Yeni Anayasa Paketi'yle birlikte yetkilerin tek kişiye
devredileceğini söyleyenler çok vahim bir iddiada
bulunuyor.
Diyorlar ki "Başkan isterse devlet kurumlarını bölgelere
ayırarak ve özerklik ilan ederek ülkenin bölünmesine neden
olabilecek!"
Her zaman söylediğim gibi;milleti kendileri gibi ahmak
zannettikleri için istedikleri yalanı korkusuzca
söyleyebiliyorlar.
Oysa ortada kapı gibi bir gerçek duruyor.
Anayasamızın 123. Maddesine göre idare ve yönetim kanunlarla
düzenleniyor. Anayasamızın 126. ve 127. maddesine göre il, ilçe,
mahalli idare v e belediyeler kanunlarla kurulabiliyor.
Cumhurbaşkanı'nın bu konularda kanun çıkarma yetkisi yok. Bırakın
kanun çıkarma yetkisini, söz söyleme yetkisi dahi yok!
Bu durum onları tatmin etmiyor mu? O zaman gelin bu iddianın
sahiplerine hep birlikte şu soruyu soralım:
"Cumhurbaşkanı'na özerklik ilan etme ve ülkeyi bölme yetkisi
veriliyorsa, özerkliği savunan HDP ve PKK neden bu sisteme karşı
çıkıyor?"
Bu soruya akıl ve mantık dairesinde bir cevap gelebileceğine
inanıyor musunuz?
"Ama Habur", "Şey ama Oslo", "Fakat Çözüm
Süreci" diye geveleyip duracaklar bunu siz de biliyorsunuz.
Sevgili kardeşlerim...
Yeni sistem yetkiyi de kararı da sadece ama sadece millete
veriyor.
Nasıl olacağını anlatayım.
Anayasa Değişiklik Paketi şayet referandumdan geçerse, çıkarılacak
kanunlarla beslenecek.
Örneğin, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu değişecek. Dar
bölge veyahut daraltılmış bölge sistemi getirilecek.
Ayrıca partiler istese de istemese de önseçim yapmak mecburiyetinde
kalacak. Milletvekili seçimi ayrı, Cumhurbaşkanlığı seçimi ayrı
olacağı için, bütün siyasi partiler milletin istediği isimleri aday
göstermek zorunda kalacak. Liderlerin istediği adaylara oy verme
mecburiyeti ortadan kalkacak.
Dayatma olması durumunda isteyen seçmen, bir başka partinin
milletvekiline oy verebilecek.
Dahası...
Seçim barajı ya tamamen kalkacak, ya da en fazla yüzde 3 olacak.
Bütün ama bütün partilerin temsilcileri Meclis çatısı altında
olacak. Bir parti bir milletvekili bile çıkarmış olsa Meclis'te
olabilecek.
Daha da önemlisi...
Seçmenlere, hizmetlerinden memnun olmaması durumunda, seçtiği
milletvekilini azletme hakkı verilecek.
Bu sistem sayesinde vekiller Cumhurbaşkanı'nı ya da bakanları
değil, milleti memnun etmek için çalışacak.
Ve en önemlisi...
Örnek veriyorum; herhangi bir il veya ilçede 100 bin oy toplayan
seçmen, kendi bölgesinde yapılmasını istediği bir çalışmayla ilgili
Meclis'e kanun tasarısı sunma hakkına sahip olacak! STK, vakıf
ve derneklere de Meclis'e kanun tasarısı teklif etme hakkı
tanınacak.
Yani kanun yapma yetkisi Cumhurbaşkanı ya da bakanlarda değil,
millette ve milletin seçtiği milletvekillerinde olacak.
Cumhurbaşkanı sadece bütçeyle ilgili kanun yapabilecek. Bu kanun da
Meclis'te kabul edilirse yasalaşabilecek.
Şimdi soruyorum...
5 yılda bir halkın vereceği oya mahkum edilen Cumhurbaşkanı mı tek
adam oluyor?
Bugün vatana ihanet dışında yargılanamazken, yeni sistemde her
suçtan, hatta her hatadan dolayı Yüce Divan'a çıkarılacak
Cumhurbaşkanı mı tek adam oluyor?
Ama Yüce Divan'a gitmesi için 600 milletkvekilinden 400'ünün oy
gerekiyormuş!
Bu sistemde yargılanamazmış!
Siz değil miydiniz "Cumhurbaşkanı 550 milletvekilinden 367'sinin
oyuyla seçilsin" diyen?
Ne bekliyordunuz?
135 CHP'li ve 59 HDP'linin oyuyla Yüce Divan'a gönderip idam etmeyi
falan mı hayal ediyordunuz?
Hadi itiraf edin.
14 yıl boyunca hep bu hayalle yaşadınız. Buzdolabı magneti
gibi, Erdoğan karşıtı olan herkese, herşeye yapışıp kaldınız!
PKK, Fetö, DHKP-C, Esad, Sisi, AB, ABD vs. Kimi bulduysanız onun
eteğine yapıştınız.
Siz onlara yapıştıkça millet size tokatı yapıştırdı ama bir türlü
akıllanmadınız.
Ama uyarayım...
Yediğiniz bütün tokatlar kötüydü ama bu sonuncusu en beteri olacak.
Öyle bir şepeşille yiyeceksiniz ki sizi spartulayla kazımak bile
mümkün olmayacak!
Evet, aynen böyle olacak!
Dipnot: Sanat hayatını ayı oynatarak geçiren Müjdat
Gezen'i bu alanda her zaman yetenekli görmüşümdür. Yine ne yaptı ne
etti, bir salon dolusu ayıyı bir arada oynatmayı başardı
"pezevenk!"
Müjdat Gezen'in deyimiyle "pezevenk" küfür değil. Azericede yol
gösteren anlamına geliyor.