Hatay’ı korkutan haber
Abone olTMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Melih Baki, bölgede her an bir deprem olabileceğine dikkat çekerek, "Hatay’da fırtın...
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Melih Baki, bölgede her an bir deprem olabileceğine dikkat çekerek, "Hatay’da fırtına öncesi sessizlik var. 3 yıldır sinyal alamıyoruz. Bu ilde 7 şiddetinden fazla bir deprem bekliyoruz" dedi.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, bölgenin, Afrika, Arap ve Anadolu gibi üç ana kıtanın çarpıştığı noktada bulunduğunu, Kahramanmaraş’ın ise 3’lü eklem sisteminde yer almasından dolayı dünyanın en tehlikeli deprem riski bulunan merkez konumunda bulunduğumuza dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
Baki, ülkemizde deprem aktivitelerinin önceden beri yaşandığını ancak son yıllarda yaşanılan büyük kent depremlerinin vermiş olduğu kayıplar, yıkılan binalar, yaşanılan acıların etkisiyle kamuoyu tarafından yakından takip edilir hale geldiğini söyledi. Vatandaşların ve siyasi iktidarın depreme karşı daha ilgili olmasının sevindirici olduğunu belirten Baki, deprem ülkesi olduğumuz ve her an deprem yaşama riskinin bulunduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini kaydetti. Baki, depremleri önceden tahmin edebilmeyle ilgili çok önemli aşamalar elde edildiğini ancak belediyelerin bu konuda hassas davranmadığını söyledi. Baki, “Bu ülkenin coğrafyasının değiştirme şansımız yok. Depremleri durdurma şansımızda yok. Deprem olacaktır. O zaman ne yapmamız lazım, aklın ve bilimin yolunda özellikle deprem coğrafyasına sahip olan ülkelerin aldığı önlemleri bizimde hayata geçirmemiz lazım. Kendi bölgemize baktığımız zaman Akdeniz’in içinde oluşan depremler, Osmaniye, Adana, Mersin’de oluşan depremlere bakıldığında demek ki bizim bölgemizde her an deprem oluşma riski mevcuttur” dedi.
“ADANA DEPREMİNİ 1 AY ÖNCESİNDEN HABER VERMİŞTİK”
Bölgemizde deprem riskinin en yoğun olduğu yerlerin başında Hatay’ın geldiğini belirten Baki, “En riskli bölgemiz ilk olarak Hatay sonrasında Kahramanmaraş - Osmaniye arası ve Akdeniz geliyor. Buralar ulusal deprem izleme merkezlerinde 24 saat izleniyor. Bölgede, örneğin Hatay’da Osmaniye’de bir deprem olduğunda bunun Adana’yı etkileyip etkilemeyeceği, yer altında depremin oluşturduğu fayın diğer faylarla bağlantısıyla ilgilidir. O yüzden bu fay hatları 24 saat izleniyor. Adana depremini biz 1 ay öncesinden resmi yazı ile bildirdik. Bunun içinde yargılandık da. Eğer böyle bir durum olursa yine söyleyeceğiz çünkü bu bizim görevimiz” diye konuştu.
HATAY’DA 7’NİN ÜSTÜNDE DEPREM UYARISI
Hatay’da 7 şiddetinin üzerinde bir deprem beklediklerini açıklayan Şube Başkanı Melih Baki, “Depremlerin önceden kestirilmesiyle ilgili 2 tane temel yöntem var. Hiçbir büyük deprem haber vermeden gelmez. Biz insanlar gibi hayatı vardır. Mesela her gün normal hayatınızı yaşıyorsunuz, rutinlerinizi yerine getiriyorsunuz ama bir gün birden bire çok sinirli kalkıyorsunuz en ufak şeye tepki gösteriyorsunuz bu nedir sismik aktivitedeki yükseliş. Ya da bunun tersi bir durumu düşünün bir gün çocuğunuz hiç tepki vermedi, kalkmadı, yemedi içmedi. Hatay mesela, şu anda Hatay’dan 3 yıldır bir sinyal alamıyoruz. Bu yüzden yaptığımız çalışmalar üzerine Hatay’da 7’nin üstünde deprem bekliyoruz” şeklinde konuştu.
DEPREMLERDEN NASIL KORUNURUZ?
Marmara depremi sonrasında ülkemizin, yaşadığı süreçlerden sonra önemli adımların atıldığını ancak ders alınmadığını vurgulayan Baki, “ Biz ders almıyoruz. Bu uygulamalar çok mu zor? Bu kanunlar, bu yasalar neden çıkmıyor? Çıkan yasalara, yönetmeliklere ilgili belediyeler neden uymuyor? Neden denetlenmiyor? Bütün sorun burada. Çevre ve Şehircilik Bakanı, bir imarı planı yayınladı ve bütün belediyelerin buna uyma zorunluluğu getirdi ama bir fark var. Yasal zorunluluk getirmedi. Belediyelerin yüzde 60’ ından fazlası buna uymuyor. Örneğin kendi Adana ilçemizde Sarıçam belediyesi bu yasalara uymakla yükümlü olmasına rağmen bu kanunları uygulamıyor. Başka kimler uygulamıyor. İşte Kozan, Karataş. Bu belediyelerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. ‘Dedik ki, suçun tanımı nedir? Yasalara uymamaksa bunlar yasalara uymuyor. Kamuya zarar vermekse kamuya zarar vermek için açık kapı tutuyor’ İmar Yönetmeliği’nin 1. Maddesi’ne göre denetlenmiyor buralar. Dedelerimizin, atalarımızın yaptığı binalara bakın deprem olmadığı sürece asla yıkılmıyor ama ne zaman deprem olsa yıkılıyor. Demek ki deprem olduğu zaman boşalttığı enerji, özellikle zeminde bir hareketliliği oluşturuyor. Deprem bir kuvvet uygular bina ondan yıkılır. Örneğin Marmara depremine, Bingöl depremine bakın yıkılan bütün sanayi tesislerinin etikleri var ama bir eksikleri vardı. Şu anda yürürlükte olan planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği 1. Maddesi. Bu maddeye uymayan belediyelere yasal işlem yapılmalıdır. Bakanlıkların çıkardığı bu yasaya bütün belediyeler uymak zorundadır” diye konuştu.
OLASI DEPREM SONRASINDA TÜRKİYE’NİN SON DURUMU
Herhangi bir deprem olduğunda 100’lerce insanın içinde çok az insanın kurtarılabilindiğini ifade eden Baki, ekonomik kayıplara da vurgu yaparak Sadece Marmara depreminde, yıkılan binalar ve can kayıpları hariç Türkiye’nin ekonomik kaybının 33 milyar lira olduğunu söyledi.
Baki, “Deprem anında ve sonrası çalışmalarda başarıyı yakaladık ama deprem öncesi olaylarda özellikle son çıkan yasalara planlı alanlar Tip İmar Yönetmeliği 1. Maddesine uyulmadığı için bir başarı elde edemiyoruz. Marmara depreminde yıkılan bütün sanayi tesislerinin raporlarına bakın bir tek eksikleri vardır oda jeo fizik çalışmaları yoktur.
Afat yani deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında başarılı sayılırız ama kaç can kurtarabiliriz. Örneğin, Marmara depreminde açıklanan ölü sayısı 16 bin civarındaydı. Bunlar sadece kimliği tespit edilenler. Hala kayıp sayısı, ölülerle beraber 46 bin civarında. Çünkü bütün kent yıkılıyor. Kurtarma ekipleri nereye yetişebilecekler. Düşünün 10 katlı binalar yılıyor ve yaşam süresi saniyelik bir şey. Asıl çözmemiz gereken sorun, eğer insan hayatından daha önemli bir şey yoksa deprem öncesi önlemlere kilitlenmemiz lazım. Hükümetin çıkarmış olduğu planlı alanlardaki İmar Yönetmeliği’nin özellikle 1. Maddesi’ ne uyulması gerek. Jeo fizik çalışmaları olmadan hiçbir raporun kıymeti kalmaz. Bu bütün dünyada böyledir. Depremin dinamik gücü, dikey ve yatay vuruş gücü, binaya uyguladığı kuvveti hesaplanıyor Türkiye de artık bu teknolojiye sahip ve çok ucuza yaptırabiliyoruz.”
BAKİ: “KENTSEL DÖNÜŞÜM AMACINA UYGUN DEĞİL”
Ülkemizde uygulanan kentsel dönüşümün amacına uygun olmadığını savunan Baki, kentsel dönüşümde yapılan yanlışlıklarla ilgili şunları söyledi:
“Deprem riski, sel tehdidi, heyelan tehdidi öncelikli bölgelerdir. Örneğin bir bölgede heyelan tehdidi varsa bölge oradan taşınır ancak bugün ülkemizde başlatılan kentsel dönüşüm projelerinde öncelik bu olmamıştır. Ülke olarak, bölge olarak zaten deprem riski en yoğun olan yerdeyiz. Ülkemizde kendiliğinden yerleşen, yasallaştırılmış gecekondu şehirler, yaşadığımız yerlerdeki varoşlar denilen sokağı olmayan çıkmaz sokağı olan itfaiye ve ambulansların giremediği dar sokaklı şehir plansız yerler var. Bu bölgelerden deprem riski olan yerlerde dikey yapılaşmaya gidersiniz eğer, mesela bir mahallede bin tane ev varsa siz dikey yani çok katlı yapılaşma inşa ederek bu bin evi 400’e indirirsiniz. Böylece hem alan kazanırsınız hem de modern bir kent yaratırsınız. Ama ne yazık ki bizim ülkemizde böyle bir kentsel dönüşüm hiç görmedik.”
BAKİ: “ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA ÜZERİNDEYİZ”
Şu anda çok önemli bir çalışma yürüttüklerini açıklayan Baki, “Bölgemizde Kandilli, Ortadoğu ve Amerika Birleşik Devletleri’nden bir heyetin yürüttüğü Doğu Anadolu fayını Adana’dan Nevşehir’e (Hatay’da dahil) kadarki kısmını gözlem altına alacak çalışmalar yapılıyor. Şu anda istasyonlar tamamlanmak üzere” dedi.
YENİ EV ALACAKLARA UYARI: “ SEVDİKLERİNİZİN CANINI 10 SANİYEYE BAĞLAMAYIN”
Vatandaşları, ev alırken dikkat etmeleri gerekenleri de anlatan Baki, fiyatları ne kadar ucuz olursa olsun dere yataklarından kesinlikle ev alınmaması gerektiğinin ve alacakları binaların jeo fizik deprem raporlarını istemeyi ihmal etmemelerinin altını çizdi. Baki özellikle yeni ev alacak çiftleri şöyle uyardı: “Siz binayı ne kadar lüks alırsanız alın eğer depreme dayanıklı değilse bir tabuttan farklı bir şey almamış olursunuz. Hayatınız boyunca bütün kazanımlarınızı, canınızı ve sevdiklerinizin canını 10 saniyeye bağlamayın.”
(İHA)