Hani JİTEM diye bir örgüt yoktu!
Abone olFaili meçhul cinayetlerle gündeme gelen ancak varlığı sürekli inkâr edilen JİTEM'in 'sorgu ekibinin' 8 yıl önce yargılandığı ortaya çıktı
Faili meçhul cinayetlerle gündeme gelen ancak varlığı
sürekli inkâr edilen JİTEM'in 'sorgu ekibinin' 8 yıl önce
yargılandığı ortaya çıktı.
Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi, 2003'te İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki İstihbarat ve Sorgu Kısım Amirliği'nde çalışan 3 kişiyi 'işkence ile adam öldürme' suçundan 10'ar yıl ağır hapisle cezalandırmış. Faili meçhuller davasının avukatlarından Tahir Elçi, "Bu bölüm, Cemal Temizöz'ün kurduğu birimin devamıdır" diyor.
Güneydoğu'da işlenen faili meçhul cinayetlerde JİTEM'in önemli bir rol üstlendiği sürekli gündeme geldi. Zaman'ın haberine göre, Genelkurmay Başkanlığı'nın 'böyle bir birim yok' demesine rağmen ortaya çıkan resmi belgelerde JİTEM'in olduğu daha önce ortaya çıkmıştı. 1990'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ ve oğulları Tamer ile Kukel Atağ, itirafçılar Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Âdem Yakin'in yargılaması devam ediyor. Davada, sanıklardan Temizöz'ün Cizre'de görev yaptığı dönemde itirafçı ve korucuların da yer aldığı sorgu ekipleri kurduğu ve insanları yargıladığı ve öldürdükleri iddia ediliyor. Son duruşmada Temizöz ile onun döneminde Jandarma Merkez komutanlığı görevinde bulunan Ahmet Öznalbant, böyle bir birimin olmadığını savundu. Daha önce savcıya verdiği imzalı ifadelerin bir kısmını da kabul etmediğini anlatan Öznalbant, gözaltına alınanların işlemini yapan görevliler olduğunu savundu. Öznalbant'ın, daha önceki ifadelerinin aksine, Temizöz'ü aklayan ifadeler kullanması dikkat çekti. Cemal Temizöz ise, "Şırnak İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde böyle bir birim yoktur" şeklinde konuştu.
Duruşmada söz alan avukat Tahir Elçi, mahkemeye, JİTEM ve sorgu ekiplerinin olduğunu kanıtlamak istediğini söyledi. 1999 yılında Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan bir davaya baktığını ve orada JİTEM'in alt birimi olan İstihbarat ve Sorgu Birim Amirliği'nde çalışan kişilerin hapis cezasına çarptırıldığını anlattı. Elçi, "1999 yılında örgüte yardım ve yataklık yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan Bahar Elçik isimli vatandaş işkenceye öldürülmüştür. 2003 yılına kadar yargılanan uzman çavuş ve üstçavuşlara ağır cezalar verilmiştir. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2003/199 kararıyla Şırnak İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki İstihbarat Şube Sorgu Kısım Amirliği'nde görevli oldukları belirtilmiştir. Kararda askerlerin bu sorgu amirliğinde çalıştıkları resmi belgelerde yerini almaktadır" dedi.
HANEFİ AVCI 'TANIK' OLARAK DİNLENECEK
Mahkeme kararına göre, gözaltına alınan Bahar Elçik, sorgu biriminde görevli olan Ahmet Can Yıldız, Ali Metin ve Kayhan Yaşar isimli askerler işkenceyle ölüme neden olmaktan 8'er yıl hapis cezasına çarptırılmış. Mahkeme ayrıca, sanıkların cezasını 1/3 oranında artırarak 10'ar yıl 8'er yıl ağır hapse hükmetmiş. Olayın özeti ise şöyle:
Düzenlenen bir operasyonda Bahar Elçik'in evinde saklanan bir örgüt mensubu bulunur. Gözaltına alınan Elçik, Jandarma Komutanlığı'na götürülür. İstihbarat Şube Sorgu Kısım Amiri Ahmet Can Yıldız ve birimde görevli Ali Metin ile Kayhan Yaşar, Elçik'e buradan alarak sabaha kadar 'suçunu kabul etmesi için' işkence yapar. Hastaneye kaldırılan Elçik, kurtarılamaz. Elçik'in otopsi raporunda çok sayıda darp izine rastlandığı yazılır.
Önceki günkü duruşmada avukatların tahliyeye ilişkin taleplerini dinleyen mahkeme başkanı, dönemin Şırnak valisi olan İzmir Valisi Cahit Kıraç ile Cizre'de o dönem görev yapan Başkomiser Muharrem Durmaz'ın önümüzdeki duruşmada tanık olarak dinlenmeleri için hazır edilmelerini istedi. Mahkeme, ayrıca, sağlık durumu dikkate alınarak emekli Albay Arif Doğan ve tutuklu emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın da tanık olarak dinlenmesi için yazılan müzekkerenin cevabının beklenilmesine karar verdi.
BİR TEHDİT MEKTUBU DA ONA
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen faili meçhuller davasının dünkü duruşmasında ilginç bir gelişme yaşandı. Davanın tanıklarından dönemin Cizre Kaymakamı Osman Bulgurlu'nun, isimsiz bir mektupla tehdit edildiği ortaya çıkmıştı. Aynı mektubun davanın bir başka tanığı yine dönemin Cizre Kaymakamı Şenol Bozacıoğlu'na da gönderildiği tespit edildi. Duruşmada dinlenen Bozacıoğlu, müdahil avukatlarının, "Size de nasıl ifade vermeniz gerektiği yönünde bir mektup gönderildi mi?'' sorusu üzerine, "Bana kargo aracılığıyla böyle bir mektup geldi. Sadece giriş kısmını okudum. Bu davadan ve Cizre'den bahsediliyordu. Ciddi bulmadığım için içeriğinin tümünü okumadan yırtıp attım'' ifadelerini kullandı. Şu anda Antalya vali yardımcısı olan Osman Bulgurlu'ya gönderilen imzasız mektup, 29 maddeden oluşuyordu. Mektupta, övgüyle bahsedilmesi istenen Temizöz için 'Cizre'nin Fatihi Cemal Yüzbaşı'dır' tabirinin kullanılması isteniyordu.