Hasan Cemal çözüm sürecini neden yazmıyor?
Abone olKürt sorununu hep gündeminde tutan ve Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesinin bir parçası olarak gören Hasan Cemal'in bu suskunluğu okurlarının "neden yazmıyor" diye konuşmasına yol açmıştı.
Çözüm sürecinin yeniden başladığı
günlerde yazıları ile Başbakan Erdoğan'ın tepkisini üzerine çeken,
ardından da Milliyet gazetesindeki köşesinden olan Hasan Cemal,
sürece ilgisini neredeyse hiç yitirmemişti.
PKK'nın çekilme kararı ile birlikte süreci yakından gözlemlemek ve kamuoyuna daha iyi aktarmak için, Türkiye'den çekilen gerillalar ile birlikte sınırı geçen ve Kandil'e kadar onlarla beraber giden, ardından yaptığı bir dizi röportajla Kandil'in ve PKK'nın üst düzey yönetiminin nabzını tutmuştu Hasan Cemal. Usta kalem, ardındna Gezi Süreci yazılarıyla çözüm sürecini ilişkilendirmiş, Başbakan Erdoğan'a sert bir dizi eleştiri kaleme almaya devam etmişti.
HASAN CEMAL NEDEN YAZMIYOR?
Ancak son dönemde, çekilmenin PKK tarafından askıya alındığı, sürecin sekteye uğratıldığı konuşulurken Hasan Cemal neredeyse konuyla ilgili hiç bir şey yazmadı.
Bugüne kadar Kürtler, Barışa Emanet Olun gibi kitapları ile ve
hem köşe yazıları hem de röportajlarıyla Kürt sorununu hep
gündeminde tutan ve Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesinin bir
parçası olarak gören Hasan Cemal'in bu suskunluğu okurlarının
"neden yazmıyor" diye konuşmasına yol açmıştı.
EN BÜYÜK ZARARI TETİKÇİ TAKIMI VERİYOR
Hasan Cemal, bugün T24'deki köşesinde o soruya yanıt verdi. Bir yandan "sürecin aksamasında sorumlu hükümet ve Başbakan Erdoğan'ın tavrı" olduğunu hatırlattı. Bir yandan da bu eleştiriyi dile getirince medyadaki tetikçiler tarafından saçma sapan şekilde suçlanmaktan sıkıldığını yazdı ve ekledi: "Çözüm sürecine asıl zararı, incir çekirdeğini doldurmayan son derece yüzeysel, sorunun özüne hiç dokunmayan bakış açılarıyla bu tetikçi takımı veriyor."
İşte Hasan Cemal'in köşesinden tetikçilere yönelttiği eleştiri bombardımanı ve daha fazlası:
NEDEN UZUN ZAMANDIR
YAZMIYORUM
"Çözüm süreci konusunda uzun zamandır yazmıyorum.
Neden?
Netameli bir konu olduğu için mi?
Belki de.
Çözüm süreci konusunda eleştirilerini daha çok hükümete yöneltirsen, örneğin Başbakan Erdoğan’ın ipe un sermekte olduğunu belirtirsen, bir koro derhal başlıyor:
“Demek ki sen barışa karşısın!”
“Demek ki sen çözüm istemiyorsun!”
“Demek ki sen silahtan yanasın!”
Hatta daha ileri gidenler de oluyor:
“Demek ki sen Ergenekon’cusun!”
Birtakım iktidar tetikçileri tarafından hiç vakit geçirmeksizin böyle bir sindirme ya da komplekslendirme kampanyası başlatılıyor.
Bundan kurtuluş yok.
Ya susacaksın ya da doğru bildiğine devam edeceksin.
TETİKÇİ KULLANILIR
ATILIR
Tetikçi kullanılır atılır, kıymeti harbiyesi yoktur
Hasan Cemal, yoksa sen de ‘tetikçiler’den yıldığın için mi kısa bir süre de olsa sustun?
Söz konusu değil.
Ama doğrusu bazen kabak tadı veriyor. Bu yüzden de, biraz bekleyip olan biteni izlemek daha yararlı oluyor.
ASIL ZARARI KULLANILIP ATILAN
TETİKÇİLER VERİYOR
Bu arada bir noktayı daha belirtmek lazım. Çözüm sürecine asıl zararı, incir çekirdeğini doldurmayan son derece yüzeysel, sorunun özüne hiç dokunmayan bakış açılarıyla bu tetikçi takımı veriyor.
Çünkü derin devlet odaklarınca ‘kullanılıyor’lar, çünkü bilerek ya da bilmeden dezenformasyon aleti oluyorlar.
Bu konuyu geçiyorum.
Çünkü tetikçi tetikçidir, o kadar. Kullanılır atılır. Tarafların ‘oyun içinde oyunları’nın, psikolojik hamlelerinin aleti olarak, son tahlilde fazla bir kıymeti harbiyeleri yoktur tetikçilerin...
"PEDAL ÇEVİRMEYE DEVAM ETMEK" BARIŞ İÇİN ZORUNLU
Bazen ağır aksak da olsa pedal çevirmeye devam etmek, zamanı torbaya tıkmaya çalışmaktan kaçınmak ve ‘çözüm süreci’ni inatla sürdürmek barış adına yaşamsal bir konudur. Çekilme sürecine fazla takılmamak lazım. Ankara-Kandil-İmralı üçgeninden kaynaklanan irade halen 'kararlılığı’nı sürdürüyor.
KANDİL'DE ÇÖZÜM SİLAH DEĞİL DİYOR
Süreçteki teklemenin gerçek sorumlusu dokuz aydır doğru dürüst bir demokratikleşme paketini ortaya koyamayan hükümettir. Peki Ankara’nın ipe un sermesinin Kandil açısından alternatifi nedir, yine silah mı? Bin kere hayır! Böyle düşünenler Kandil’de de var tabii, ama ağırlık onlardan yana değil. Çare artık silah değil!
Hasan Cemal'in yazısının tamamını okuyabilirsiniz.