'Hayata Dönüş'te 'tutanak' yalanı
Abone olJandarma, 'Hayata Dönüş' operasyonunda olay yeri tutanağına imza atan beş askerden üçünün personeli olmadığını öne sürdü.
Ölüm orucunu sona erdirmek iddiasıyla 12 yıl önce
Bayrampaşa Cezaevi'ne düzenlenen 'Hayata Dönüş' adı verilen
operasyonda 12 tutuklunun ölümü, 77'sinin yaralanmasıyla ilgili
davada yeni bir skandal ortaya çıktı.
Jandarma, mahkemeye gönderdiği yazıda, operasyon günü hazırlanan
'Olay Yeri Tutanağı'ndaki beş askere ait imza ve sicil numarasından
üçünün kendi personeli olmadığını yazdı. Oysa aynı jandarma altı
yıl önceki Eyüp'te görülen bir diğer Bayrampaşa Davası'nda aynı
tutanaktaki sicil numaralarının beş yüzbaşıya ait olduğunu
bildirmişti.
Böylelikle, 'tutukluların alev silahları, zehirli şişeler
ve uzun namlulu silahlar kullandıkları, kendi koğuşlarını ve
arkadaşlarını yaktıkları ve birbirlerine ateş edip
öldürdükleri' şeklindeki raporda sahtecilik yapıldığı
ortaya çıktı. Tutanakta adı geçen emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl,
'jandarmanın davayı sürüncemede bırakıp zamanaşımına
düşürmek istendiğini' söyledi.
19 Aralık 2000'deki operasyon günü hazırlanan 'Olay Yeri
Tutanağı'na göre 'koğuşlar tutuklularca alev
makinesiyle yakılmış, bayan teröristler kendilerini topluca ateşe
vermiş, birbirlerine ateş etmişlerdi'. Bu iddiaların yer
aldığı tutanakta beş askerin sicil numarası ve imzaları vardı.
Dönemin İstanbul Savcısı Ferzan Çitici ve Cezaevi Savcısı Fikret
Ünalan için "İmzadan imtina edilmiştir" diye not
düşülmüştü.
Altı yılda iki farklı yanıt
İşte bu tutanak operasyonla ilgili davanın görüldüğü Bakırköy 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden gündeme geldi. Avukatların talebi
üzerine tutanakta sicil numaraları yazılı personelin kimlik
bilgileri Jandarma Genel Komutanlığı'ndan soruldu. Yanıt, 27 Eylül
2011'de gönderildi. Sicil numaralarından ikisinin, Başçavuş Macit
Sarıkaya ve Kıdemli Başçavuş Suat Aykan'a ait olduğu belirtilirken,
diğer üç numaraya ilişkin, "Bu numaralara sahip muvazzaf ya
da emekli personel bulunmadığı tespit edilmiştir" denildi.
Yani, jandarma tutanağında imzası bulunan üç sicil numarasının
gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.
Oysa aynı tutanak, Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen,
tutukluların 'toplu isyan' iddiasıyla yargılandığı dava kapsamında
17 Haziran 2005'te sorulmuştu. İstanbul Jandarma Komutanlığı'ndan
gönderilen yanıtta; tamamı yüzbaşı olan Zeki Bingöl, Ömer Arık,
Hüseyin Pir, Ahmet Koçyiğit ve Ahmet Eş'in ismi verilmişti. Altı
yıl sonra gelen ikinci yanıttaysa bu isimler yer almadı. 2005'teki
tutanakta ismi bulunan emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl, "Benim dışımda
dört bölük komutanının ismi vardı. Niye saklıyorlar ki? Yasal bir
görev değil miydi? 39 erin ismini veriyorsun, ayıptır! Amaç, davayı
sürüncemede bırakmak ve zamanaşımına uğratmak" diye konuştu.
İlk değil
Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili soruşturma 2000 yılında başlamış, 10
yıl sürmüştü. Savcı Ali İhsan Demirel, 8 Mart 2002'de İl Jandarma
Bölge Komutanlığı'na yazı yazarak operasyonun planlı olup
olmadığını, hangi birliklerin nerede görev aldığını sormuştu.
Müdahalenin Ankara'daki Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı'nca
yapıldığı 2002 yılında anlaşılmış ancak JKÖAK savcılığı sekiz yıl
boyunca oyalamıştı. JKÖAK'ın altı yıl önce, sorumlu diye gösterdiği
üç isimden Kıdemli Çavuş Zafer Sabancı'nın yazıdan bir yıl önce
şehit düştüğü, Uzman Çavuş Murat Çobanoğlu'nun iki yıl önce kuşkulu
biçimde öldüğü, Üstçavuş Süreyya Yalçınkaya'nın da dört yıl önce
TSK ile ilişkisinin kesildiği ortaya çıkmıştı. Böyle bir
'soruşturma' sonunda, 39 ere dava açılmıştı. Davanın bir sonraki
duruşması 2 Aralık'ta...