HATALI SOLLAMA ÖLÜM, HATALI OYLAMA ZULÜM GETİRİR”
Abone olAvrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Avrupalı konuklarımı (İzmir’e) getirdiğim zaman belediyecilik hizmetlerini gördüğü zam...
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Avrupalı
konuklarımı (İzmir’e) getirdiğim zaman belediyecilik hizmetlerini
gördüğü zaman benim boynum bükük oluyor. Bunu en iyi İzmirliler
bilir. Hatalı sollama ölüm, hatalı oylama zulüm getirir” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İzmir temasları
kapsamında Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile
birlikte partisinin İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Bakan Çelik ve
Bağış, ziyarette 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde İzmir’in
AK belediyecilik ile tanışacaklarını belirttiler. Bakan Bağış,
“Böyle güzel bir başkanlık binası 2014 yerel seçimleri zaferinin ön
göstergesidir. Biz İzmir’e güveniyoruz. İzmir zaten herhalde
yıllardır mahrum kaldığı AK belediyecilikten artık mahrum kalmamak
için gereğini yapacaktır. Bunu en iyi İzmirliler bilir. Hatalı
sollama ölüm, hatalı oylama zulüm getirir. Allah inşallah İzmir’in
zulmüne son verir” dedi.
“AVRUPALI KONUKLARIMA KARŞI BOYNUM BÜKÜK”
Partisinin kuruluş temelinin belediyecilik olduğunu ifade eden
Bakan Bağış, “AK Parti’nin kuruluş temeli belediyeciliktir.
Milletin genel başkanımıza olan teveccühünün arkasında da
kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan başlattığı
ve kronikleşmiş sorunları çözüme kavuşturma yeteneğini ortaya
koymasıdır. Daha sonra o bize iktidarı getirmiştir. Yani söylemek
istediğim şu; belediyecilik bizim işimizdir. AK Partililer olarak
biz belediyeciliği iyi biliyoruz ve bugün Türkiye’deki başarılı
belediyecilik örneklerine baktığınız zaman hepsinin arkasında AK
belediyeleri görürsünüz. Ama maalesef İzmir bizim gözümüzün bebeği.
Benim için de ayrı bir önemi var ama maalesef ben Avrupalı
konuklarımı getirdiğim zaman belediyecilik hizmetlerini gördüğü
zaman benim boynum bükük oluyor. İzmir’in bunu değiştirecek
kapasiteye sahip olduğunu biliyorum. Artık İzmir’in de hak ettiği
AK belediyeciliğe sahip olması gerekiyor” diye konuştu.
“SAMİMİ CUMHURİYETTEN YANAYIZ”
Partisinin 10 yıllık iktidarlığının başarısının samimiyet olduğunu
açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise, “Bunun
altında yatan samimiyetin adı mayadır. Samimi çizgi devam ettiği
içindir ki oylarımız üç dönemdir devam ediyor. İnşallah dördüncü
dönemde artacak. Laf Cumhuriyetçi değiliz biz, icraatçı
Cumhuriyetçiyiz. Biz gerçekten samimi Cumhuriyetten yanayız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında
Türkiye’nin gençliği, geçmişi değil geleceği konuşan nesillere
ihtiyacımız olacak. Geçmişe takılıp kalmayacağız” dedi.
“İZMİR’DE ELDE EDEMEYECEĞİMİZ BİR BAŞARI YOK”
2014 yerel seçimlerinde İzmir’in olduğu gibi farklı illerin doğal
bir sosyal dokusunun olduğunu aktaran Bakan Çelik, “Biz samimi
çalışırsak İzmir’de elde edemeyeceğimiz bir başarı yok. Bize de
bakanlık olarak ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Kapı kapı dolaşmaya,
el birliği ile çalışmaları sergilemeye hazırız. Biz 30 ilçede de,
81 ilde de iddialıyız, ipi göğüsleyeceğimize inanıyoruz. ‘Herhangi
bir ili AK Parti alamaz’ diye yola çıkışımız yok. AK Parti’nin
böyle hesapları yok. 30 ilçe diyorsanız tamamı geçerlidir. İzmir
diyorsanız bütün ilçeleri dahil Büyükşehir’e de taliptir. Hedefimiz
bellidir. 10 yıllık dönemle mukayese edilsin. Bu parti ne yaptı?
Milletin değer yargıları için neler yaptılar? Bu iki kademeden
bakılsın. Çağdaş değerlere sahip çıkan bir parti, İzmir gibi bir
ilde de başarı elde edilmeyecek gibi bir düşünceyi düşünüyorum”
şeklinde konuştu.
“BAŞBAKANA GİYDİRİLEN BİR ELBİSE VAR”
Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın meziyetlerini ‘giydirilen
elbise’ olarak tanımladı. Bakan Çelik, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Recep Tayyip Erdoğan’a giydirilen bir elbise var. Nedir bu;
samimiyet, eşitlik, dürüstlük, başarı, çalışkanlık. Yani hiç ilgisi
olmayan geçmiş dönemde partimize oy vermeyen bir kişi bile genel
başkanımızın ismini söylediği zaman orada akan sular duruyor. Bir
sürü parti genel başkanını akredite etmeye uğraşıyor. ‘Benim genel
başkanı öyle demek istemedi de şöyle demek istedi’ diye
uğraşıyorlar. Onlar kendi genel başkanlarının sorunları ile
uğraşsınlar. Ama çok şükür biz genel başkanımızı bir adım daha
geriye götürecek bir girişimde olmamalıyız.”