2002 yılında tanıdım Hasan Abi'yi... Zarif, beyefendi, riyadan
uzak, kibirsiz, sade, kendi halinde ve en önemlisi saygılı...
Cihan Kamer'ın referansıyla gitmiştim yanına. Tanışmaktı amacım,
sohbet etmekti. Öyle de oldu. Patrondu ama, insanlığını
unutmamıştı, burnu havalarda bir kişi değildi.
Görüşmemiz bittiğinde, asansörün kapısına kadar beni yolcu
etti.
İnternethaber'de onun da tuzu var, desteğini hiç esirgemedi. Beni
her gördüğünde, "Hadi Bey, çok iyi gidiyor site, devam aman dikkat
gerileme yok" derdi.
Hasan Abi'm, patronum oldu sonra. Star'ı satın aldı. Hayırlı olsun
için aradığımda, ne yalan söyleyeyim çekingendim. Ama Hasan Doğan
cehpesinde değişen hiçbir şey yoktu.
Havalara girmemişti benim Hasan Abi! Patronluk yapmadı bana, yine
İnternethaber'i övdü:
-Hadi Bey çok iyi gidiyor, devam!
Yazılarımı okuduğunu söyledi, azyazdığımdan şikayet etti:
-Daha fazla yaz!
Futbol Federasyonu'na ziyaretine gittim. Hasan Abi yine aynı
Hasan Abi. Kapıda karşıladı, asansörün kapısına kadar uğurladı. Ben
ona "Abi" dememe rağmen, "Hadi" demedi hiç, "Hadi Bey" demeye devam
etti o zarif adam!
Abant'ta, İnternethaber'in manşetinden öğrendim Hasan Abi'nin
ölümünü. Fotoğrafı olmasa, isim benzerliği diyecektim ama, ne yazık
ki gördüğüm haber Hasan Abi'ye aitti ve o çok erken yaşta çekip
gitmişti.
Yıkıldım!
Yıkıldık!
Gün boyu çok neşeli geçen günümüz zehir oldu. Tadımız, tuzumuz
kalmadı. Yarını beklemeden bastık İstanbul'a geldik. Nasıl üzüldüm,
nasıl kahroldum anlatamam.
Allahım sen Türkiye'nin Almanya Milli maçında tanıdığı o sevimli
adama rahmet eyle, ailesine sabır ver.