Aralarında birçok ünlü ismin yer aldığı 75'ten fazla kadına cinsel taciz suçuyla yargılanan ünlü Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein'in davası hala sürüyor. Harvey Weinstein'ın avukatı Donna Rotunno ise son açıklamasında yapımcının yazılı rıza formu imzalamayan biriyle cinsel ilişkiye girmeyeceğini söyledi.New York Times Gazetesi'ne konuşan Weinstein'in avukatı Rotunno, şunları söyledi: "Günümüz dünyasında yaşayan bir erkek olsaydım, bir kadınla herhangi türden bir cinsellik yaşamadan önce yazılı rıza formu imzalamalarını isterdim. Neden olmasın? Bütün şüpheleri ortadan kaldırır. Herkesin işi kolaylaşır."41 yaşındaki avukat, bugüne kadar cinsel saldırıya uğramamasının nedeninin "kendisini öyle bir duruma sokmaması" olduğunu söyledi. Rotunno, Weinstein'ı suçlayan kadınlara referans vermese de söyledikleri Weinstein'ın suçlamalar karşısındaki savunmasına paralel olarak yer aldı. Ünlü Hollywood yapımcısı mahkemede beş tecavüz ve cinsel saldırı suçlamasıyla yüzleşecek. Avukatı Rotunno ise Weinstein'ın eylemlerinin rızaya dayalı olduğunu savunuyor.Weinstein, Rotunno'nun bugüne kadar savunduğu, cinsel suçlarla karşılaşan 40'tan fazla erkekten yalnızca biri. Avukat, bu davaların yalnızca birini kaybetti. Rotunno'nun sözleri, "mağdurları suçladığı" gerekçesiyle taciz mağdurlarıyla dayanışma gruplarının tepkisini çekti.ABD'de cinsel şiddete karşı en büyük örgüt olan Cinsel saldırı, İstismar ve Ensest Ağı, "Mağdurların cinsel saldırıdan sakınmasının kendi ellerinde olduğuna dair bu anlatı kendi işi için kullanışlı olabilir ama gerçekle alakası yok" dedi. Rotunno'nun sözleri, özel ilişkilerde rızayı resmiyete dökme üzerine tartışmaları da yeniden canlandırdı.Örneğin LegalFling (Yasal Kaçamak) uygulaması, kullanıcılarına belli cinsel eylemlerden önce rıza talep etme ve rıza gösterme imkanı sunuyordu. Uygulama internet sitesinde "Angajman kurallarını ve kişisel tercihleri açıkça gösteren bu uygulamayı kullanmak, yanlış anlaşılmaların ve istemeden içine düşülen kötü durumların önüne geçebilir" diyordu.Bir diğer uygulama olan We-Consent (Rıza-Gösteriyoruz) ise kullanıcılarına 20 saniyelik bir video kaydıyla cinsel ilişkiye girmeye rıza gösterdiklerini onaylama imkanı sunuyordu. İki uygulama da pek yayılamadı. Bu da insanların cinsel birliktelik isteklerini kayda geçirmekte isteksiz olduğu anlamına gelebilir. İki uygulama da kullanıcılarını yasalar karşısında korumayı hedeflediklerini belirtiyordu. LegalFling kullanıcılara "canlı sözleşme" imzalayarak istedikleri anda rızalarını geri çekme, vazgeçme ve sözleşmenin ihlali durumunda para talep etme seçeneğini sunuyordu. Fakat böyle bir uygulama, hatta cinsel ilişkiye onay verdiğini notere bildirme seçeneği bile mahkemede kısıtlı bir etkiye sahip olur. ABD'nin Michigan eyaletinden, cinsel istismara maruz kalan çocuk ve genç yetişkinleri savunan avukat Karen Truszkowski, "Bu teoride iyi bir fikir olabilir ama pratikte uygulanamaz" diyor. Truszkowski, taraflardan birinin şartları ihlal etmesiyle yasal sözleşmelerin geçersiz hale geldiğini hatırlatıyor.Fakat tüm cinsel ilişkilerde rıza her an geri alınabilir ve bu da böylesi bir sözleşmeyi anlamsız kılar. Truszkowski "Taraflar birbirlerini sözleşmeye uymaya nasıl zorlayabilir?" diyor ve ekliyor: "Biri fikrini değiştirirse diğer taraf onu sözleşmede yer alan türden bir sekse zorlayamaz. Bu iki taraf için de yasal koruma sağlamaz, ne mağduru ne de istismarla suçlanan kişiyi korur. Bence faydasız bir çaba."BBC'nin haberine göre, #MeToo hareketinin ortaya çıkmasıyla kurulan ve cinsel istismar mağdurlarına yardım eden TIME'S UP (SÜRE DOLDU) Yasal Savunma Fonu Direktörü Sharyn Tejani, Avukat Rotunno'yu dinledikten sonra "Beni en çok etkileyen şey, mağduru suçlamanın ne kadar kökleşmiş olduğunu bir kere daha görmek oldu" diyor. Tejani "şöyle yapmasaydın başına bunlar gelmezdi" imasının, cinsel tacizin önüne geçmenin mağdurların elinde bulunan bir güç olduğu fikrine dayandığını vurguluyor: "Pek çok kişi bir işe başlamadan önce de iş sözleşmesi imzalıyor ve başlarına işyerinde çok kötü şeyler gelebiliyor. Oysa bu tür eylemler yapan kişinin ve buna izin veren sistemin suçudur." Truszkowski de bu görüşe katılıyor: "Böyle yaparak suçu mağdura atıyorsunuz. Neden kızlarımıza nasıl hayır demelerini öğretmek yerine oğullarımıza cinsel saldırıda bulunmamayı öğretmiyoruz?"