En çok önem verdikleri dini gün ve bayramları öncesinde Müslümanları öldürmek, yaralamak, saldırmak İsrail’in adeta “Geleneksel Sporu!” haline geldi.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da zalim İsrail Müslümanları en çok değer verdikleri mabette, en çok önemsedikleri bir gün de katletti. İsrail’e bu insanlık dışı saldırıları geleneksel hale getirmesinde ise en büyük müsebbip maalesef yine biz Müslümanlarız.
Koskoca İslam aleminin ortasında adeta bir nokta mesabesinde olan, nerdeyse 2 milyarlık bir nüfusun içinde 7 milyon gibi küçücük bir rakama tekabül eden zalim İsrail maalesef bu yıl da yaptı yapacağını. “Bu yıl da!” diyorum çünkü bu İsrail’in ilk vukuatı ve zalimliği değil.
Geçtiğimiz yıl da ondan önceki yıl da ve daha önceki yıllar da İsrail özellikle Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı öncesinde Mescid-i Aksa’ya saldırıp Müslümanları öldürmüştü.
Gerçek manada bir katliam olan bu saldırılar öyle anlaşılıyor ki artık zalim İsrail için adiyattan olmuş durumda.
Veyahut “soykırım” gerçekliği mi istiyorsunuz? Alın size katil İsrail’in yaptığı katliamlar….
Yaptıkları şey ise aslında diğer bir taraftan bir güç gösterisi.
İsrail yaklaşık 2 milyarlık devasa İslam dünyasına gözdağı veriyor, “en kutsal gecenizde, en kutsal mekanlarınızın arasında olan Aksa’da sizi katlederim ve bu benim umurumda bile olmaz” mesajını İslam dünyasının gözüne soka soka haykırıyor.
İsrail’e bu cesareti veren ise maalesef Müslümanlar. Müslümanların sessizliği…
Dünya nüfusunun 2 milyarına yakın nüfusu Müslümanların oluşturması ama 1 tane dahi İslam Devletinin olmaması…
İsrail bakıyor ki tek 1 tane dahi İslam Devleti yok haliyle bir taraftan Müslümanlarla alay etmiş oluyor! Tıpkı Çin gibi…
Bakmayın siz öyle sosyal medya hesaplarından kabadayılık yapanlara…
“Şiddetli kınamalarımızın” hiçbir şiddeti yok bilesiniz. Eğer bir kıymeti harbiyesi olsaydı yazdıklarımız ve söylediklerimizin, İsrail, değil Mescid-i Aksa’yı basmayı, bir Müslümanın saçının teline bile zarar veremezdi.
“Kınım kınım kınamalarımızın” bir “sinek vızıltısı” kadar bile etkisi olmadığı için İsrail bu kadar pervasız, bu kadar utanmaz, bu kadar gaddar, bu kadar zalim…
İsrail’in cesaret aldığı bu etkisizliğimizi bugünlerde bir başka konuda daha yaşıyoruz maalesef.
Doğu Türkistanlı dindaşlarımızı ve soydaşlarımızı da Çin zulmü altında aynen Filistinliler gibi yalnızlığa terk ettik.
Hatta daha da kötü…
En azından İsrail’e karşı sosyal medyada “mürekkep kahramanlığı” yapabiliyoruz ama Doğu Türkistan için bunu yapmaktan bile aciziz.
Ne bir devletlümüz ne bir entelektüelimiz ne bir alim/hocamız yok ortalıkta. Olsa bile hemen seslerini kesmekte pek bir mahiriz.
Bütün bu sessizliğimiz yetmezmiş gibi bir de “Hayalimdeki Çin!” yarışması düzenlenmez mi…
Burada ne demek lazım bilmiyorum. İçimden gelenleri yazsam eminim beni de hemen bir şekilde susturacaklardır. Yok efendim neymiş, dengeymiş, çıkarlarımızmış… Yere batsın dengemiz, yere batsın çıkarlarımız… Olmaz olsun böyle denge, olmaz olsun böyle çıkar…
Korkarım Doğu Türkistan konusundaki bu sessizliğimiz de yarın Filistinli kardeşlerimizin dramına dönecek.
Nasıl ki zalim İsrail Filistinlileri katletmeyi “geleneksel sporları!” haline getirdi, Çin de yakın bir zamanda Doğu Türkistan için aynı şeyi yaparsa hiç de şaşırmam.
Hep söylenir ve dahi söyleriz, bir “devlet aklı” olmalı diye… Eğer o devlet aklı bugün “Hayalimdeki Çin!” yarışması düzenliyorsa durum vahim demektir…
Veyl olsun bize…
Eğer bu devlet aklı yarın bir gün “Hayalimdeki İsrail!” yarışması düzenlerse hiç şaşırmayacağım…