Duyun ama siz gene de inanmayın Bu tüyoyu şaka olarak kabul edin. Katiyyen ciddiye almayın. Hayatınız boyunca ayrımcılıktan uzak durun, kendinizle dalga geçin ve rahatlayın… Alman espri yaptığında sahiden şaşırırsınız Bir partiye gidin ve eğlenmek yerine etrafı öylece seyreden güzel ya da yakışıklı sarışınlara bakın. Muhtemelen İsveçlidirler. Akşam yemeğini gece yarısına erteleyen birilerini mi gördünüz? Galiba İspanyollar… Sıkıcı bir çılgınlıkları olduğu söylenir. Bir Fransız'ı edasındaki kibir ve nefesindeki sarmısak kokusundan tanıyabilirsiniz… Çalışmanın bir insan hakları ihlali olduğunu düşünürler. Restorandasınız ve garsonla, şefle, komiyle kavga eden göbekli bir adam gördünüz. Avusturyalıları andırdığını düşünmüyor musunuz? Birçoğu dünyaya lale mayhoşluğunda bakar, özdisiplin duygularını özellikle dakiklik konusunda kaybetmiş gibilerdir… Bir Kuzey Amerikalı'yı günlük hayatın en sıradan vakasına bile kocaman açtığı gözleriyle şaşkın şaşkın izleyişinden tanıyabilirsiniz. Onları kendileriyle dalga geçişlerinde bile saklı kibirden tanırsınız. Ya hangi mellet dersiniz. Tabi ki İngiliz Clifton Fadiman diyor ki, "Almanlar yalnızca büyük hatalar yapma yeteneğine sahiptirler." Onları gördükleri herşeyin ama gerçekten herşeyin fotoğrafını çekerken görürsünüz. Kim dersiniz bu kadar meraklılar. Japonlardan başka kim olabilir ki... P.Ö. O'Rourke diyor ki: "İtalya teknik olarak bir Üçüncü Dünya ülkesi değil, ama bunu kimse İtalyanlara söylemiyor." Michael Robinson diyor ki, "İspanya'da trafik ışıkları yalnızca bir ipucundan ibaret." Samuel Johnson diyor ki, "İrlandalılar adil insanlardır, kimse birbiri hakkında iyi konuşmaz." George Bernard Shaw diyor ki, "İngilizler ruhani insanlar değiller, bu nedenle sonsuzluk hakkında bir fikir sahibi olmak için kriketi icat ettiler." James Agate der ki, "Bir İngiliz hiçbir yeteneği olmayan herhangi birine hayran olabilirler, yeter ki bu konuda tevazu göstersin." Marshall McLuhan diyor ki, "Adamın adı Fransızca, ama bir İngiliz gibi düşünüyor ve Kızılderili gibi görünüyor. Galiba Kanadalı." Bir fıkra...3 kişiyle yola devam edebiliriz. Üçünüz atlamak zorunda." Dört yolcu birbirlerine bakmışlar. İngiliz derin bir nefes almış ve "Tanrı Kraliçe'yi korusun" diyerek atlamış. Fransız çok etkilenmiş ve "Çok Yaşa Fransa" diyerek atlamış. Texaslı çok etkilenmiş, "Alamo'yu hatırla" diyerek atlamış. (Alamo, Texas'ın Meksika'dan ayrıldığı savaşın verildiği kalenin adı). Meksikalı olup bitenleri izledikten sonra bir an düşünmüş ve kimseye bir şey söylemeden uçaktan atlayıvermiş…