Eğer birimizin kederi hepimizi kederlendirmiyorsa, yeryüzünde
mazlumlar gülmezken biz gülüyorsak, onlar mutsuz, umutsuzken biz
mutlu ve umutluysak bilin ki biz adına insanlık denen savaşı çoktan
kaybetmişlerdeniz.
Eğer şeytan keyifteyse, bilin ki biz azaptayız.
Hangi partinin sokağında veya hangi takımın stadında slogan
attığınız önemli değil. Başınız açık veya kapalı farketmez. Gelin
bu gün keyf twitleri atmayı, muhabbeti, aşkı, hayalleri ve hayal
kırıklıklarını bir kenara bırakın.
Gün, anlamsız sözlere anlam katma günüdür.
Gün, Mevlana'nın dediği gibi, "Sizin derdinizi kendisine
nimet sayacak kişilere" yüzünüzü dönme, yüreğinizi açma
günüdür. Gün, bir sözünüzle sızısı olan bir bedene şifa taşıma
günüdür.
Nice zamandır bir çığlık sesi adeta arşı yalıyor. O çığlığın sahibi
daha 24'üne girmemiş Refiye Yılmaz.
Refiye Yılmaz, milyonda bir rastlanacak Gardner hastalığına
yakalanmış. Hayatın cilvesine bakın ki, rahatsızlığından
kurtulmanın bedeli de tam 1 milyon TL. Sayması bile zor olan bu
parayı denkleştirmek mucizenin mucizesi olacağı için çaresizce
devletine sağınmış.
"Ne olur; Yaşam denen umudun melodisi benim için söndü
sönecek. Yardım edin" diye yalvarmış.
Eman dilediği, derman dilendiği kapıların hiç biri açılmamış.
Yazdığı son mektup o kadar yakıcı ki...
"Merhaba" diyen mektubunu şu sözlerle bitirmiş:
"Son olarak; Genç bir kızı ölüme terkettiğiniz için sizlere
teşekkür ederim!.."
Açtım fotoğrafına baktım.
Dimdik duran bir zambak güzelliğinde... Yüzündeki masumiyet bakar
bakmaz çarpıyor insanı.
"Siz de mi birşey yapmayacaksınız?" der gibi bakıyor.
Dünyanın kenarından yuvarlanıp gitmeden önce, son bir umutla hayat
dallarına takatsiz kollarıyla asılıyor.
Şimdi çıkın vicdan terazisine, yoklayın yürek diye taşıdığınız et
parçasını ve karar verin!
İzleyecek misiniz?
Kapınızı döven bu çığlığı duymazdan gelecek misiniz?
Cevabınız "hayır"sa, Allah'tan başka sığınacak
kimsesi kalmayanların çaresizliğiyle bakan bu bakışların sahibinin
üstüne nur yağmurları gibi yağmaya ne dersiniz?
Bazen olması gereken olur, ölmesi gereken ölür!
Ama durum bu kez çok farklı. Bu kez olması gereken olsun, ölmemesi
gereken Refiye Yılmaz ölmesin.
Doğruluk makamı adına...
Bu dünyaya sıradan gelip sıradan biri olarak gitmemek adına.
Bu kez kaderin oyununu değil ama, oyunun kaderini değiştirmek sizin
elinizde.
Yapmanız gereken tek şey Refiye Yılmaz'ın çığlığına çığlık katmak.
Kalbi taş kesilenlere, 3150 TL'lik bir ilacı vermemek için genç bir
kızın hayatını çöpe atmaya hazırlanan yetkililere muazzam bir
haykırışla seslenmek.
Refiye Yılmaz'a gücünün yetmeyeceği bir bedeli, canıyla ödemesi
gerektiğini dayatanların üzerine bir kasırga gibi yürümek için
şimdi tam zamanı..
Gelin adınız bugün korku olsun, uğultu olsun görmezden, duymazdan
gelenler için...
Bunu yapmazsanız, bir aile en sevdiğini pisi pisine kaybedecek.
Dünyanın döngüsü içinde böylesi bir acı için teselli yok! Eğer tüm
bu yazdıklarım sizleri etkilemediyse dönün evladınıza, kardeşinize,
sevdiklerinizin göz bebeklerine bakın. O'nun bu trajediyi yaşamak
üzere olabileceği ihtimalini düşünün.
Yapmanız gereken şeyler ne mi?
Sosyal medyada sesine ses olmak istiyorsanız, (
RefiyeYılmaziçin AcilYardımGerekli )
etiketine destek vermek. Bu etikete vereceğiniz destek devletin tüm
kademelerini harekete geçirecek emin olun ve inanın.
Bunu yaparım kuşkusuz ama yetmez diyorsanız, Halkbank
Tekirdağ Şubesi'ne IBAN Numarası
TR540001200930400001036291 nolu hesaba gönlünüzden geçeni
yatırmak.
Veyahut RY yazıp 2868'e yollayabilirsiniz.
Eğer hazırsanız; Bir can kurtarmak adına tüm azametinizi kuşanarak
Refiye Yılmaz'ın umutsuzca bir hayale tutunmadığını gösterin!
O'nu duymayanlara uğultunuzla cehennemi yaşatın...