Havai fişek fabrikasında patlama davasında tansiyon yükseldi ölenlerin yakınları fenalaştı
Abone olSAKARYA'da havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin duruşmada, tutuksuz yargılanan sorumlu müdürün ifadesi alındığı sırada tansiyon yükseldi. Hayatını kaybedenlerin yakınları fenalaşınca duruşma sonlandırıldı. Adliye çıkışında bir kadın 'Hasan müdürü buraya gömsünler, Hasan müdürü buradan alıp ipe assınlar yeter artık' diye bağırdı.
Hendek ilçesi Yukarıçalıca Mahallesi mevkiinde yaklaşık 15 dönüm
üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat
11.15'te meydana gelen ve yaklaşık 50 kilometre mesafeden, kentin
birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını
kaybederken, 128 kişi yaralanmıştı. Sakarya Cumhuriyet
Başsavcılığının talimatı ile Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca
patlamayla alakalı soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmayı yürüten
Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, 7 şüpheli hakkında
hazırlanan iddianame Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul
edilmişti.
6 Ocak tarihinde gerçekleşen ilk duruşma, salonun yetersiz olması sebebiyle ertelenmişti. Bu kapsamda Ferizli ilçesinde özel olarak hazırlanan salonda ikinci duruşma sabah saatlerinde başladı. Yoklama ve kimlik tespiti sonrasında 2’si tutuksuz olmak üzere toplam 7 sanığın ifadelerinin alınmasının ardından duruşma sona erdi.
Devam eden duruşma sonlandırıldı
Tutuksuz yargılanan Çin Mahallesi'nden sorumlu müdür A.Ç.’nin
ifadesi alındığı esnada salonda bir anda tansiyon yükseldi.
Hayatını kaybedenlerin yakınları fenalık geçirirken, heyet bunun
üzerine devam eden duruşmayı bitirdi. Bölgede hazır bekletilen
ambulansta fenalık geçiren bir kişiye müdahale edildi.
"Hasan müdürü buradan alıp ipe assınlar"
Müştekilerin yakınları bağırarak salondan ayrıldı. Bu esnada bir
kişi, “Hasan müdürü buraya gömsünler, Hasan müdürü buradan alıp ipe
assınlar yeter artık. Biz daha gelmiyoruz, beni jandarma bile gelip
almasın evden” diye bağırdı.
"İnsanları köle gibi çalıştırmışlar"
Müşteki avukatı Can Atalay şöyle dedi: "Gazeteci arkadaşlar, olanın
bitenin bir bölümünü görüntüleyebildiniz. İçerideki tek değer para
bilişi, işçi canını yıllar boyu önemsemediği için şimdi tutuklu
oluşuna şaşırışı. Her fırsatta işçileri, işçilerin ailelerini hakir
görerek laf edişine şahit olmadınız, en azından kameralarınız ile
fotoğraf makineleriniz ile. Sadece kulaklarınız işitti ve
kulaklarımıza inanamadık. Burası patlayıcı ile çalışılan bir
fabrika, insanları köle gibi çalıştırmışlar. Her türlü yalan
içeride tekrar söylendi. 3 tane mühendis, 2’si tutuklu olanı olduğu
gibi anlatmaya çalıştılar
"Her türlü utanmazlığı yaptılar"
"Olanın bütününü anlattılar mı bilmiyoruz. Ama geri kalanı,
iki patron ile onların ustabaşları her türlü utanmazlığı yaptılar.
Buradan kim yetkiliyse ona sesleniyoruz, burada kolluğun işçilerin
karşısında önlem almasına gerek yok. Bu insanların halini herkes
görüyor. Kolluğun içerideki terbiyesizliklere karşı, insan canını
hiçe sayanlara karşı, katillere karşı önlem alması gerekir. Bu bir
olası kasıt dosyası, cinayet dosyası bu” dedi.
"Bu cinayet dosyasıdır"
Avukat Gülşen Uzuner de, “Gerçekten nasıl bugüne kadar bu kadar az
insan öldüyü anlattılar bize. Tüylerimiz diken diken ola ola
dinledik. Hep birlikte nasıl önleyebilirdik diye konuştuk ama onlar
böyle bir şey konuşmadılar. Onlar 3 işçi, 5 işçi, 7 işçi ölsünü
konuştular. İstediler bu ölümleri, işçileri parmak ile sayıyorlar
çünkü. Onlar 7 işçiyi tercih ettiler, bunu açık açık söylediler.
Bunu aileler, ailelerimiz açık açık salonda dinledi, onlar tahrik
edildiler. Bu cinayet dosyasıdır, bu olası kasıtla işlenmiş zaten
hesabını kimsenin soramayacağını düşündüğü garibanların dosyasıdır.
Biz bu acıyı bir daha kimse yaşamasın istiyoruz, biz adalet
istiyoruz ama kimse de ölmesin bir daha istiyoruz iş
cinayetlerinde. 7’nin, 5’in, 10’un hesabı burada yapılmayacak, bunu
anlasınlar önce” diye konuştu.
"Zor saatler geçirdik, dişimi sıka sıka dişim
ağrıdı"
Hayatını kaybeden Sebahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar,
“Çok zor saatler geçirdik, dişimi sıka sıka dişim ağrıyor şu anda.
Ben hemen onların arkasında oturduğum için geriye dönüşler, pis pis
sırıtışları ve kendilerini Kaf Dağı’nda hissetmeleri, paraları ile
her yeri satın alacaklarını hissetmeleri. Ama Allah razı olsun o 3
kişi onların gardını yere düşürdü. Bundan sonra işçi arkadaşlarımız
ile onların tepesini aşağıya indirerek, onlara bu davada en büyük
cezaları aldırana kadar hep beraberiz. Titreyeceğiz, ağlayacağız
ama sonunda mutlu ayrılacağız buralardan” şeklinde konuştu.