'Hayaller Çipras gerçekler Ekmeleddin'
Abone olCHP'nin Yunanistan'ın zafer kazanan yeni Başbakanı Çipras için 'Bizim görüşten' yorumu yapmasına Yusuf Ziya Cömert çok ironik bir yazı ile cevap verdi.
İNTERNETHABER.COM- Yunanistan’da radikal sol parti
lideri Aleksis Tsipras'ın (Çipras) seçimden zaferle çıkmasının
etkileri Türkiye'ye de yansıdı. Özellikle CHP ve HDP'nin yaklaşan 7
haziran 2015 genel seçimleriyle ilgili yaptıkları açıklamalar
dikkat çekti.
YENİ ŞAFAK YAZARINDAN CAPS GİBİ YAZI
Yeni Şafak yazarı Yusuf Ziya Cömert bugünkü yazısında
Kılıçdaroğlu’nun Çipras'ın ve partisi Syriza'nın (Siriza) seçim
zaferi için “Bizimle aynı görüşü paylaşan bir siyasi partinin
kazanması elbette çok güzel.” açıklamasına ilişkin çok ironik bir
yazı kaleme aldı ve adeta son dönemin ironi sembollerinden biri
haline gelen 'caps'lere benzeyen bir ifadeye yer verdi:
Hayaller Syriza gerçekler Ekmeleddin!
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Aleksis Çipras’ı pek bilmem. Tavırlarından solcu olduğu
anlaşılıyor.
Adam, ateist olduğunu saklamıyor, riyakarlık etmiyor.
Söylemi de solcu.
İyi de, bu durum, bizim CHP’lileri niye
ilgilendiriyor?
Senin lakabın solcu. Kemalizm'in, ulusalcılığın, solculukla ne alakası var?
Allah'tan, milletin analiz kabiliyeti şahane...
İlk yorum: Hayaller Syriza, gerçekler Ekmeleddin.
Rivayet doğruysa, Kılıçdaroğlu Kemalizm’i de sulandırmış.
Gitmiş... Yalansa benim değil, şimdiden özür dilerim... Kapatma davasının havayı kirlettiği günlerde kendince akıllılık ederek AK Parti’den firar eden Abdüllatif Şener’le emanet belediye başkanlığı döneminde, Erdoğan’ın yasaklılığını fırsat bilerek liderlik hayalleri kuran Ali Müfit Gürtuna’ya milletvekilliği teklif etmiş.
"HAYIRLI OLSUN"
Bekaroğlu’nu bir dereceye kadar anlarım. Hiç olmazsa bir süre
‘Müslüman solculuk’ lafı etmişti. Yani, solculuk onun yanından
geçmediyse bile, o solculuğun yanından geçmiş.
Şener’le Gürtuna, eğer yatırımsa, enteresan yatırım, sahibine hayırlı olsun.
Herhalde, kimse o twitçi, ‘hayaller Syriza, gerçekler Ekmeleddin’ derken bu garip halleri anlatmak istemiş.
Çipras’ın yemini herhalde herkesin dikkatini çekmiştir.
Biliyorsunuz, bizim enteresan bir yemin metnimiz var. Bu yemini ederken, bazı milletvekillerinin kafa bütünlüğü tehlikeye giriyor.
Adam, papaz istememiş, İncil de istememiş. “Her zaman Yunan halkının çıkarlarına hizmet edeceğine” söz vermiş.
İnanmıyorsa, tabii ki papaz da İncil de istemeyebilir. Riyakarlığın ne lüzumu var.
Ayrıca yemin temiz. Kardeşim, ben Yunan halkının çıkarlarına hizmet edeceğim, başka bir şeye lüzum var mı?
‘Bazı milletvekillerinin kafa bütünlüğü tehlikeye giriyor’ derken, yemin cümlesinin karmaşıklığını, uzunluğunu kasdettim.
Bir de içerik var.
Diyelim, vekil CHP’li. Yemin ediyor. “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma...”
Devletçiliğe yemin ediyorsun, özelleştirme yapmayacak mısın?
Diyelim, harf inkılabına bağlısın, şapka inkılabına da bağlı mısın?
Ama o, sözün gelişi.
Sözün gelişiyse, o kadar mühim değilse, niye yemin ediyorsun ki? Yemin öyle sözün gelişi bir şey midir?
Yeminle çelişmek için CHP’li olmak şart değil. Ak Partili, MHP’li veya başka partili.
‘Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma...’
Sadakatten ayrılmayacaksan, Anayasa’yı değiştirmek için niye teklif veriyorsun?
Böyle çelişkilere ilk takılanlar Refah milletvekilleriydi.
1995 seçimlerinden sonraydı. Deniyordu ki, bazı vekiller yemin etmeyecekmiş.
Sonra işittik, o ‘bazı vekiller’ ikna edilmiş.
En ikna edilmeyenleri de Lütfi Doğan Hoca’yla görüşmüş, ikna olmuş.
Bir orta yol bulunmuş. Yemine başlarken ‘Anayasa Madde 81’ diyorlar.
Rahmetli Ali Rıza Septioğlu takılmıştı oraya. “Niye Anayasa Madde 81 diyorsunuz, herkes biliyor Anayasa Madde 81. Tekrara ne lüzum var?” diye çıkışmıştı.
Bu vekillerin yemin metnini okumasını, bir çok kimse ‘taviz’ olarak yorumlamıştı.
Aynı insanlar, bir dönem sonra, Merve Kavakçı’nın yemininin engellenmesine öfkelendiler.
Çelişki bu kadar mı?
Benzer çelişkiler, BDP’li vekiller için de geçerli değil mi?
Şu metin nasıl?
Vatan ve milletin selamet ve saadetinden başka bir gaye takip etmeyeceğime ve milletin bila kayd ü şart hakimiyeti esasına sadık kalacağıma Vallahi, Billahi.
Sivas Kongresi, bu metin üzerinde ittifak etmiş.
Yok yok, metin önermiyorum. Bu metin o zamanın. Tam Kuva-yı Milliye metni.
Dili biraz eski, kabul ediyorum. Ama derli toplu. Yemin edenin ne dediği belli. Çelişkisiz.
Çipras’ın kendisi de, hükümeti de bir çok açıdan tartışılacak. Renkli durumlar var ve tartışılmayı hak ediyor.
Benim, bu renkli durumlar içinde en çok hoşuma giden şey, Yunanistan gibi bir toplumda, Çipras’ın yemin prosedüründeki rahatlığı.
Adam, kendi anlayışına göre bir yemin metni yaptı, onu okudu, geçti gitti.
Hiç de bir şey olmadı, ne kavga, ne gürültü...
Biz, ne eziyetler çekmişiz.
Solculuk, böyle bir şey olmalı. Ama nerde bizde öyle solculuk!