Hani bu ikili birbirine düşmandı?
Abone olBir ödül töreni için meyhaneye giden Savaş Ay, küs oldukları sanılan iki dostunu birarada görünce dayanamayıp foto muhabiri oldu.
AY, bu fotoğrafın altına bir de gördüklerini yazdı. İşte AY'ın
yazısı: Gerçek dostluk dediğin kalıcıdır velhasıl!.. Eh yani bana
da, "en iyi kütüphane", "en kıyak resim heykel galerisi" ödülü
verdirecek değillerdi ya. Cumhuriyet Meyhanesi en mükemmel meyhane
seçilmişti ve "ödüllerini sen veriver" dediler. Vereyim vermesine
de almaya gelen yok ki. Ben de döndüm "Üniversite yıllarından beri
müdavimiyim. Mekan adına ben alayım bari ödülü. Sonra gider, verir,
belkim beleşine rakı bile içerim" diye manalı bir espri de yaptım.
Evde unuttum valla Sonra eve getirip koydum ödülü. 3-4 gün geçti
hatırladım. Üşengeçlikten vazgeçip vurdum yola kendimi. Gitmişken,
üç- beş arkadaşı daha ayarlayıp, davet ettim oraya. Bir de vardım
ki ne göreyim, bir başka masada bambaşka dostlar da varmış mekanda.
Uzaktan selam kelam kadeh kaldırmalar filan yaptık aramızda. Daha
sonra da çok hoş bir buluşmaya göz tanığı oldum oturduğum yerden.
Sadece görmekle de kalmayıp görüntüledim... Yaşasın iyilik İki
sevgili kardeşim ve arkadaşım Ali Kırca ve Murat Birsel de
buluşmuştu o ilerideki masada. Sarılıp, sarışıp, dertleşip omuz
omuza oturmuşlardı az sonra. Şimdi elli kişi çıkar, yüz elli türlü
yorum üretir. Valla hiiiç zahmet etmesinler. Maskesiz, kaplamasız,
yalansız bir sarışmaydı onlarınki. Ve her ikisi de on yılların
katmerleştirdiği dostlukları pozisyon tahteravallisinin
koordinatlarına göre değiştirmeyecek kadar olgun, zarif, hoş
adamlardı. Ne güzel...