Hayrünnisa Gül'den köşk yemini
Abone olCumurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, yıkılmak üzere olan Pembe Köşk'e neden dokunmuyor?
Pembe Köşk'te "Atatürk'ün çalışma masasına tuvalet
yapıyor" suçlamaları Hayrünnisa Gül'ü çok üzdü. Söylentilere
incinen Gül, köşkün restorasyonundan vazgeçti. Emine Erdoğan ile
küs olduğu yönündeki haberlere güldüğünü söyleyen Gül, her zaman
görüştüklerini açıkladı.
Hayrünnisa Gül ile kadın gazeteciler Ordu'daki 'Konuşan Kitap Şenliği' etkinliğinde bir araya geldi. Bayan Gül Çankaya Köşkü'nü, gündelik yaşamı ve merak edilenleri anlattı. İşte o geziyen katılanlardan Milliyet yazarı Aslı Aytıntaşbaş, Gül'ün söylediklerini bugünkü yazdı.
PEMBE KÖŞK YIKILIYOR
Pembe Köşk konusunda içim eriyor. Yıkılmak üzere. Ama restorasyona
kalktığımızda yazılanlara o kadar içerledim ki. Neler söylediler!
Para harcıyor dediler, Atatürk’ün çalışma masasına tuvalet yapıyor
diye yanlış yazdılar. Bizi rencide ettiler, çok incittiler. İnsanın
motivasyonu kırılıyor. Köşk yıkılmak üzere, içim de gidiyor ama
yemin ettim dokunmayacağım.
MANDELA’NIN HAYATI
Çok okuyan biriyim. Başucumda hep kitap var. Ama en son ne
okuduğumu sormayın çünkü yazar ismi vermem doğru olmaz. Dizi
seyredecek vakit yok. Filmleri ise ancak uzun uçak gezilerinde
izleyebiliyoruz. En son Cumhurbaşkanı ile “Invictus” filmini
izledik. Mandela’nın hayatıyla ilgili ve iyiliğin her zaman
kazandığını görüyorsunuz.
MATEM HAVASI
Bir anne nasıl çocuklarına bir şey olduğunda üzülürse biz de
ülkedeki çocuklar için üzülüyoruz. Her şehit haberi evimizi matem
evine dönüştürüyor. Allah artık sona erdirsin, annelerin yüreği
yanmasın diye çabalıyoruz, dua ediyoruz. Ben oralardan hasta
geliyorum. Terörün vicdanı yok. Bitmesi lazım. Türkiye çok enerji
kaybediyor ne yazık ki.
KÜFLENDİ
2002’den beri bu işlerin içindeyiz. Köşk’teki tempo çok yoğun.
Herkesten önce kalkarım, notlarıma bakarım, evraklarımı gözden
geçiririm. Hatta Abdullah Bey’den erken kalkıyorum diye bana
takılıyor. Yurt gezileri var, restorasyon çalışmaları, sanat
eserlerinin tamiri, cumhurbaşkanlığı faaliyetleri, kurumsal kimlik
çalışmaları... Örneğin bayrakların dikilmesi, armaların zemini,
zarfların üzerindeki forsun aynı büyüklükte olması lazım. Halılarla
bile bir ay uğraştık. Depolardaki çok değerli halılar küflenmişti.
Günlerim depolarda geçti. Konuttaki resimlerden masa düzenine ve
menülere kadar her şey emek istiyor.
MEZUNİYETE GİDEMEDİM
Oğlumun Standford’da mezuniyet töreni seçimden bir gün önceydi.
Gidemedim. İnanın çok mütevazı yaşayan bir aileyiz. Benim için
şurada önemli olan halkın içinde olabilmek, onların sevgisini
görebilmek. Yoksa biz Çankaya’da olmuşuz çok önemli değil ki.
EMİNE HANIM’LA KÜS OLDUĞUMUZ HABERLERİNE
GÜLÜYORUZ
Vermeyince mabut, neylesin Mahmut diyorum hep. Emine Hanım’la
buluşmamız haber oldu. Oysa biz her zaman görüşüyoruz. Bizi ısrarla
küs göstermek istiyorlar. Ne biz, ne eşlerimiz, ne çocuklarımız
birbirimizden ayrılamayız. Biz eski arkadaşız. Her zaman bir araya
geliriz. Bu haberlere gülüp geçiyoruz.
CUMHURBAŞKANI MENEMEN YAPTI
Yemek yapacak vakit yok. Köşk’te menü hazırlıyoruz ve tadımlar var.
Yapmasam bile, yanlarında oluyorum. Aslında Kayseri yemekleri,
Mardin yemekleri yaparım ama vakit yok. Cumhurbaşkanı şikâyet
ediyor ama soralım bakalım yemek yapmamı mı ülkeye hizmet vermemi
mi tercih eder? (Cumhurbaşkanı’nın yemek yapıp yapmadığı sorusuna)
Geçen gün girdi salata yaptı, bir gün de menemen yaptı. Ama hiç
vakit olmuyor.
PEMBE KÖŞK’TE ATÖLYE KURDUK
Cumhurbaşkanlığı’nın depoları ve sanat eserlerini ortaya döktük.
Ama içine girdik ve çıkamıyoruz. Bakımdan geçmesi gereken eşya çok
var. Yılların ihmali var. Dolmabahçe ve Pembe Köşk’te küçük küçük
atölyeler kurduk. Onları onarmaya çalışıyoruz.
ÖMER ULUÇ ALDIM
Modern resmi de klasik resmi de çok seviyorum. Klasikler
Çankaya’da, modern resimler İstanbul’da. Koleksiyonu
geliştiriyoruz. İsim vermeyeyim ama bizden sonra neler kattığımız
bilinecek. Peyami Gürel’lerimiz var, Gencay Kasapçı var. Şu an
hayatta olmayanlardan da çok var. Ferruh Paşa’yı çok severim.
Kendimin yok ama devlete çok kazandırdım. Ömer Uluç aldım bir tane.
Hiç yoktu Cumhurbaşkanlığı’nda. Burhan Doğançay’ı da yeni aldım.
Beyefendi’nin makamında sergilenen tablolardan bunlar.
FİKRET MUALLA’NIN RESMİNE KAŞE VURULMUŞ
Arşivimizi elden geçirirken çok orijinal şeylere karşılaşıyoruz.
Fikret Mualla 1934’te Ayvalık Ortaokulu’nda öğretmendi. Bir
hikâyesi de var. (Sohbetteki Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa
İsen) Öğretmen odasında Atatürk’ün resmine, izmarit
fırlatmış. Atatürk’e yalvaran, af dileyen iki özür mektubu var,
beni Almanya’ya gönderin diyor. “Bu ortamdan sıkılıyorum tekrar
üreteyim.” İki de suluboya göndermiş. Bunları katlamışlar. Üzerine
gün ve tarih yazılı kaşe vurmuşlar. Ama en azından korunmuş.
(Gül devam ediyor) Yani Türk resim tarihine iki Fikret Mualla
kazandırdık. Özel çerçeve tasarladım. Varağın rengine kadar
günlerce uğraştık. Çerçeveye çok önem veriyorum.
Cumhurbaşkanlığı’nda beş tane Fikret Mualla var.
AYVAZOVSKY’LER ÇOK HASAR GÖRMÜŞ
Resim koleksiyonundaki eserlerden bir kitap hazırlıyoruz.
Ayvazovsky’ler, Gerome’lar var. Söylemek istemiyorum ama Pembe
Köşk’teki havuzdaki rutubetten dolayı zarar görmüşler. Ancak bizde
restorasyon çok başarılı değil, hatta bazen gerekli makineler bile
yok. Yurtdışından uzmanlarla yazışıyoruz. Gerome için Fransa,
Ayvazovski için Rusya’dan uzmanlar geldi. İngiltere Almanya,
İtalya’dan görüş istedik. Çok zarar var. Yanlış bir şey yolmasın
istemiyorum. Küçük bir müdahale büyük zarar verebilir. Dolmabahçe
koruyucu restorasyon kullanıyor. Resme en az müdahaleyi, en doğru
müdahale olarak kabul ediyor. Fakat daha iyi teknikler de var.
İnsan yetiştirmeniz lazım.