Hani en kutsal görevdi vatan hizmeti?
Abone olMilyon kişi bedelli istiyor, parasını, üstelik de kendi harçlığına ya da aldığı ücrete göre çok yüksek bir meblağ olan parayı ödeyip ‘yırtacak’ askerlikten
Engin
Ardıç, bir anda
Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelen
bedelli askerlik konusuna yine kendi açtığı farklı pencereden
bakıyor.
Makalesine “Soğutmacı
gazetecilik” başlığını
atan Ardıç, gençliğin aklının da fikrinin de politikada
değil, "bedellide" olduğuna
işaret ediyor ve ekliyor, “Tabii, askerliğini yapmamış olanların.”
Bedelli askerliğin
çıkıp çıkmayacağının hiç umurunda olmadığını ifade eden Ardıç,
kendisinin artık askere alınamayacağını belki
bir savaş çıkması durumunda da kadınlar ve çocuklarla birlikte
askere alınacağına dikkat çekerek yaşının ilerlediğini ima
ediyor.
Askere alınması durumunda da “Yangın söndürme, enkaz kaldırma çalışmaları, ya da ‘ahz-ı
asker şubesinde’ kâtiplik falan” işi verileceğini belirtiyor;
“Enkaz menkaz kaldıramam, belim tutulur, tansiyonum şekerim
yükselir” diyor.
BURASI GENELKURMAY BAŞKANLIĞI DEĞİL,
Televizyonda
tarih sohbeti yapan adama bile izleyiciden "Bedelli çıkacak mı?"
diye bir soru geldiğini hatırlatan Ardıç; TV’de program yapan
adamın bu soruya; "Kardeşim, burası genelkurmay başkanlığı değil, ne bileyim
ben?" diye cevap verdiğini
belirtiyor.
Internet sitelerinde
anayasa tartışması yapılırken de blogculara “katılıyor musun, karşı
mısın” diye sorulduğunu ve hemen "Bedelli çıksın!" cevabı geldiğini
alaylı bir ifade ile anlatan Ardıç, daha sonra şöyle devam
ediyor:
“Milyon kişi bedelli istiyor, parasını, üstelik de kendi harçlığına
ya da aldığı ücrete göre çok yüksek bir meblağ olan parayı ödeyip
‘yırtacak’ askerlikten.
Gerekçe olarak da ‘iş güç’ gösteriliyor. Sanki biz askere
gittiğimizde boş gezenin boş
kalfasıydık...”
"HALKI ASKERLİKTEN
SOĞUTMAK"
Ardıç’a göre yüz binlerce genç adam, aslında askerlik yapmayı hiç
mi hiç istemiyor!
Bu tespitinden sonra “Neden acaba?” dite soruyor Engin Ardıç ve
şöyle devam ediyor:
“Hani en kutsal görevdi, vatan hizmetiydi, karavanaya kaşık
sallayınca betin benzin yerine gelirdi?”
Bu
tutumun "halkı askerlikten
soğutmak" olarak nitelenip
cezayı gerektirip gerektirmediğini merak eden Ardıç, ülke
yasalarında “Halkı askerlikten soğutmak” diye dıngıl bir suç
olduğunu hatırlatıyor...
Yazısının bu
bölümünde, “Halkı askerlikten soğutmanın ölçüsü nedir?” diye soran
Engin Ardıç, “Halkın poposuna derece mi tutuyorlar, alev alev
yanıyor mu, yoksa buz mu kesmiş?” diyerek sorusunu açıyor ve ilk
sorularını başka sorularla takviye ediyor:
“Gitmemiş olanı soğutmak suçtur diyelim, örneğin yapmış olanı da
soğutmak suç mu sayılacaktır? ‘Çok güç şartlar altında yaptık,
anamız ağladı’ demek yasak mıdır?
Peki adam ‘soğudum ama madem vatan görevidir, elbette gideceğim’
derse?
Bunun tam tersi, ‘ısıtmak’ da ödüllendirilecek midir? ‘Tam elli
asker kaçağını şubeye teslim olmaya ikna ettim, madalyamı isterim’
diyecekler çıkabilir mi?
ÇÖZÜMÜ, ‘PROFESYONEL ORDU’
Yazısının
sonlarına doğru sözü Birinci Dünya Savaşı'na getiren Ardıç;
“yenildiğimizi yazmak suç mudur, yoksa ‘yenilen biz değiliz ki,
Osmanlı devleti’ numarası mı yapacağız? Alman ordusunun altmış beş
sene önce uğradığı rezil yenilgiyi yazarsam dolaylı olarak bizim
halkı da soğutmuş olur muyum? ‘Amerikan ordusu Vietnam'da olduğu
gibi Irak'ta da fena çuvalladı’ demek, dost ve müttefik bir ülkenin
hislerini rencide edeceği gibi (gülmeyin, eskiden böyle bir suç da
vardı), bizim oğlanları da soğutur mu acaba?” sorularını da
sorduktan sonra yazısını şöyle bağlıyor:
“Erkekleri soğutmak suçtur diyelim, askerlik yapmayacak olan
kızları soğutmak da suç mudur?
Yoksa özellikle ‘aykırı gazetecilerin’ anasını bellemek üzere
düşünülmüş bir incelik midir bu? Bu saçmalığın çözümü, ‘profesyonel ordu’ tabii.
Ne bedelli beklentisi kalır, ne kısa dönem-uzun dönem
eşitsizliği.
Şöyle bir sakıncası vardır: Köylü çocuklarına oturmasını kalkmasını
öğretme ‘tornası’ ortadan kalkar... ‘Atatürk
kimdir?’ sorusuna hazırlanmış on dört yanıtı virgülüne kadar
ezberletme eğitimi de.
Ama burası Türkiye... ‘Askerde maaşlar düşük,
falanca sektöre girin, orada ücretler daha yüksek’ dersin,
soğutuculuktan kendini içeride bulursun."