Bu durum kilo almaktan, çeşitli ortopedik rahatsızlıklara
kadar pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Bu
rahatsızlıklar arasında varisler ilk sıraları alıyor. Kalp ve Damar
Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Arif Tarhan, “varis ve tedavi yöntemleri”
hakkında bilgi verdi:
Varis depresyona bile neden olabilir
“Varisler genellikle çok ileri evrelere gelene kadar
önemsenmediğinden bazen tedavide geç kalınıp çok iyi sonuçların
alınmadığı bir hastalık grubudur. Bunun için tedavinin en önemli
kısmını erken evrelerde teşhis konulması oluşturmaktadır. Bacak
damarlarının görünür halde olması her zaman hastalık anlamına
gelmemektedir. Ancak varisler geliştiğinde de damarlar ciltten
kabarık, mor renkte ve hoş olmayan bir görünüme neden olurlar.
Varisler neredeyse bazı kişilerin bacaklarından utanır hale geldiği
ve ne yapacağını bilemediği durumlardır. Hatta bu hastalık
nedeniyle yalnızlaşan ve depresyona giren kişiler olduğu
görülmektedir. Varis oluşumunda en büyük etkenlerden biri de
hareketsiz yaşamdır.
Düzensiz yaşam tarzı da varis oluşumunu
kolaylaştırıyor
Toplardamar sistemindeki genişlemenin en önemli nedeni genetik
olarak (ailesel) yatkınlığın bulunması ile yaşam tarzının durumu
daha kötüleştirmesidir. Ayakta sabit olarak çok fazla duran
bireylerde bacak toplardamarlarında dolaşım zorlaşır ve damarlar
genişler, içlerindeki kapaklarda zamanla yetmezlik gelişir ve sonuç
olarak varisler oluşur.
Toplardamarlar da kan yerçekimine karşı hareket
eder
Kan, kalpten vücuda atardamarlar yoluyla taşınır. Dokular için
gerekli olan oksijen ve besleyici maddeler hücrelere verildikten
sonra kullanılmış kan, ortamdaki artık maddeleri toplar ve rengi
koyulaşarak toplardamarlar yoluyla kalbe geri dönmektedir. Kanın
toplardamarlarda kalp gibi bir pompanın yardımı olmaksızın,
yerçekimi kuvvetine karşı taşınması bu damarların içlerindeki tek
taraflı çalışan kapaklar (check valve) sayesinde olur.
Bacak toplardamarları temel olarak 3
çeşittir:
• Yardımcı toplardamarlar: Cilt altında
yerleşiktirler ve bazıları gözle görülebilirler.
• Ana (Derin) toplardamarlar: Komşu oldukları
atardamarla birlikte bacağın derinliklerinde kasların arasında
bulunurlar.
• Birleştirici (Perforan) sistem: Yardımcı
sistemden sistemden ana sisteme kanın taşınmasını sağlar.
Bacaklardan kalbe dönen kanın %90’ı ana sistemle taşınır.
Yardımcı damar sistemi, Yardımcı damar sisteminde zaman zaman
iltihaplanma, oluşan pıhtılarla tıkanma ya da damarların
genişlemesi gözlenebilir. Ana sistem daha nadir bozulur.
Hastanın durumuna en uygun tedavi yöntemi
seçilir
Ameliyatla tedavi yapılabildiği gibi günümüzde hastaya daha az
zarar veren modern yöntemler ile daha estetik sonuçların elde
edilmesi mümkün olmaktadır. Bu estetik yöntemlerde özellikli modern
cihazların ve yöntemlerin deneyimli cerrahlar tarafından
kullanılması daha iyi kozmetik sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
• Endovenöz lazer ablasyonu (Ameliyatsız
tedavi): Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi büyük
varislerin içten lazer ile kapatılmasıdır. Bizim de en sık tercih
ettiğimiz yöntem, renkli doppler ultrason eşliğinde Endovenöz lazer
ablasyonu tedavisidir. Artık bu yöntem gelişmiş ülkelerde
cerrahinin yerini almış bulunmaktadır. Venöz cerrahi kliniğimizde,
hastalarımızın tanısı doppler US eşliğinde konulduktan ve bacak
toplardamar haritalaması yapıldıktan sonra, genel anesteziye gerek
olmadan lazer işlemi uygulanmakta ve hastalarımız biran önce ayağa
kaldırılarak yürümeleri sağlanmaktadır. Bir gece hastanede yatışın
ardından hastalarımız evlerine gidebilmekte ve ertesi gün işlerine
dönebilmektedirler. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmesi,
işlemin 30 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilmesi, hastanın
işlem sonrası hemen ayağa kalkabilmesi lazerin en önemli
avantajlarıdır. Girişimin başarısı %99 gibi çok yüksek bir
orandadır. Bu yöntem varis yakınması bulunan hastaların %90’ine
uygulanabilmektedir. İşlem sırasında gelişebilecek komplikasyonlar
ameliyata kıyasla çok azdır.
• Dikişsiz ameliyat: Cerrahi gereksinimi
bulunan hastalara kesi uygulamadan ameliyatta dikişe gerek
olmaksızın mükemmel kozmetik sonuçlar elde edilmektedir.
Varisleri başlangıç evresinde bulunan hastaların tedavileri köpük
skleroterapisi ve yüzeysel radyofrekans ablasyon yöntemi ile
sağlanabilmektedir.
• Köpük skleroterapi: Bacaktaki varislerin
içine çok ince iğnelerle özel bir yapıştırıcı köpük verilerek
istenmeyen damarın tıkanması işlemidir. Biz bu yöntemi sadece çapı
1-3 mm olan varislerde uygulamaktayız. Çünkü daha geniş varislerde
hem istenmeyen etki oranları yüksek olmakta hem de kozmetik
sonuçları bekleneni vermemektedir. Bu işlem seanslar halinde
uygulanmaktadır. Hasta girişim sonrası yürüyerek evine gidebilmekte
ve araba kullanabilmektedir.
• Yüzeysel radyofrekans ablasyon tedavisi: Bu
yöntem skleroterapi uygulanamayacak incelikteki her tür kılcal
varise rahatlıkla uygulanabilmektedir. Yüksek frekanslı ses
dalgalarının uygulanması ile damar yok edilmektedir. Bu tedavi
vücudun her bölgesine her mevsim uygulanabilmektedir. İşlem sonrası
güncel yaşamla ilgili hiçbir kısıtlama yoktur. Yanık ve istenmeyen
renk değişiklikleri olmaz, seanslar sık sık yapılabildiğinden
tedavi kısa sürer. Hiçbir yan etkisi olmadığı gibi işlem tamamen
ağrısızdır.”