Haşim Kılıçtan hukuk dersi
Abone olAnayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'tan hukuk dersi. Ergenekon davasına değindi. Kılıç ayrıca o tartışılan ifadeyi kullandı.
Haşim Kılıç'tan Ergenekon davasında yargıdan önce karar
veren siyaset ve medya dünyasına tepki.. Anayasa
Mahkemesi'nin 47. kuruluş yıldönümü töreninde devletin zirvesine
'yargıya karışmayın' mesajını verdi.
Kılıç "Medya ve siyaset dünyanın yargıçları kararlarını vererek davaları çoktan bitirmektedirler" sözleriyle Ergenekon davasına olan bakışını dile getirdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'dan sonra, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da 'Türkiye halkı' ifadesini kullandı.
Parti kapatma, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi yeni
hizmet binası açılışında yaptığı konuşmada; Türkiye halkı ifadesini
kullandı.
TÜRKİYE HALKI
Kılıç, "Cumhuriyetin demokratik ve laik yapısını bunca olumsuzluklara rağmen korumaya kararlı olan Türkiye halkı, bugüne kadarki deneyimlerinden, toplumsal taleplerinin, devlete düşmanlık biçiminde algılanmasının sorunları ötelemekten ve büyütmekten başka sonuç getirmediğini görmektedir." dedi. İşte konuşmasından önemli bölümler:
-Anayasaların başlıca işlevi hükümetlerin yetkilerini kısıtlayıp bireysel özgürlükleri korumaktır. Demokrasi gerginlikleri çatışmaları yok etme iddiasında bulunmayan ancak hoşgörü kültürüyle tarafları birbirine yaşamaya ikna eden barış tekniğidir.
-Hak ve özgürlüklerin başı olan insan onuru devletle bağlantısı
yaşamsal düzeydedir. Devletin bir bölümü kendine dost ve düşman
edinemez. Din ve vicdan özgürlüklerine ilişkin sorunlar
çözülmedikçe siyasetin dinden beslenmesi kaçınılmazdır. İfade
özgürlüğünün önündeki engelller kaldırılmalıdır.
-Dini ilgilendiren alanlarla siyaseti ilgilendiren alanlar
arasındaki ilgili sınır anlaşmazlıkları sağlıklı bir tartışma
zeminin ortadan kaltırmaktadır. Siyasetin ilgi alanı haline
getirilen din ve vicdan özgürlüğü sorunu çözülmedikçe, siyasetin
dinden beslenilmesi kaçınılmaz olduğu görülmektedir.
-Devletin ideolojiler karşısısında tarafsız ve eşit uzaklıkta kalmasını zorunlu kılar. Devletin bir bölümü dost bir bölümü de düşman edinerek ayrımcılığa gidemez.
-Sayısal çoğunluğun gücüne bağlı olarak her toplumsal sorunu
karşı dengeler gözetilmeden, Anayasal norm bazında çözme
girişimleri yakın zamanda onarılması zor tarihi hatalar
doğurmuştur.
-Siyasi partiler temelli kapatılmasına ilişkin yaptırım
kaldırılmamalı ancak kapatma öncesi aşamalarda AHİM'de belirtilen
standartlara uygun çerçevenin çizilmesi öncelikle
benimsenmelidir.
-Terör, şiddet bakı içeren eylemler ile barışçıl söylemler
birbirinden ayrılarak uygulanacak yaptırımlar geciktirilmeden
düzenlenmelidir. Siyasi partilerden mali denetimler aşamasında
hesabını eksik verenlere karşı mali yaptırımlar uygulanması uygun
ve isabetli olabilir. Yüzde 10'luk seçim barajı ve hazine yardımı
için yüzde 7'lik barajın izahı mümkün değil.
-Bağımsızlığı sağlanamamış yargı arındırmaz kirletir. Bir yargıcın
tarafsızlığı onun onurudur. Yargıyı etkileme çabası devam
etmektedir. İnsanlık onurunu koruma ve kollama görevi yargıya
emanet edildiğine göre bu yargıçla sağlanır. Medya ve siyaset
dünyanın yargıçları kararlarını vererek davaları çoktan
bitirmektedirler.
-Yargıyı etkileme çabalarına karşı savcıların sessizliği
düşündürücü ve bir o kadar üzücüdür.Yargı kararı olmadan suçlu ilan
edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık
suçudur. İnsan onuru ve kişi dokunulmazlıkları insan hakları
sisteminin en önemli dayanağıdır ve en önemli tek değerdir. Yok
edilen insanlık onurun doğurduğu öfke intikam alma duygusuna
dönüşmeden gerekli düzenleme acilen yapılmalıdır.
-Adli ve İdari Yargı'daki iş yükü hukuka olan güvenin azalmasına
sebep oluyor. Buradaki özverili çalışma da yeterli olmamaktadır.
Türkiye AİHM'de Rusya'dan sonra en çok aleyhine başvuru yapılan
ülke. AİHM'deki başvuruların azalması için Anayasa şikayetine
ilişkin bireysel başvuru hakkı şart.
-Vatandaşlarımız AİHM'de dava açabildiği halde içeride Anayasa
şikayeti hakkına sahip değil. Temel hak ve özgürlüklerin
içselleştirilmesi ancak yaptırımla mümkün olur. AİHM'deki
içtihatlar dikkate alınmadığı takdirde sözleşme anlamsızlaşır.
-Bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi'nin temyiz mehkemesi gibi
çalışması söz konusu değildir. Mahkeme mensuplarının özverili
çalışmarı biriken davaların hızla eriyeceği anlaşılmaktadır.
ERDOĞAN: 'ANAYASA MAHKEMESİ'NİN MEVCUT YAPISI DEĞİŞMELİ'
Erdoğan, konuşmasında Anayasa Mahkemesi'nin mevcut yapısının günümüz ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı yönündeki düşüncelerin son dönemde sıkça dile getirildiğini de hatırlattı. Bu durumun herkesten önce son 3 dönemden bu yana Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini yürüten hukukçular tarafından defalarca ifade edildiğini belirten Başbakan Erdoğan bu konudaki düşüncelerini de şu sözlerle dile getirdi:
"Mevcut yapının değişmesinin en başta Anayasa Mahkemesi açısından olumlu sonuçlar doğuracağı çeşitli vesilelerle ifade edilmiştir. Ancak değişikliğin gerekliliği, kapsamı, mahiyeti, modeli konusunda farklı görüşlerin de bulunduğunu biliyoruz. Biz bu konuda her türlü görüşün, her türlü fikrin, değerlendirmenin özgürce ifade edilmesi, tartışılması ve yapıcı şekilde ele alınmasından yanayız. Zira modern toplumlarda değişim olgusu demokratik müzakereyle, uzlaşı ile yapıcı değerlendirmelerle ele alınır, gerçekleştirilir. Bu bakımdan eleştirinin, ifade hürriyetinin yerleşik bir değer olarak kabul edilmediği toplumlar medeniyet yarışından geri kalmaya mahkumdur."
Türkiye'nin özellikle son birkaç yılda bir demokratikleşme ve güçlü bir hukuk devleti olma konusunda çok büyük mesafeler kat ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türkiye'yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli iradeyi her zaman ortaya koyan milletimiz, cumhuriyetimizi tüm değer ve kurumlarıyla yaşatmaya devam etmektedir, devam edecektir. İşte bugün aydınlık bir geleceğin eşiğindeyiz. Milletçe cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedefleri doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz, edeceğiz." dedi.