Hastanede opera sanatçısı eşliğinde terapi!
Abone olOkmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) bölümünde ses tellerinde bozukluk olan hastalara, KBB uzmanı ve 35 yıllık devlet opera sanatçısı tarafından ses terapisi uygulanıyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma
Hastanesi KBB bölümünde, yaklaşık 1 yıldır uygulanan tedavi
yöntemiyle ses tellerinde bozukluk olan hastalar sağlığına
kavuşuyor.
KBB Uzmanı Dr. Ziya Saltürk ve 35 yıllık devlet opera sanatçısı
Timur Doğanay tarafından piyano eşliğinde yapılan terapiyle
hastalar eskisinden daha iyi konuşabiliyor. Eğitim ve araştırma
hastaneleri içerisinde bir ilk olan bu terapiyle hastalar önce KBB
uzmanı tarafından muayene ediliyor. Muayenenin ardından da, opera
sanatçısı Doğanay tarafından poliklinik odasındaki piyano klavyesi
eşliğinde en kalın ve en ince sesleri çıkarttırarak, seslerini en
iyi aralıkta kullanmayı öğreniyor.
EN ÇOK EV HANIMI VE SEYYAR SATICILAR
BAŞVURUYOR
Ev hanımı, öğretmen, avukat ve seyyar satıcıların çoğunluklu
başvurduğu terapi 4 ila 8 hafta arasında sürüyor. Hastalar terapi
sayesinde tellerinin düzelmesiyle birlikte daha sağlıklı bir sese
sahip oluyor. Ses tellerinde kısılma olması ve konuşurken
zorlanması nedeniyle polikliniğe başvuran Selda Nergis, “2 senedir
bu şikayetim ve geliyorum ama terapiye yeni başladık. İlk önce
endoskopiye girdim, ses tellerinde açılma olduğunu gördüler. Sonra
ses terapisine başladım, bugün de 2’inci seansıma geldim. Çok uzun
konuşamıyordum yani cümlelerin uzun olmuyordu artık kendimi daha
rahat ifade edebiliyorum. Nefes egzersizleri verildi, daha sonra
bazı ses çıkartmalarım yapıldı ve göğsümden değil de karnımdan
nefes almam gerektiğini öğrendim. Günde 5 kere egzersizlerim var,
gayet de memnunum artık daha rahat konuşabiliyorum” dedi.
“HİÇ SESİ ÇIKMAYAN HASTALAR BURADAN ŞARKI SÖYLEYEREK
ÇIKTI”
35 yıllık devlet opera sanatçısı Timur Doğanay da, “Amacımız sesini
kaybetmiş, kaybetmekte olan ve sesinden rahatsızlık hisseden
kişilerin güzel bir ses dönmesini sağlamak. Terapileri 1 yıldır ve
devlet hastaneleri içerisinde tekiz. Hastalarımız iyileştikleri
zaman biz çok mutlu oluyoruz. Hiç sesi çıkmayan bir hasta, buradan
konuşarak, şarkı söyleme pozisyonunda gittiği zaman biz mutluluktan
uçuyoruz. Biz hastaların öncelikle cihazlar yardımıyla ses
tellerine bakıyoruz. Sonra KBB uzmanı ile konuşup ne gibi bir
uygulama yapacağımızı konuşmak için bu odaya geliyoruz. Burada da
hastayı iyileştirmek için bildiğimiz bütün uygulamaları yapıyoruz”
ifadelerini kullandı.
“ÖNCE UYARIP İKNA EDİYORUZ SONRA DA
SUSTURUYORUZ”
Doğanay, “Nefes egzersizlerini verdikten yaklaşık 2 hafta sonra biz
yavaş yavaş o insanlar dinlenmesini istiyoruz. Çünkü ses
kısılmasının çok nedenleri var. Önce onları keşfediyoruz, çünkü
psikolojik nedenleri de olabiliyor. Ondan sonrada o insanı bunu
yapmaması için ikna ediyoruz ve genelde susturtuyoruz. Hasta bir
iyileşme başladığında da piyano ile yavaş yavaş ses egzersizine
başlıyoruz. Bu sayede hasta sesini nereye yönlendirmesi gerektiğini
öğreniyor. Bu sürecin sonunda da hasta iyileşmeye başlıyor ve
taburcu ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sesi hiç çıkmayan bir hastanın buradan şarkı söyleme pozisyonunda
gittiğini kaydeden Doğanay, “Yeni olmasına rağmen çok kısa bir
dönemde onlarca hastayı tedavi ettik. Talep de gitgide çoğalmaya
başladı ve kronik şekilde yükselecek” diye konuştu.
“GEÇ KALINIRSA CERRAHİ MÜDAHALE OLSA DAHİ HASTA SESİNİ
KAYBEDEBİLİYOR”
KBB Uzmanı Dr. Ziya Saltürk ise, “Tanı koymak medikal bir iştir ama
terapi yapmakta ayrı bir birikim gerektiriyor. Biz hastaların
terapiyle mi yoksa cerrahiyle mi daha kolay iyileşeceğini
yapıyorum. Hastayı muayene ediyor ve tanısını koyduktan sonra
cerrahi müdahalesini yaparak ses terapisti egzersizlere başlıyor.
Sonuçlarımız oldukça iyi, terapiyi ciddiyi alan ve düzenli gelen
hastalarımızın sonuçları iyi. Sonuçta bu emek ve kişisel bir çaba
gerektiriyor. Yani biz hastalarımıza yapması gerekenleri
anlatıyoruz. Burada beraber yapıyor ve yaptırıyoruz. Fakat
sonrasında hastalarında evde çalışması gerekiyor. Tedavi olmazlarsa
hastaların sosyal hayatlarında sıkıntıları oluyor. Medikal anlamda
da hastalıkları büyüyor ve ilerliyor, bir süre sonra karşı ses
tellerine zarar vermeye başlıyor ve terapiden fayda görmeyerek
cerrahi düzeylere ulaşabiliyor. Sonuçta bir lezyon ne kadar
ilerlerse tedaviden sonra da olsa kalıcılığı o kadar fazla oluyor.
Yani hasta o cerrahi müdahaleden sonra da hastalığının durumuna
göre sesini kaybedebiliyor” dedi.