Hantal bürokrasi, hasta ediyor
Abone olEn büyük sorunlardan biri de "Bürokrasi". Hele hantal bürokrasi, sağlıklı insanı dahi hasta etmeye yetiyor. Peki bu hantal bürokraside özürlüler ne yapıyor?
BÜROKRASİ, sağlıklı insanlar için bile işkence, hele bir de
özürlü olunca? Kas erimesi rahatsızlığı nedeni ile yürüyemeyen
ablam için hastaneye veya başka bir yere gitmek çok ciddi bir
zorluk oluşturmaktadır. Tekerlekli sandalye taşıyabilecek bir
minibüse ihtiyacımız vardı. Bir arkadaşım, yurt dışından gümrük
vergisi ödemeden araç getirme hakkımızın olduğunu söyledi ve
serüven başladı...
Önce, izlemem gereken süreci öğrendim.
1- Ankara'da “Nakilhane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü”nden
izin alınıyor. Burada her ayın ilk salı günü kurul toplanıyor,
ablam önce bu kurula girecek.
2- Ancak ondan da önce, tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu
raporu almamız gerekiyor.
Başvuruyu ablanız yapacak!
Taksim İlk Yardım Hastanesi'ne müracaat için gittim. Sekreter
hanım, “Rapor almanız için ablanızın gelerek bize dilekçe vermesi
gerekiyor” dedi. Bunun üzerine Üsküdar'dan Taksim'e tekerlekli
sandalye ile transferinin çok zor olduğunu, dilekçeyi evde
imzalatıp teslim etmeyi rica ettim. Yanıt kesindi; “Olmaz!”
Araya hatırlı kişiler girdi, nihayet kabul ettiler. “Şu gün, şu
saatte kurula geleceksiniz” dediler. O gün, o satte Üsküdar'dan
Taksim'e geldik. Kurula girmeden önce 6 kez zemin ve üst kat arası
mekik, bir sürü imzadan sonra doktorların karşısına çıktık.
Muayeneler yapıldı, “Şu gün, şu saatte raporu alabilirsiniz”
dediler, gerçekten o gün, o saate raporu aldık.
Ankara'ya giderek, raporu gümrüğe teslim ettik. Ancak gümrükteki
görevli, “Raporun, ne amaçla kullanılacağı” kısmında, bu raporun
“özel donanımlı minibüs ithalatı” için verildiği ibaresinin
yazmadığını, raporun değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Kendilerine raporda özür nedeni, özür oranının olduğunu, zaten
gümrükteki kurulun da bunu dikkate alması gerektiğini söyledim ama
nafile...
Haydi bir daha İstanbul
İstanbul'a geri döndüm, hastaneye giderek raporun değiştirilmesini
istedim. Değişmesi için, ablamın “şu gün, şu saatte” gelmesini
istediler. Yine bir sinir harbi, tartışmalar. Ablam özürlü, raporu
ortada, daha ne istiyorsunuz? Neyse, nihayet ikna oldular, ablayı
getirmeden raporu düzeltmeyi kabul ettiler. Ama, “Şu gün, şu saatte
gelip değişmiş halini alabilirsiniz” dediler. Ona da şükür...
O gün, o saatte gidip raporu aldım. Öğrendiğime göre, özürlü kartı
almak veya başka bir sebeple rapor almak için, tekrar sağlık
kuruluna tekrar girmemiz gerekiyor.Yani elimizdeki raporu başka bir
işlem için kullanamıyoruz. Özürlü kimlik kartı almak için, bu
süreci sil baştan yaşamamız gerekiyor. Oysaki özür nedeni, oranı
vs. tüm bilgiler var ama yine de bürokrasinin bir bildiği vardır
diyerek Ankara'ya hareket ettim.
Tamam ama 6 ay süreniz var
Gümrüğe tüm belgeleri teslim ettim. “Şu gün şu satte kurula gel”
dediler. Gittik, kurula girdik. 6 kişiden oluşan kurul, zaten evrak
üzerinden kararını vermiş, daha salona ablayı alırken, “Tamam
tamam. Gerek yok” dediler. Gerek yoksa niye geldik diye düşünerek,
ablayı daha içeri girmeden dışarı çıkardık. “Siz gidin, biz size
sonucu ileteceğiz” dediler. Yaklaşık bir ay sonra, rapor adresimize
geldi. Tamam minibüs getirebilirsiniz, ancak 6 ay süreniz var.
Minibüs mü binek araç mı?
İthalat işlemlerinin nasıl yapılacağına dair bilgi almak için
Ankara'daki gümrüğe gittim. Tam içeriye girmek üzereyken, kapıda
getirmeyi düşündüğüm tekerlekli sandalye için özel donanımı da
yapılmış Mercedes Vito gördüm. Araç sahibinin yanına gittim. Bilgi
almak istedim. Ancak araç sürücüsünün burnundan ve kulaklarından
adeta alevler çıkıyor. Sinirden çatlamak üzere Sebebini anlatmaya
başladı; “Bu aracı 5 yıl önce ithal ettik. 5 yılı doldu ve trafik
tescil işlemleri için gümrükten müsaade almamız gerekiyor. (Bu
kapsamda ithal edilen aracı 5 yıl satamıyorsunuz, ihtiyacınız olsa
bile) Aracı satmak için gümrükten gerekli işlemleri yapmak için
geldim. Ancak, 'Bu aracı yanlış ithal etmişsiniz, araca el koymamız
gerekiyor' dediler. Mercedes Vito'nun binek araç sayıldığını
söylediler. Uzun bir mücadeleden sonra, Gümrük Müdürü, 'Biz Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı'na bir yazı yazalım. Bu araç binek mi, yoksa
minibüs mü? Sonuca göre işlem yaparız' dedi. Kendisinin telefonunu
alarak akıbeti beklemeye başladım. Yaklaşık bir hafta sonra beni
aradı. Maalesef bakanlıktan gelen yazı şuydu: Bu araç, binek
araç.”
Bakan Kürşad Tüzmen’e e-mail
Bundan sonrası için, vatandaşı kaderiyle baş başa bırakarak, kendi
çileme devam ettim. Gümrüklerden Sorumlu Bakan Sayın Kürşad
Tüzmen'e bir e-mail göndererek, durumu ilettim. Bir müddet sonra
cevap geldi: “Şu kanunun, şu maddesine göre 9+1 ve üzeri personel
taşıma kapasitesi olan araçlar minibüs, diğerleri binektir.
Dolayısı ile vito getiremezsiniz.”
Peki, tüm vitoların ruhsatlarında trafik tescilinde neden minibüs
yazıyor o zaman?
Yarı yılımız da boşa gitti
Tamam vazgeçtik de, o zaman ne getirebiliriz? Tekerlekli sandalye
taşımak için en uygun araç, kapasite ve şehir içinde kullanımı
açısından vito ve ölçeğindeki araçlar.
Daha büyük bir araç, hem maliyet, hem kullanım olarak imkânlarımızı
aşıyor. Başka alternatif bir araç da bulamadık doğrusu. Bu
araştırmalar ve süreç içerisinde 6 ayımız geçti. Yani, 6 aylık
ithal müsaademiz de bitti.
Yani, ola ki “tamam getirebilirsiniz” denseydi, rapor almak için
bir daha aynı çilelerden geçmemiz gerekecekti.
Ama olsun, bürokrasi hazretlerinin bir bildiği vardır!
Ali İhsan SARIKOCE
F: Aydın Menderes'in özel minibüsü ABD'de hazırlandı.
Bakanlık 'ticarete yol açar' endişesine kapıldı., girişi sorun
oldu. 2. şahsa kullanma hakkı verildi, sıkıntı aşıldı.
***
Bürokrasi öykülerinizi bekliyoruz
Fax: 0212 481 95 50
e-posta: okurmektubu@tercuman.com.tr
H.O.TERCUMAN