Hastaneler ölüm saçıyor
Abone olHastane, dispanser ve özel kliniklerdeki röntgen cihazlarının yaydığı radyasyon ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Duruma dikkat çeken uzmanlar: Acil önlem gerekiyor
Alışveriş yaptığınız market, çalıştığınız işyeri ya da
oturduğunuz ev sizi yavaş yavaş ölüme götürüyor olabilir!
Türkiye'nin dört bir yanında, işyerleriyle, konutlarla, kreşlerle
yan yana duran klinik, sağlık merkezi, dispanser ve hastanede
yüzlerce, binlerce doğru dürüst denetlenmeyen, çoğu ruhsat bile
verilmemiş röntgen cihazı var. Bunlardan biri size radyasyon
'saçıyor' olabilir. 'O kadar da değil' ya da 'Bir şey olmaz'
demeden önce, 'tecrübe' sahibi insanların yaşadıklarına kulak
verin... Mehmet Demirci, Zeki Kenar, Salim Kara ve Semiha Bozer
yıllarca Bayrampaşa'daki Topçular SSK Dispanseri'nde çalıştı. Dördü
de peş peşe kanserden yaşamını yitirdi. 25 yıllık eczacı kalfası
Kenar ile Demirci akciğer, Kara mide, Bozer ise meme
kanserinden...Dispanser röntgen cihazı bulundurduğu halde yıllarca
lisans alınmamış, radyasyon denetimi yapılmamış, sızmaya karşı
önlem alınmamıştı. 'Boşuna uğraşmayın' Kenar'ın eşi Şehriban Kenar
şöyle anlatıyor eşiyle başından geçenleri: "Eşim 1967 yılında
eczacı kalfası olarak 22 yaşında çalışmaya başladı dispanserde.
Zamanının çoğunu dispanserdeki röntgen odasının alt katındaki
eczanede geçiriyordu. Emekliliğine doğru sürekli halsizlikten
şikâyet etmeye başladı. Gittiğimiz SSK hastanelerinde teşhis
konulamadı. 1998'de Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde
kanser olduğu anlaşıldı. Bir süre tedavi gördü ancak yapacak bir
şey kalmayınca eve gönderildi. Bu sırada mesai arkadaşı Mehmet
Demirci'nin akciğer kanserinden öldüğünü duyduk. Morali bozulmasın
diye eşimden sakladık. Yedikule'deki doktorlar, eşime nerede
çalıştığını sordu. İşyerinden bahsedince hastalığın, radyasyon
sızıntısından kaynaklanmış olabileceğini söylediler. Bunun üzerine
durumu çalıştığı dispanserdeki doktorlara aktardık. O sırada
röntgen odasının denetlenmediği için gerektiği kurşun kaplanmamış
olduğunu öğrendik. Doktorlar dava açmayı düşündüğümüzü söyleyince,
'Boşuna uğraşmayın, bir şey çıkmaz' dediler. Biz de vazgeçtik.
Maalesef eşimi 1999'da kaybettik. Şimdi dava açacağız, hiç olmazsa
başkaları yanmasın." Demirci ve Kenar'ın ardından sıra Salim
Kara'daydı. 2001'de Kara'ya mide kanseri teşhisi konuldu... Kara da
iki yıllık mücadelenin ardından arkadaşları gibi hastalığa yenik
düştü... Eşi Şükriye Kara, o günleri, "Hastalığı kovalamaktan
davayla uğraşamadık. Devleti devlete şikâyet etsen ne çıkar?" diye
anlatıyor. 'Esenlikler dileriz' Semiha Bozer ise 21 yıllık
çalışmanın ardından 'Bundan sonraki yaşamınızda sağlık, mutluluk ve
esenlikler' dilenerek dispanserdeki görevinden emekli edildi.
Bozer, aynı yıl meme kanserine yakanlandığını öğrendi. Mücadelesi
19 ay sürdü, ancak akıbeti arkadaşları gibi oldu. Bu kadar da
değil. Topçular Dispanseri'nde çalışan üç kadın daha art arda meme
kanserine yakalandı. Eczane sorumlusu İlknur Akçardak'a 2000'de,
hizmetli memur olarak çalışan Rahime Hacılar'a 1997'te teşhis
konuldu. Şu an Ankara'da yaşayan ve ismini vermek istemeyen bir
çalışan da yine kanser hastası. Bütün bunlar olurken, dispanser
yönetimi, SSK'dan röntgen odasının kurşunla kaplanmasını istedi.
Ancak hiçbir şey yapılmadı. Ta ki peş peşe ölüm vakaları yaşanmaya
başlayana kadar... Odanın zemini nihayet kurşunla kaplandığında
tarih 1999'du. Oysa bunun daha ilk günden yapılması gerekiyordu.
Röntgen cihazı bulunduran her yerin, kurşun kaplama dahil, alması
gereken pek çok önlem var. Bunlar, 2690 sayılı Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu (TAEK) Yasası ve bu yasaya dayanarak hazırlanan
Radyasyon Güvenliği Tüzüğü ve Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği'nde
düzenleniyor. Yalnız bu önlemleri yerine getiren sağlık
merkezlerine lisans veriliyor. Aksi takdirde uzmanların ifadesiyle
röntgen odasında yanlış bir çivinin çakılması bile radyasyon
sızıntısına yol açabiliyor. Bu açıdan Türkiye'de korkutucu bir
tablo söz konusu. Röntgen cihazı bulunduran merkezlere lisans
vermeye yetkili TAEK'e göre kayıtlı cihaz sayısı 9 bin 101. Ancak
Türkiye'deki toplam cihazı sayısını TAEK de bilmiyor. Lisanslı
cihaz sayısı 5 bin 109. Bunların da denetimi doğru dürüst
yapılmıyor. Prosedürü tamamlamayı bekleyen, vize aşamasında olan
veya kullanım dışı bırakılıp TAEK'e bildirilmeyenlerin sayısı 2 bin
363. 1629 cihaz ise faal olmadığı için depoya atılmış veya demonte
durumda. Cihaz sayısının her yıl çoğalması denetimlerin önemini
daha da artırıyor. Bugün hâlâ pek çok devlet hastanesinde ruhsatsız
radyoloji merkezleri var. 2003 yılı rakamlarına göre resmi
kurumlardaki radyoloji laboratuvarlarında 5 bin 433 kişi çalışıyor.
Özel merkezler de dahil edildiğinde sayı 10 bini aşıyor. Uzmanlar:
Durum kötü acil önlem şart Özel Görüntüleme ve Tanı Merkezleri
Derneği Başkanı ve Radiodiagnostik uzmanı Dr. Bülent Taşel: Röntgen
cihazı bulunduran özel merkezler sıkı olmasa da denetleniyor, ancak
SSK ve devlet hastaneleri için bu geçerli değil. Denetleyen de
denetlenen de devlet olduğu için prosedür sağlıklı işlemiyor.
Merkezlere lisansı TAEK, ruhsatı Sağlık Bakanlığı veriyor. Ancak
bakanlık 'Kendi yerimi niye ruhsatlandırayım' diye düşünüyor.
Devlet ve SSK'nın elindeki aletler devletin malı olduğu için
kanunen ruhsata gerek yok. Haseki, Bakırköy, Afyon Sandıklı ile
Kayseri Devlet Hastanesi bünyesinde çalışan merkezler ruhsatsız.
TAEK, merkezleri kurulma aşamasında bir kez denetleyip dört yıllık
lisans veriyor. Denetimde doz yüksek çıkmışsa çalışan radyasyondan
uzaklaştırılır, özel izin verilir. Kan değerlerine bakılır. Ortamda
kaçak varsa böylece tespit edilir. Yüksek doz kansere neden olur.
12 yıldır bu işin içindeyim. Dört yıldır muayenehanem var. TAEK,
kuruluşta denetim yaptı ve lisans verdi. Bugüne kadar hiç
denetimden geçmedik. Haydarpaşa Devlet Hastanesi'nde çalıştığım
sekiz yıllık sürede bir tek dozimetre sonucumu görmedim.
Hukukçu-tıp doktoru Erkin Göçmen: Radyasyon güvenliği konusunda
Türkiye'de karmaşa yaşanıyor, insan sağlığı tehlikede. MR ve
ultrason radyasyon yaymaz. Ancak Türkiye'nin en ücra köşesindeki
muayenehanede bile bulunan röntgen cihazları izolasyon yapılmazsa
büyük tehlike. Röntgen cihazı ilk monte edildiğinde TAEK gidip
bakıyor. Ondan sonra beş yıl uğramıyor. O sürede daha yüksek
radyasyon kapasitesine sahip bir cihaz alınırsa ne olacak?
Türkiye'de hemen yanında kreş bulunan merkezler var. Yasalar da çok
eski. Denetimler istikrarlı değil, uygun yapılmıyor. Kaynak:
Radikal