Kimi sinema, kimi müzik kimi de podyum dünyasının ünlüleriydi. Hatta aralarında taçlı güzeller, cesur pozlarıyla tanınan mankenler ve erotik filmlende rol alanlar da var. Ama günün birinde yaşadıkları pırıltılı dünyaya veda edip, manevi dünyaya sığındılar. Kendilerini tamamen dine verdiler. İşte o ünlüler... OBJEKTİFLERE YAKALANDI! Seksi kıyafetleriyle gündemden düşmeyen şarkıcı Hilal Cebeci Fatih'te bir eve girerken objektiflere yakalandı. Ama bu kez alışıldığı gibi üzerinde seksi kıyafetleri yoktu, tepeden tırnağa kapalıydı. Cebeci, " Ben işim gereği mini etek, dekolteli elbiseler giyerim ama normal hayatımda herkes gibiyim. Ayrıca ben o tesettürlü kıyafeti bir ev sohbetine giderken giydim.Orada dini sohbetlerimiz olduğu için böyle giyindim" dedi. Hilal Cebeci, olaydan bir süre önce bir karar vermiş ve 'Ben artık soyunmayacağım' demişti... Bir tv programına katılan Hilal Cebeci nin şu sözleri ise oldukça ilginçti: 'Bir erkeğe deli gibi aşıksam ve o da bana aşıksa, Benim için tesettüre gir derse girerim!' İÇİMDEN GELEN SESİ DİNLEDİM Televizyon ekranlarının sevimli sunucularından İkbal Gürpınar da içinden gelen sesi dinleyip maneviyata yönelen ünlülerden. Bir süre önce Umre'ye giden Gürpınar, orada tesetüre girmeye karar verdi. O anı şöyle anlatmıştı Gürpınar bir röportajında "Dördüncü kez Umre'ye gittim. Daha önce başımı kapatma niyetim yoktu. İşimden dolayı böyle bir şey yapamayacağımı düşünüyordum. Kabe’de namaz kılarken içime bir ses geldi ‘İçimdeki ses kapanmalısın’ dedi." Böylece Gürpınar tesettüre girmeye karar verdi ve görüntüsünü değiştirdi. Gürpınar başını kapatarak "reklam yaptığı" iddialara da katıldığı bir TV programında gözyaşları içinde cevap verdi. İlk evliliğini yapana kadar da başını kapattığını söyleyen Gürpınar "Eski eşimin isteğiyle başımı açtım" diye konuştu. Gürpınar İmam Hatip mezunu olduğunu da aynı programda söylemişti. SIRLAR KAPISINI ARALADI 80'li yılların en gözde yakışıklılarından biriydi Reha Yeprem. 1986 da Aydan Adan ve Sema German Ajansı'nda mankenliğe başladı. 1987 de, Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinin açtığı yarışmada sinema kralı seçilerek profesyonel aktörlük hayatına başladı. Pek çok ajansta reklam çalışmaları yapan Reha Yeprem, aynı zamanda 18 yıl mankenlikle birlikte podyum dersleri verdi. Uğurkan Erez’le birlikte 5 yıl meda moda organizasyonda fashing show ve koreografi çalışmaları yaptı. 50'den fazla defileye koreograf olarak imza attı. Bir dönem Gönül Yazar ile yaşadığı özel ilişkisiyle gündeme geldi.Aralarında Hülya Avşar'ın da bulunduğu bir çok ünlü yıldızla cesur sahnelerin yer aldığı filmlerde oynadı. Ancak daha sonra o da hayat görüşünü ve tarzını değiştirdi. 1996'da aklın mantığın ötesindeki sırlı olayları anlatan Sır Kapısı programını sundu. Yeprem aynı zamanda STV haber merkezinde 2 yıl boyunca sabah 07,00-09,00 saatleri arasında canlı yayında Merhaba Yenigün programında gazete manşetlerini okudu, kahvaltı haberlerini sundu. Reha Yeprem ve eşi bir dönem birlikte muhtaçlara yardım amacı taşıyan bir program da sunmuşlardı. BİR SABAH UYANDI VE HAYATI DEĞİŞTİ Yeşilçam'ın 1960 yıllarına damgasını vuran en güzel yıldızlardan biriydi Leyla Sayar. 1940 doğumlu oyuncu Yıldız Dergisi'nin düzenlediği artist yarışmasında başarı kazandı. Daha 1958 yılında sinemaya girdi. Bir dönem Ankara Devlet Tiyatrosu'nda eğitim gören Sayar 1957 yılında Üç Garipler filmiyle sinemaya adım attı. Ardından Duvaklı Göl, Dertl Irmak gibi yapımlar geldi. Yeşilçam'ın bir dönemine damga vuran en güzel kadınlardan biri olan Sayar, özel hayatıyla da hep ilgi çekti.Özellikle de Muzaffer Tema ile yaşadığı çalkantılı ilişki dönemin magazin basınının gündemindeydi. 20'ye yakın filmde başrol paylaşan ikili sonunda evlendi. Ancak, Tema çapkınlıklarından bir türlü vazgeçmeyinde işler de beklenildiği gibi gitmedi. Sonunda çift ayrıldı. Tema, ABD'ye giderek şansını Hollywood'da denemek istedi. Ancak istediğini elde edemeyip geri döndü. Bu arada Leyla Sayar da kendine bambaşka bir yol çizmişti. Dönemin ünlü gazino işletmecileri Hasan Ekesi ve Hasan Bora'nın ısrarıyla o yıllarda pek çok sinema sanatçısının yaptığı gibi sahneye çıktı Leyla Sayar. Yapacağı iş dansözlüktü. Hayatında hiç böyle bir iş yapmamış olan Sayar, Kudret Şandıra'dan bir hafta ders aldı ve dansöz olarak gazino sahnesine çıktı. Ama şansı yaver gitmedi. Filmlerini hayranlıkla izleyenler onu sahnede dans ederken görmekten pek hoşlanmadı. Aslında yapmak istediği kameraların karşısına geçmek film çevirmekti. Yeşilçam'a döndü ancak artık sinema sektörü değişmişti. Aylarca kendisine uygun bir rol verilmesini bekledi.. Ama beklediği haber bir türlü gelmedi. Bu talihsizliğin ardından Sayar, kendini dine verdi. Artık Tanrı'ya yakındı...Zaten kazanıp biriktirdiği para da onun geçimini sağlamaya yetecekti. Hayatını tamamen yeniden şekillerdirdi Sayar. Öyle ki eski filmleri TV ekranında görünür görünmez kumandayı alıp kanal değiştirecek kadar. BİR ZAMANLARIN MARJİNAL MANKENİYDİ Bir zamanlar podyumların en çılgın mankeniydi Toktay. Özel hayatını bile kameraların, objektiflerin önünde yaşardı. Ama bir gün hayatının aşkı, işadamı Ali Rıza Özderici ile tanıştı ve yaşam onun için başka bir dönemece girdi. İlk sürpriz Toktay'ın evlenmesi oldu. Sonra da ilk bebeğini dünyaya getirdi. Daha sonra Umre'ye de giden Toktay, ışıltılı dünyanın çok uzağında mütevazı bir hayat sürdürüyor. Bir zamanlar magazin basınını peşinden koşturan bir ünlü olması dışında milyonlarca anneden hiçbir farkı yok. Toktay şimdi hayatını eşine ve iki çocuğuna adadı. RABBİM TOZUMU ALDI BEYAZ OLDUM 1980'li yılların bebek yüzlü yakışıklılarından biriydi Yaşar Alptekin. O dönemde henüz 20'li yaşlarının ilk yarısında olan Alptekin, kısa bir podyum deneyiminin ardından kendini kameraların önünde buldu. Bir kaç sene önce hacı olan Alptekin, kaleme aldığı Namazla Yeniden Doğdum adlı kitabının tanıtım toplantısında şu sözleri söylemişti: "Ben griydim, Rabbim tozumu aldı bembeyaz oldum. Eski yaşantıma dönmekten korkuyorum." diye konuştu. KUR'AN'SIZ GÜNLERİM KARANLIKTI Eşi Eser Noyan ile birlikte seslendirdiği şarkılarla tanınıyordu Engin Noyan. Bir dönem yaptıkları TV şovuyla da çok konuşulmuştu ikili. Ancak günün birinde Engin Noyan hayatını tamamen değiştirdi ve kendini dine verdi. Noyan bir toplantıda yaptığı konuşmada: "Ömrümün büyük bir kısmını Kur`ansız geçirdim` diyen Noyan, `Ne kadar karanlık ve kokuşmuş bir dönem geçirmişim. Vesvese ile birşey olunduğunu zannederek geçirilen zamanmış" diye konuşmuştu. İŞİ İÇİN BAŞINI AÇTI Yeşilçam'ın bir dönemine damgasını vuran ünlü yıldızlardan bir Necla Nazır. Ferdi Tayfur ile uzun süren hayat arkadaşlığı sırasında tesettüre girdi. Kimsenin etkisinde kalmadığını Allah inancından dolayı bunu tercih ettiğini söyledi. Yıllarca da bu kararından en küçük bir taviz vermedi. Ancak Tayfur ile olan hayat arkadaşlığı sona erince bir yol ayrımına geldi. Türbanlı olduğu için kimsenin kendisine iş vermediğini söyleyen Nazır "ekmek parası için" başını açtı. Nazır tam 20 yıl sonra başındaki örtüyü çıkardı. TUĞBA; DEMİR PARMAKLIKLAR ARDINDA DİNE SIĞINDI Bir dönem cezaevi deneyimi yaşayan Tuğba Özay, demir parmaklıklar ardındayken dine sığındı. Özay yakınlarına bu dönemde dini kitaplar okumaya ve namaz kılmaya başladığını söylemişti. O dönemde Özay'ın Ramazan'ın ilk günü koğuş arkadaşlarına iftar yemeği verdiği de konuşulmuştu.Özay, daha önce de sık sık tesettür defilelerine çıkıyordu. Özay, cezaevinden çıktıktan sonra yepyeni bir hayata başladı ve İtalyan sevgilisiyle dünyaevine girip daha sakin bir hayatı seçti. SEKİ DE KENDİNİ DİNE VERMİŞTİ Çezaevi deneyimi yaşayan bir başka ünlü de Deniz Seki. Onun da cezaevinde kaldığı süre içinde dine yakınlık duyduğu konuşulmuştu. Demir parmaklıklar ardında kaldığı dönemde Seki'nin dini içerikli kitaplar okuduğu avukatı tarafından basına açıklanmıştı. Seki, artık cezaevi günlerini geride bıraktı. Ünlü sanatçı talihsiz bir şekilde ara verdiği sahneye geri döndü. HAYATA DİRENEBİLMEK İÇİN DİNE SARILDI Tanrıtanımaz olarak bilinen Cem Karaca da sağlığında "acılara karşı koyabilmek için" dine sarıldığını söylemişti. Annesi Toto Karaca için söylediği 'Hasbelkader Hıristiyan oldu' sözleriyle tartışma yarattı Karaca. Karaca dine yönelmesinin en önemli sebebinin yurtdışında olduğu süre içinde babasını, döndükten sonra da annesini yitirmesi olduğunu söylemişti. Karaca geride bir çok unutulmaz şarkısını bırakarak 2004 yılında aramızdan ayrıldı.