Hayaleti Bekir Çoşkun da gördü

TBMM'de bir gazetecinin hayalet gördüğünü iddia etmesiyle başlayan tartışmaya Ünlü Gazeteci Bekir Çoşkun'da katıldı. Çoşkun, hayaleti "" diye iddia ettiği yazısında şunları yazdı?

Kaynak: Hürriyet
Haber: Bekir Çoşkun

ARKADAŞIMIZ Nuray Babacan’ın ‘Meclis’te hayalet’ haberi çok ilgi gördü.

Ben de o hayaleti gördüm.

İlki 12 Mart’ta:

Askerler muhtıra verince, Süleyman Demirel’in bir anda şapkasını alıp yok olması ancak bir hayaletin çevikliğiydi.

Keza 12 Eylül...

Bu kez sağdan ve soldan 5 bin insan hayatını yitirmişti. Başbakan tüm bunları yapanı açıklıyordu Meclis kürsüsünden:

‘Hayaletler...’

Zaten sonra askerler yönetime el koydular. Bu kez parlamento bomboş koridorları ile tümden hayaletlere kalmıştı.

Başbakan yine Demirel’di.

Demirel, Yavuz Donat ile geçen gün konuşurken ‘35’inci maddeyi’ tartışmaya açtı.

(35’inci madde; laik cumhuriyet tehlikeye girdiğinde askerlere ‘koruma-kollama’ hakkı veren madde.)

Son 40 yıla damgasını vuran, yedi defa gelen, son olarak da cumhurbaşkanlığı yapan birisi, ‘35’inci maddeyi kaldırmayı’ niçin şimdi akıl etsin?

En yetkili koltuklarda o kadar zaman oturduktan sonra...

Niye şimdi?

Eğer yeğeninin bankacılık işinden ve bu nedenle kardeşlerinin mallarına el konulmasından dolayı AKP’yi hortlaklı-hayaletli zemine çekmek istiyorsa, onu bilemeyiz.

Ya da iktidarın buna kalkışıp kalkışmayacağını...

Ki o durumda gece oturumlarında Başbakan dört bir yanı göz ucuyla tararken, Abdullah Gül’ün kulağına eğilip sorar:

‘Sen bir ses duydun mu?..’

‘.........!’

Ben o hayaletli zamanları bilirim.

Hayalet söylentileri siyasi kulislerde yayıldığı gibi zaten hayaletler de çoğalır.

Milletvekilleri ikişer ikişer çiş yapmaya giderler...

Grup toplantılarına da hep birlikte el ele tutuşarak ve son sürat koşarak...

(...........)

‘35’inci maddenin kaldırılmasını’ kim ortaya atarsa atsın, AKP’nin keyiflendiğini hissediyor insan.

İyi de, askerler ‘koruma ve kollama’ görevinden asla vazgeçmeyeceklerine göre, belki de bu hayaletin bir başka türüdür: