Hayrettin Karaman'dan LGBT bombası!
Abone olYeni Şafak yazarı Prof. Hayrettin Karaman, LGBTİ Onur Haftası’nı eleştirdiği yazısında "Eşcinseller kendilerini açıklayarak namuslu ve onurlu insanların aralarına katılamaz!" dedi.
Muhafazakar medyanın "duayen ilahiyatçısı" Yeni Şafak
yazarı Prof. Hayrettin Karaman, eşcinellere dönük tartışmalı
ifadelere yer verdiği yazısıyla dikkat çekti.
Karaman, 22 - 28 Haziran’da düzenlenecek 23. LGBTİ Onur
Haftası’yla ilgili olarak “Bu ülkenin düzeni laik, seküler,
liberal demokrat vs. olabilir, ama kimse unutmasın ki halkımızın
kahir çoğunluğu Müslümandır, eşcinselliği ahlaksızlık olarak kabul
eder, eşcinseller kendilerini açıklayarak namuslu ve onurlu
insanların aralarına katılamazlar, yaptıkları “kabahat” yüz
kızartıcı bir fiil olarak tiksinti ile karşılanır” dedi.
Karaman, yazısında, “Hükümetler toplum ahlakını hiç sayarak
eşcinsellere, istedikleri mahiyette hak ve özgülük getiren yasalar
çıkarırlarsa kısa veya uzun vadede halkın teveccühünü kaybederler.
Ve eşcinseller gemi azıya alarak bu tür faaliyetlerin bin katını
daha yapsalar halkımızın genel ahlakını değiştirmeye güçleri
yetmeyecektir” ifadelerine yer verdi.
İşte Hayrettin Karaman'ın "İbadet açık, kabahat gizli
olacaktır" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm:
Kim demiş bilmiyorum, “ibadet de kabahat de gizli olur” diye. Doğru
olanı şudur: Farz olan namaz, zekat gibi ibadetler açık olur ki,
başkalarına da teşvik ve örnek olsun. Nafile ibadetlerin ise riyaya
sebep olmasın diye gizli yapılması tercih edilir.
Günah ve ayıp olan kabahatin hiç olmaması istenir, ama İslam'da
kimsenin özel mekanına girilemeyeceği ve gizlediği bir davranışa,
başkasına zarar vermedikçe müdahale edilemeyeceği ve
açıklanamayacağı için “yapan tarafından gizlenen kabahat, gizli
kalır”.
ONUR YÜRÜYÜŞÜ TOPLUM AHLAKINA SAVAŞ İLAN
ETMEKTİR!
Kabahati işleyenler arı, namusu, hayayı, ahlakı, toplumun
tepkisini… hiçe sayarak yaptıklarını ilan etmeye, açıkta yapmaya,
hatta bunu bir “onur hareketi” olarak takdim etmeye yeltenirlerse
toplumun ahlakına, geleneğine, kırmızı çizgilerine karşı savaş ilan
etmiş olurlar. Savaşı onlar başlatınca da görmeleri muhtemel olan
tepkiden şikayet etmemeleri gerekir.
Bu girişi Türkiye'de eşcinsellerin hem de mübarek Ramazan ayında
yapmak istedikleri bir dizi faaliyet sebebiyle yazdım.
LGBTİ Onur Haftası kapsamında yapılacak faaliyetlere katılmak üzere
Türkiye'ye gelen Boston Eşcinsel Erkek Korosu'na (Boston Gay Men's
Chorus) Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliği yapacakmış. 28 Haziran
günü de bir yürüyüş yapacaklarmış, kendileri buna “onur yürüyüşü”
diyorlar. Sözcü ve savunucularının ifadesine göre homofobik ve
gerici haberleriyle bilinen Vahdet, Yeni Akit, Yeni Şafak gibi
gazeteler onları hedef gösteriyormuş, Zorlu PSM'nin yapmak
istedikleri konsere kapılarını kapatmasına da bunlar sebep
olmuşlar.
Çeşitli faaliyetlerini ilan ederken kullandıkları ifadeleri buraya
almam mümkün değil, en hafif olan ikisi şöyle:
KÜLOTSUZ PARTİ
“Ahlak felsefesi üzerine okumalar yapıp tartışacağımız bu muhteşem
partiye herkesi bekliyoruz! Şaka anam, şaka. Ahlak dediğin nedir
ki? Külotu kafasına geçirebilen bütün ahlaksızları Leyla'ya
çağırıyoruz!”
“Yeni anayasa yapım sürecinde bizleri gerekçeli karara mahkum eden
yasa yapıcılara ses çıkarmak, bize bir yasa lazım demek için
onbinlerce transfobi karşıtı ile bir araya geliyoruz. Seçim
sonuçlarının şevkiyle; bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Bu ülkenin düzeni laik, seküler, liberal demokrat vs. olabilir, ama
kimse unutmasın ki halkımızın kahir çoğunluğu Müslümandır,
eşcinselliği ahlaksızlık olarak kabul eder, eşcinseller kendilerini
açıklayarak namuslu ve onurlu insanların aralarına katılamazlar,
yaptıkları “kabahat” yüz kızartıcı bir fiil olarak tiksinti ile
karşılanır.
Hükümetler toplum ahlakını hiç sayarak eşcinsellere, istedikleri
mahiyette hak ve özgülük getiren yasalar çıkarırlarsa kısa veya
uzun vadede halkın teveccühünü kaybederler. Ve eşcinseller gemi
azıya alarak bu tür faaliyetlerin bin katını daha yapsalar
halkımızın genel ahlakını değiştirmeye güçleri yetmeyecektir.