'Hayırlı Cumalar' dilemek gericilik mi?

Epey dönemlerde sosyal iletişim ağı Facebook'ta hoşuma giden bir şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde tanıyan tanımayan herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor..

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Epey zamandır sosyal iletişim ağı Facebook'ta hoşuma giden bir şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde tanıyan tanımayan herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor..

Kandiller, bayramlar ve özel günler "Kutlanarak" bir birliktelik, bir gönül dayanışması yaşanıyor/ sergileniyor. Her yeni haftaya her hafta sonuna ve her resmi tatile özel mesajlar yayınlanıyor.. Özellikle Cuma günleri her bir profilden, "Hayırlı Cumalar" temennilerinin yükselmesi ve o temenni iletisinin altına iliştirilen yorumlar müthiş bir insani bağ oluşturuyor..

Böylesine masum, böylesine temiz bir paylaşımdan rahatsız olmak mümkün mü?

"Normal olan bireyin" rahatsız olması mümkün görünmüyor tabi ki... Ama gelin görün ki, birileri bu güzel temennilerden bile rahatsız olmuş..

Radikal Gazetesi
'nde çalışan Ayfer Selamoğlu isimli bir hanımefendi, bu konudan epey muzdarip..

Radikal'de yazdı mı yazmadı mı bilmiyorum. Pek çok dostum Radikal'deki yazısını alıntı yapıp eleştirdi sayfasından.. Bu sırada yazı siteden uçtu mu bilmiyorum ama Facebook'taki bir kaç bin arkadaşının beğenisine sunulmak üzere yazdığı yazıda da aynı sözleri tekrarlamış hanımefendi..

Demiş ki;

"Bu ülkenin bayramı- tatilleri yetmezmiş gibi, şimdi de "Hayırlı- Mübarek" gibi sıfatlarla Cuma günlerini kutlama modası çıktı.. Bu da zıvanadan çıkmanın başka bir yüzü.. Kusura bakmayın ama, neye dayanarak Cuma'yı mübarek, diğer günleri lanet ilan ediyorsunuz.. Erkeklerin Cuma günleri toplu halde günah çıkarma ayinlerinde iptal olmaları gibi bu tür haftalık kutlamaları da tuhaf ve çıkarcı buluyorum.Yani bu bireysel bir iletişimse.. Bunu herhangi bir yerde, tek başınıza ya da herhangi bir günde yapmanıza engel nedir? Sonuç; Yine çıkarcılık..."

***

Bazı insanları debelendikleri pisliğin içinde bırakmak çoğu zaman iyi bir yöntem olsa da, o pisliği yanından yöresinden geçen insanların üzerine sıçratma riskini de göze alarak birinin dur demesi gerek!..

Zırvalayan birilerine cevap yetiştirme konusunda pek maharetli ve istekli olmasam da, bu konuyu aynı hanımefendiyle Facebook üzerinde de tartışma macburiyetinde kaldım. 

Yazdığı zırvaya destek bulamayıp da sert eleştirilerle karşılaşınca "Benim annem, ibadet gizli olmalı derdi..." türünden tuhaf bir savunma kalkanına bürünmeye çalıştı. Baktı tepkilerin ardı arkası kesilmiyor, içinde benim de olduğum tüm eleştiri sahiplerini tek kalemde silip engelledi ve sırra kadem bastı..

Annesi, "İbadet gizli olmalı" demişmiş!

Annesinin sözü ayet, Allah'ın emri ayin!

Ve ne yazık ki bunu söyleyen bir kadın..

Daha da vahimi, toplumu bilgilendirme görevi verilmiş bir kadın gazeteci..

Okumayı romandan, veya tırışka hikayelerden ibaret sanan, varoluşun nedeni okumamış, araştırmamış veya araştırmaya tenezzül etmemiş bir gazeteci!

Cuma'ya neden "mübarek gün" denir, "Cuma üzerine kaç ayet indirilmiştir, diğer günlerin böyle bir ayetle taçlandırılma durumu var mıdır yok mudur?" diye öğrenme zahmetine girmemiş bir gazeteci!

Kısacası o bir modern Müslüman!

***

"Modern din"
diye diye işte bu hale geldik maalesef.. Namazın bırakın kendisine, adına bile tahammül gösteremeyen, zora düşünce "Elhamdülillah" demeyi dahi bilemeyip "Erhamdurillah ben de Müslaman'ım" diyen acizlerden sadece biri..

Maalesef ki böylelerinin çocukları, çift babalı olduklarına inanır..

Bir organik babası, bir de Noel Babası vardır..

Böyleleri çocuklarına Noel babalarının yılbaşı gecesi bacadan girip kendisine hediye getireceğini anlatır da, Hızır Aleyhisselam'ın adı geçince, "Yapma yavrum bunlar gerici dincilerin söylediği sözler.. Hurafe bunlar inanma" diye öfke nöbetleri geçirir..

Böyleleri, Kurban Bayramı'nda kurbanlık kesenlere, "Barbarlar.. Yine ortalığı kan gölüne çevirdiler. Kesilen mi hayvan, kesen mi hayvan" diye hakaret eder..

Ama "Aralık ayı"na girilmesiyle birlikte kıçından ter akıncaya kadar fıldır fıldır yılbaşı gecesi masasına konulacak içi pilavla doldurulmuş hindi aramaya koyulur..

Bir sonraki seneye girmeye 10 saniye kalınca "Dokuuuuzz, sekiiiz, yediiii.... ... biiiir ve sıfııııır.. Huuuuuuu, heyooooo.. Oleyyyyy yuppiiiii" diye hezeyanlar içinde çığlık atmak bir inançtır. Hatta inançtan öte bir dindir ama Cuma'da saf tutmak bir ayindir, çıkarcılığın daniskasıdır böylelerine göre!..

Böylelerinin bir yakını can verdiğinde, "Allah rahmet etsin... Nurlar içinde yatsın" diyemez.. Allah ve Nur gibi gericilerin (!) ağzından dökülen cümleler onların ağzına yakışmaz.. Onlar, "Tanrı O'nu bizden çok sevdi ki yanına aldı.. Zaten hiç bir yere uğramadan direk cennete gitti.. Işıklar içinde uyusun.. Yüzüne projektörler vursun" derler.. Dikkat ediniz, "Allah" da demezler.. Ne kadar modern olduklarını "Tanrı" diyerek dışa vururlar!

Yunan mitolojisindeki tanrılardır onların tanrısı.. Onların tanrıları, Kureyş kabilesinin helvayla yapıp, acıktığında yemek zorunda kaldığı puttan tanrılarla aynıdır..

***

"Zemzem"
i "Yeni Rakı" veya "Konyak" olanların, "ibadet"inin sarhoşluk sonrası kudurup alelade herhangi biriyle seks yapması normaldir.. (Adam gibi içenler tenzih olunur...)

Üniversiteler bitirmeleri, tezler veya doktoralar yapmaları bir fayda, bir artı getirmez onlara.. Kur'an desen onlara çok uzak.

İncil desen ona göre bir hayat sürdürmezler.. Tevrat desen, onun hükümlerine göre yaşamazlar değiştirirler kendi sapkınlıklarına uydururlar. Ne İsa'ya ne Musa'ya yani anlayacağınız.

Sadece zaman zaman "İsmen Müslüman" olurlar ama "cismen neye tabi oldukları asla belli olmayan güruh"tur bunlar..

Domatesin, karpuzun veya şeftalinin çekirdeğinde yazan "Allah" sözüne de, bülbülün, "Allah" diye şakımasına da anlam verecek idraktan yoksundurlar.. Hayvanları severler sevmesine ama, gagasını suya her sokuşunda başını semaya kaldırıp yaradana adeta şükreden kuşun beyninden daha ufaktır beyinleri..

Hac onlar için Suudi Arabistan'a fuzuli olarak akıtılan bir milli gelirdir.. Eyfel Kulesi'ni ziyaret, Barcelona kaçamağı veya Londra sokaklarında tur atmak onlar için tavafların en yücesidir..

Envay çeşit eğlence kulüplerinde çalan, "Gel gel acimicaaak", "Sevişmeden uyumayalım" "hüp diye içine çek beni" müzikleri "ezan"ları,  o müzikle birlikte tepinmek namazların en mukaddesidir onlar için ama, tam da uykuya dalacakları saatte okunan Sabah Ezanı gürültü kirliliğinden öteye geçmez..

Geçse bile "Anlamıyoruz ki bari Türkçe okunsun yahu" derler!

***

Kurban olduğum Allah!

Daha Kur'an'ı indirirken aramızdan bu tür okumuş ve kültürlü "Modern Müslümanlar"ın çıkacağını bilmiş, bize de mesaj vermiş:

Buyurmuş ki;

"İndirilen kitaplarla amel etmeyenlerin hali, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer. Allah'ın ayetlerini inkar eden kavmin hali ne çirkin.. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez."
(Cuma Suresi)

Baca eğri de olsa duman her zaman düz çıkar.. Eğri büğrü insanların böyle abuk subuk konuşmaları, dini küçük düşürme çabaları, düzgün insanları dinlerine daha sıkı sıkı sarılmaya sevkediyor..

Bunu tarih boyunca anlamadılar. anlamayacaklar!

Herkese şimdiden "Hayırlı Cumalar..."