Hayali ihracatçıya tahliye
Abone olTuran Çevik ve oğlu, mahkemenin 3 kez karşı çıkmasına rağmen savcılık kararıyla tahliye edildi. Kararı veren savcının oğlu Berkay Canpolat, Ahmet Hilmi Çevik'in ortağı...
Karaköy'de bürolarının basılmasının ardından tutuklanan
Türkiye'nin ilk hayali ihracat sanıklarından Turan Çevik ve oğlu
Ahmet Hilmi Çevik, ilgili mahkemelerin 3 kez karşı çıkmasına rağmen
yeni Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) uyarınca savcılık kararıyla 31
Aralık'ta tahliye edildi. Kararın altındaki imzanın, Ahmet Hilmi
Çevik'in ortağı Berkay Canpolat'ın babası Beyoğlu Cumhuriyet
Başsavcısı Ünal Canpolat'a ait olduğu öğrenildi. Çevik'in gayri
resmi ortağı olduğu öne sürülen Karaköy'deki şirkete 9 Kasım
2005'te yapılan silahlı baskında 1 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı.
Polis raporuna göre olay, şirketin gayri resmi ortağı Turan Çevik,
resmi ortakları Ahmet Hilmi Çevik, Erkan Yıldız ve Saadettin Durgun
ile Titiz Tekstil'in gayri resmi ortağı maktul Hacı Erdoğan, resmi
ortakları Uğur Zorba ve Murat İnce arasında gerçekleşti. Ödenmeyen
çek... Soruşturmada, Hacı Erdoğan'ın 1995'ten beri tefecilik
yaptığı, piyasadan topladığı çek ve senetleri Turan Çevik'e sattığı
iddiaları gündeme geldi. Bir süre önce 30 bin YTL'lik bir çekin
ödenmemesi sonucu Titiz Tekstil'e haciz işlemi yapıldığı ve buna
sinirlenen Erdoğan'ın Çevik'e ait büroyu bastığı iddia edildi.
Olayın ardından kayıplara karışan Zorba ve İnce'nin yanı sıra, 23
Kasım'da Ahmet Hilmi Çevik, 29 Kasım'da da Turan Çevik ve diğer
dört şüpheli gözaltına alındıktan sonra, "Yaralama, adam öldürme ve
Silahlı Kanunlar Yasası"na muhalefetten tutuklandılar. Sürpriz
ortak Baskından kısa süre sonra da şirketin ortakları arasında
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı'nın oğlu Berkay Canpolat'ın adı
geçti. Bu ortaklık soruşturma dosyasında da belirtildi. Buna göre;
Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde, Birlik Metal İnşaat Petrol Gıda
ve Turizm Dış Ticaret Limited Şirketi'nin ortakları olarak Necati
Enver Toptaş, Ahmet Hilmi Çevik, Kemalettin Acar, Saadettin Durgun
ve Berkay Canpolat isimlerinin yer aldığı ortaya çıktı. Mayıs
2004'te kurulan, 100 bin YTL sermayeli şirkette Toptaş ve Çevik'in
35'er bin, Berkay Canpolat'ın 30 bin YTL ile hissedar olduğu
belirtiliyor. Ortakların 10 yıl süreyle şirketin müdürü olarak
seçildiği de kaydediliyor. Mahkeme reddetti Soruşturmayı yürüten
Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayda organize suç
örgütü niteliği olmadığı için dosyayı 15 Aralık'ta Beyoğlu
Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Savcı Faysal Akpolat, 6 gün
sonra Turan Çevik'in serbest bırakılması için Beyoğlu Nöbetçi 2.
Sulh Ceza Mahkemesi'ne yazı yazdı. Mahkeme 22 Aralık'ta, Çevik
hakkında uygulanacak cezanın üst sınırını ve dosyadaki ekspertiz
raporlarına göre suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüpheler
bulunmasını dikkate alarak tahliye talebini reddetti. Ancak savcı
Akpolat, Turan Çevik'in adam öldürme ve yaralama suçuna iştirakine
dair kuvvetli delil bulunmadığını belirterek, mahkemenin kararına
itiraz etti. 2. Sulh Ceza Mahkemesi, bir önceki kararın
'düzeltilmesine yer olmadığını' vurgulayarak, savcının talebini
ikinci kez reddetti. Savcı Akpolat, bu kez bir üst mahkeme olan
Beyoğlu 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ne itiraz etti. Mahkeme, 23 Aralık
tarihli kararında 'delil durumunda bir değişiklik bulunmadığı,
hâkimin tutuklama kararında yasalara aykırılık görülmediği, suçun
ağır cezalık olduğu ve sanığın kaçma şüphesi bulunduğunu'
belirterek itirazı reddetti. 30 Aralık 2005 tarihinde ise Beyoğlu
Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat imzasıyla sanıkların CMK'nın
103 / 2 maddesi gerekçe gösterilerek serbest bırakılma kararı
alındı. Ve henüz iddianamesi hazırlanmayan, soruşturma kapsamında
tutuklu bulunan Turan Çevik, Ahmet Hilmi Çevik, Erkan Yıldız, Murat
İnce ve Uğur Zorba'nın tahliyesine karar verildi. 103. madde ne
diyor? 5271 sayılı yeni CMK'ya göre "Cumhuriyet savcısının
tutuklama kararının geri alınmasını istemesi" başlıklı 103.
maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli
kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden
isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii
de aynı istemde bulunabilir"; 2. fıkrasında da, "Soruşturma
evresinde cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık
gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi res'en serbest
bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli
artık serbest kalır" ifadeleri yer alıyor. Kaynak:
www.milliyet.com.tr