Hangi ülke Hakan Fidan için komplo kurdu?
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın talimatıyla yürüttüğü Oslo Görüşmeleri sırasında tutuklanmak istenen Hakan Fidan ilk kez röportaj verdi.
Göreve geldiği günden beri birçok tartışmanın merkezinde olan,
her terör saldırısı sonrası gözlerin çevrildiği ve üzerine onlarca
iddianın ortaya atıldığı, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla yürüttüğü
Oslo Görüşmeleri sırasında tutuklanmak istenen Hakan Fidan
Habertürk Gazetesi'nden Hilal Öztürk'e röportaj verdi.
Fidan, sorumlusu olarak gösterilmeye Uludere olayına da bu röportajında cevap verdi. Kendisine karşı yürütülen onlarca komplonun arkasında da bir ülkenin varlığını işaret etti. Şu sözleri bunun en açık göstergesi oldu; "Dünyada ilk defa bir devlet başka bir devletin istihbarat yönetimine tepki gösterdi ve açıkça kendi çıkarları için Hakan Fidan'ın MİT'in başına gelmesini istemedi ve resmi açıklamayla bunu beyan etti."
MİT son yıllarda sürekli gündemde, son dönemde de vatandaşları fişlediği iddialarıyla gündeme geldi. Bu durumu nasıl açıklarsınız?
"İLK DEFA BİR DEVLET AÇIKÇA BAŞKA BİR DEVLETİN
İSTİHBARAT YÖNETİMİNE TEPKİ GÖSTERDİ"
Son bir kaç yıldır ulusal ve uluslararası alanda bir çok başarılı
istihbarat çalışması gerçekleştiren MİT, bu durumdan rahatsız olan
çevrelerin hedefi haline geldi ve gerçekdışı iddialarla Teşkilat
hakkında olumsuz algı yaratma çalışması hız kazandı. Dünyada ilk
defa bir devlet (Habertürk MİT kaynaklarından bu devletin İsrail
olduğu bilgisine ulaştı) başka bir devletin istihbarat yönetimine
tepki gösterdi ve açıkça kendi çıkarları için Hakan Fidan'ın MİT'in
başına gelmesini istemedi ve resmi açıklamayla bunu beyan etti.
"TSK TARAFINDAN BOMBALANAN KAÇAKÇILARDAN SORUMLU
TUTULDUM"
Bahsekonu açıklama sonrası MİT'e yönelik Türkiye içinden haksız
yayınlar ve saldırılar peşpeşe yapılmaya başlandı, 30 yıllık Kürt
sorununun nihayete erdirilmesi amacıyla verilen görev çerçevesinde
gizli yapılan görüşmeler yanlı bir şekilde basına sızdırıldı, Hakan
Fidan gözaltına alınmaya çalışıldı, terörist sanılarak TSK
tarafından bombalanan sınır kaçakçılarının ölümünden sorumlu
tutulmaya gayret edildi, Akdeniz'de uluslararası sularda eğitim
amacıyla görev yapan ve Suriye tarafından düşürülen uçağımız,
Gaziantep'te ve Reyhanlı'da teröristler tarafından patlatılan
bombalar ve ölen Türk vatandaşları MİT'e saldırıda bulunmak için
kullanıldı. MİT'e kamuoyu önünde tartışmalı bir kurum imajı vermek
ve yıpratmak mantığı üzerine kurulu bir psikolojik harekat
yürütüldü, bir çok gizli belge ortalığa saçıldı. MİT'in özel hayatı
fişlediği yönündeki gerçek dışı iddialarla, MİT'e yönelik
saldırılar devam ediyor.
MİT'in kişisel verileri istediği zaman elde edebildiği ve fişleme için kullandığı algısı doğru mu?
"MİT'İN İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ İSTİHBARAT TOPLAYACAK İMKANI
YOK"
İstihbaratın üretilebilmesi için sadece bilgi ve belgenin
toplanması yeterli değil, bilgilerin sağlıklı şekilde ve belli bir
sistem dahilinde işlenmesi gerekir. MİT, 11 Haziran 2013'te yaptığı
basın açıklaması ile 'Teşkilatı kendi halkına fişleme gibi çağdışı
bir uygulama faaliyetinin içinde göstermenin; gerçek dışı olduğu
kadar, haksız ve mesnetsiz' olduğunu açıkladı. MİT kendisine
kanunlar çerçevesinde verilen yetki ve sorumlulukla hareket eder.
Diğer taraftan mantık açısından da bakıldığında, ülke güvenliğine
yönelik bir risk taşımayan milyarlarca veriyi incelemek, depolamak
ve analiz etmek, hesaplanamayacak derecede fazla personel ve maddi
imkan gerektirir ki bunun gerçekleşme olasılığı yoktur. MİT'in bu
şekilde verileri depolayacak ve bunu inceleyecek ne yeterli sayıda
personeli, ne imkanı ne de zamanı mevcut. İç istihbarat açısından
MİT'den sayısal olarak çok daha fazla imkana sahip diğer güvenlik
kurumları da kamu ve özel sektörün kişisel verilerini, faaliyet
konuları kapsamında kullanma imkanına sahip.
MİT'in istihbarat ve güvenlik amaçlı elde ettiği kişisel verilerin sınırı nedir?
"OLASI BİR SALDIRIDA KAMUOYU BİZİ SORGULAR"
MİT kendisine kanunlarla tanınan yetki çerçevesinde ulusal
güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen kişilere yönelik veri
toplar ve bunları ilgili kurumlarla paylaşır. Kişisel verilerin
internet üzerinde açıkça dolaştığı bir dönemde, pazarlama
kriterleri oluşturmak amacıyla uluslararası şirketler kişisel
verileri toplamakta, değerlendirmekte ve üretimlerini bu yönde
arttırmakta veya azaltmakta. Bunlar kamuoyunda gündeme gelmezken,
devletin istihbarat kuruluşunun bu verilere ihtiyaç duyması halinde
ulaşması eleştirilebilmekte. Engellenemeyen ve ölümlerle sonuçlanan
bir terör saldırısı sonrası kamuoyunun ilk sorduğu soru 'saldırının
neden engellenemediği'dir.
Sosyal medya, e-mail veya internet üzerinden her vatandaşın takibi gibi ileri teknoloji bir sistem MİT'de var mı ?
"ŞAHISLARA YÖNELİK ÇALIŞMALAR MAHKEME KARARIYLA
YAPILIR"
MİT'in her vatandaşı takip etmek ve kontrol etmek gibi bir görevi
bulunmamakta, sadece ülke güvenliğine tehdit oluşturan hedeflere
yönelik çalışma yapmakta. MİT'in her vatandaşı takip etmesi
istihbarat dünyası için gereksiz bir uğraşı olarak görülebilir.
Diğer taraftan sosyal medyanın gelişmesinde ön planda olan Facebook
ve Twitter gibi internet iletişim sistemlerinin Server'ları ve
teknik alt yapıları Türkiye dışında bulunmakta. Hedef şahıslara
yönelik MİT'in yapacağı tüm teknik çalışmalar ancak mahkeme kararı
alınarak gerçekleşmekte.
Her vatandaşın kişisel verileri toplanarak, takip edildiği bir sistemin var olması ya da işletilmesi mümkün müdür?
"İŞİMİZİ YAPARKEN HALKIN GÜVENLİĞİ ÖN
PLANDADIR"
Uzun yıllardır Dünya'da sosyo ekomomik, dinsel, etnik, mezhepsel
ayrışmaların fay hatlarında biriken enerji çeşitli noktalarda
kırılma yapmakta sonuçları önceden kestirilemeyen sosyal ve siyasi
depremler yaratmakta. Bu kaçınılmaz sonuçlar çerçevesinde her
vatandaşın kişisel verilerini toplamak ve analiz etmek, mümkün
değildir. Böyle bir sistem kurulsa bile bir işe yaramayacaktır.
MİT, hızla gelişen Türkiye'de kendisine verilen görevleri yerine
getirirken öncelik olarak halkın güvenliğini ön planda tutan bir
kurum kültürüne sahip.