda onları vicdanlı sanır.
Neymiş efendim; avları kaçıyormuş.
Sanki kaçmasa vuracaklar.
Sanki vursalar iyi bir şey yapacaklar.
Savunmasız hayvanların av sporu adı altında vurulmalarının
yasallaştırılması zaten ayrı bir konu ama o şimdilik yazımızın
konusu değil.
Belki ileride onu da yazarız.
Ayrıca bilinmeli ki zorunlu nedenler dışında hayvanların
organlarının kesilmesi zaten; Hayvanları Koruma Kanununun sekizinci
maddesine göre yasaktır.
Kanuna göre hayvanların, yaşadıkları sürece, tıbbî amaçlar
dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp
alınamaz veya tahrip edilemez.
Yani aslında ortalıkta kuyruğu veya kulakları kesik bir şekilde
dolaşan hayvanların her biri; büyük ihtimalle birer suç
delilidir.
Ama ne yazık ki gözümüzün önündeki bu deliller değerlendirilip,
gereği yapılamıyor.
Hayvan haklarını savunan ya da savunmaya çalışan dernek
veya sivil toplum kuruluşları; bence artık stratejilerini
değiştirip, öncelikle hayvan haklarından sorumlu resmi bir
kuruluşun kurulması konusunda hummalı çalışmalar
yapmalılar.
Ayrıca yalnızca bu hakların korunmasını takipten sorumlu
bir savcılık biriminin kurulması yönünde de kamuoyu oluşturarak
sonucu ulaşmaya çalışmalılar.
Böylece hem hayvanları yönelik olarak işlenen suçlar herkes
tarafından bilinir, hem de bu suçların gönüllü ve görevli
takipçileri çoğalır.
Ayrıca kafasına göre kulak ve kuyruk kesenlerde
vicdansızlıklarının bedelini ödemiş olurlar.
Yoksa siz ne kadar yazarsanız yazın, konuşursanız konuşun ancak
etkisiz yaygara çıkarırsanız.
Yani bir anlamda sadece kendi kendinize labarba yapmış
olursunuz.
Yani kalabalık ses çıkarır, kuru gürültü yaparsınız.
Ayrıca sizin de yani bu yazıyı okuyanlarında bu konuda herhangi
bir şey yapmayacakları aşikârdır.
O yüzden siz bunları boş verin Twitter ya da Facebook
hesaplarınızda geyiğe devam edin.