'Havaalanlarında Kürtçe anons yapılabilir'
Abone olÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Sedat Laçiner, terör meselesinin çözümünde terör örgütün önünde olmak gerektiğini söyledi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü ve Strateji
Uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, son günlerde sıkça konuşulan idam
cezasının yeniden geri getirilmesinin caydırıcı olabileceğini
söyledi.
İDAM CEZASI ZATEN HİÇ UYGULANMADI Kİ
Prof. Dr Laçiner, “İdam geri gelmeli mi gelmemeli mi? Bunu
hukukçuların tartışmasında fayda var. Sayın Başbakan herhalde bu
konu tartışılsın diye gündeme getirdi. Ama bu mevzulara karar
verecek nokta herhalde meydanlar olmayacaktır, hukukçular
olacaktır. Mesele biraz daha özel bir ilgiyi gerektiriyor. Terörün
çözümü için idam etkili olur mu? İdam korkusuyla bazı insanlar dağa
çıkmaktan vazgeçer mi? Vazgeçebilir. Yani idam, doğrusunu
isterseniz Türkiye’de hiç uygulanmadı neredeyse. Terör döneminde de
hiç uygulanmadı. İdam cezası kaldırılmadan önce de kimse idam
edilmedi ki. İdam uygulanmış olsa, acaba bunun caydırıcı özelliği
olur mu bazı konularda? Onu bilemiyorum. Bu konuda ciddi bir
çalışma yapılmalı, artısıyla eksisiyle. Çünkü Avrupa Birliği
sürecinde bir Türkiye söz konusu. Ama terörle mücadelede sahada çok
ciddi iyileştirmelere ihtiyacımız vardı. Çok önemli açıklarımız
var, göz göre göre bu açıklar yapılıyordu. Türkiye’nin gerçek gücü
ile uygunsuz bir mücadele şeklimiz vardı. Onun dışında ekonomik
alanda, sosyal alanda bölgenin yatırım açlığı var. Bunların
iyileşmesi gerekiyor. Oraya da yatırım yapılıyor. Ama şöyle
düşünemezsiniz; ‘Ben okul yaptım. Terör de dursun’ Bir yılda, iki
yılda, on yılda olabilecek şeyler değildir bazı hususlar” dedi.
ANA DİLDE SAVUNMA HAKKI
Prof Dr. Laçiner, mahkemelerde Kürtçe veya başka bir dilde savunma hakkının da tartışmasız olarak verilmesi gerektiğini söyledi. Laçiner, “Bence hakların verilmesi konusunda örgütün önünde olmak lazım. Çünkü örgüt istismar edecek alan daraldıkça hırçınlaşıyor. Mesela yargıda Kürtçe veya ana dilde veya istediği dilde savunma yapabilme hakkının bence Türkiye’de konuşulmaması gerekirdi. Bunun çoktan uygulamaya sokulması gerekirdi. Bir insanı çok ağır bir suçla itham ediyorsanız, yargılıyorsanız, o da size diyorsa ki ‘Ben İspanyolca konuşmak istiyorum mahkemede’ veya ‘Japonca konuşmak istiyorum’, ‘Buyur konuş’ demeniz lazım. ‘Hayır, konuşamazsın’ diyemezsiniz. ‘Sen Türkçeyi daha iyi biliyorsun. Kürtçe konuşamazsın’ diyemezsiniz. Zaten adam kötü konuşuyorsa, onun aleyhine. O hangi dilde istiyorsa konuşur. Bir süre sonra kendisi vazgeçer ondan. Vazgeçmiyorsa da kendisi onun zararını görür. Ama savunmanın dilini siz belirleyemezsiniz. Bu adaletin, bir mahkemenin adil olmasının en temel ilkesidir. Dil serbestisi. İstediği dilde ve dilediği kadar süre, yani makul süre savunma yapabilme hakkını vermeniz lazım. Bunun gibi bazı alanlar var ki, burada iyileştirmeye gitmememiz bizim açımızdan ayıp, utanılacak bir vaziyet. İnsan hakları konusunda, terör örgütü başta olmak üzere şer odaklarının istismarına müsaade etmemek lazım. İnsanın en tabii haklarının neler olduğu zaten belli. Bunları pazarlık konusu yapamazsınız, teröre bağlayamazsınız, hiçbir mevzua rehin bırakamazsınız” diye konuştu.
HAVAALANLARINDA KÜRTÇE ANONS, KÜRTÇE OY PUSULASI
Havaalanlarında Türkçe ve İngilizcenin yanında Kürtçe anons da
yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Laçiner, “Türk, Kürt veya da
bir başka etnik kökenden gelmiş olsun, kim olursa olsun, eğitim
sağlık; bu hakların tamamının verilmesi lazım. Tartışılabilir
konular değil. Mesela ABD seçimlerinde, Teksas’da 4 dilde seçim
pusulaları çıkarıldı. Bizim ülkemizde Kürt yok mu? Seçim
pusulalarını Türkçe de yaparsınız, Kürtçe de yaparsınız. Bunu
söyleyen Amerika’da Obama ‘tek halk’ diyor. ‘One people’. Çok dilin
olması, çok kültürün olması, etnisitenin renkli olması, tek halk
olmaya, tek devlet olmaya, tek millet olmaya engel değildir. Mesela
havaalanlarında Kürtçe anons yapılsın. İngilizce anons yapılıyor.
Özellikle de Türk Hava Yolları'nın çok ciddi bir atılımı var.
Havaalanlarında çok ciddi bir atılım var. Ve Kürt vatandaşların
yoğun olduğu yerlerde, havaalanları ve uçaklar daha çok
kullanılmaya başlandı. İnsanlar şaşkın şaşkın sağa sola sorular
soruyorlar. Türkçe anons yaparsınız, İngilizce anons yaparsınız,
bir de Kürtçe anons yaparsınız. Dünya yıkılmaz ki. Buna benzer
yapılacak şeyler var. Bunlar için terör örgütünün istismarını
beklememek lazım. Bir çırpıda, bu öğlenden sonra otursak, konuşsak
hepsini çıkarırız. Yani bunlar tartışılabilir haklar değildir. ‘Biz
halkımıza bir soralım bakalım. Havaalanlarında Kürtçe anons istiyor
mu?’ İstanbul’da yaşayan bir Türk’ün bu konuda görüş belirtmeye
hakkı yoktur. Eğer ortada bir ihtiyaç varsa bu tartışmasız verilir.
Nasıl ki Türkçe anons yapmak tartışılabilecek bir şey değilse, bu
da tartışılabilecek bir konu değildir. Buna benzer yapılabilecek
çok sayıda iyileştirmeler var. Bunlar da terör tırmanmış veya terör
inmiş bunla alakalı işler değil. Otomatik verilmesi lazım”
dedi.