Hasan Cemal ayıbı yazdı
Abone olAtatürk'ün cenaze namazının kılınıp kılınmadığı ile ilgili yazısı üzerine Albayrak 18 ay hapis cezasına çarptırılmıştı...
Milliyet Gazetesi Yazarı Hasan Cemal'in, Hakan Albayrak'ın hapse
girmemesi gerektiğini iddia ettiği yazısı... Ayıp! Evet öyle, ayıp!
Demokrasiye yakışmıyor. Çünkü bir meslektaşım, Gerçek Hayat
dergisinin yazarı Hakan Albayrak hapse girdi. Altı ay yatacak
içeride... Demokrasi ayıbı değil mi bu? Türkiye'de fikir suç
olmaktan neredeyse çıkmış durumda. Farklı düşüncelerin hapisle
cezalandırılması artık tarihe karışıyor. Avrupa Birliği'yle uyum
yolunda atılan reformcu adımlarla ifade özgürlüğünün sınırları
demokrasiye yaraşır biçimde genişledi. Ama yine de düşünce suçu!
Niçin? Konu, Atatürk'le ilgili. Atatürk öldüğünde cenaze namazı
kılındı mı, kılınmadı mı? Bu konudaki bir yazısından dolayı Hakan
Albayrak hapis yatıyor şimdi. Milli Gazete'de dört yıl önceki bir
yazısında, Atatürk'ün cenaze namazı kılınmadan toprağa verildiğini
yazmış. Sonra bunun doğru olmadığını öğrenince, 28 Haziran 2000'de
"Faka bastım!" başlıklı ikinci bir yazıyla ilkini düzeltmiş.
Kendisi için meselenin kapandığını sanmış. Sonrasını şöyle
anlatıyor: "Milli Gazete'de 'Faka bastım!' başlıklı yazım çıktıktan
sonra Bakırköy İkinci Asliye Ceza Mahkemesi'ne çağrıldım. Basın
Savcısı, Adalet Bakanlığı'nın emriyle hakkımda soruşturma
açacaklarını, 'Mustafa Kemal Paşa cenaze namazı kılınmadan
defnedildi' dediğim için, Atatürk'ün manevi şahsına neşren
hakaretten yargılanabileceğimi söyledi. Atatürk'e karşı işlenen
suçları konu alan 5816 sayılı kanundan ancak Adalet Bakanlığı'nın
emri veya izniyle dava açılabiliyor. Gerçekten de dava açıldı. Hem
bana, hem Milli Gazete'nin o günlerdeki Yazı İşleri Müdürü Mehmet
Terzi'ye. İlk duruşmada şöyle bir konuşma yaptım: 'Ben, Mustafa
Kemal Paşa için cenaze namazı kılınmadığı iddiasında değilim. Bir
yazımda böyle bir ifade yer almışsa da, o ifadeyi, hakkımda hiçbir
soruşturma açılmadan ikinci bir yazıyla düzelttim. Buna rağmen
hakkımda dava açıldı. Aslında, cenaze namazı kılınmadığı iddiasında
ısrar etseydim bile dava açılmamalıydı. Laik devlet, (Cenaze
namazının kılınması esastır. Kılınmaması yanlıştır, kötüdür,
ayıptır) diyemez; ama diyor işte. Hakkımda açılan dava böyle bir
anlama geliyor. Bu bir yana; cenaze namazının kılınıp kılınmaması
ölünün tasarrufunda değildir...' Üç duruşma yapıldı. Savcı, suç
unsurunun oluşmadığını belirtti ve 'Toplumu ve bireyleri
istediğimiz gibi biçimlendiririz tarzındaki toplumu kontrol
felsefesinin taraftarlığını kabul edersek, açmazlarla boğuşacağımız
önceden bilinmelidir.' diyerek beraatımızı istedi. Hakimin cevabı:
15 ay hapis! Yaklaşık üç yıldır temyizde olan dava, bir iki ay önce
sonuçlandı; Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Yazı İşleri Müdürü'ne
verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesini isterken, bana
verilen hapis cezasını onadı." Albayrak'ın öyküsü böyle. Şimdi
hapis yatıyor. Kendisini tanımıyorum. Ama yazdığı dergi ve
gazetelerden anladığım kadarıyla yaşama, dünyaya farklı
pencerelerden bakıyoruz. Olabilir. Demokrasilerde olmaması gereken
'fikir suçu'dur. Düşünceye hapis cezasıyla karşılık verilmesidir.
Atatürk yasayla korunur mu? Hayır. 1950'li yıllarda çıkarılan
Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun demokrasilerde kendine yer
bulabileceğini sanmıyorum. Bu yasa bence Atatürk'ün tarihimizdeki
yerine, büyüklüğüne de gölge düşürüyor.