Hanım dırdırından öldüler!

Araştırmacıların tarihi mezar taşlarına olan ilgisi her geçen gün artıyor. Bu konuda çok az sayıda çalışma olsa da son yıllarda devam eden bir kaç çalışma, mezar taşlarının tarihi birer belge olarak kullanılmasını sağladı.

Son olarak İstanbul'da yürütülen çalışmalar bir döneme tanıklık ederken salgın hastalıklar olmak üzere bir çok konuda tarihi birer belge olarak kayda geçirildi. Bu çalışmaların en ilginç olanı ise, 1915 yılında yapılmış.  Süheyl Ünver'in Karacaahmet Mezarlığındaki taşların üzerindeki desenleri tespit etmek için yaptığı çalışma sırasında rastlanan taşlar üzerine Yedigün mecmuasında bir makale yazan Baha Tevfik Tansel, hanımlarının dırıltısından ölüp, bu şikayetlerini mezar taşlarına yazdırmış olan iki kişinin mezar taşını konu ediniyor. Taşlarda beylerin ölüm nedenleri yazarken aynı yazıda ayrıca doktorlara sitem eden iki mezar taşıda ele alınmış. 

Bu konudaki bir diğer çalışma ise, 1981 yılı sonrası Alman Araştırma Kurumu Hans-Peter Laqueur tarafından yapıldı. 1982'de Alman Arkeoloji Enstitüsü, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, Fransız Bilimsel Araştırma Merkezi bu konuda işbirliği yapma kararı alırken,  Hans-Peter Laqueur'ün çalışmaları bir kitapta toplanarak yayımlandı.