Hangi Kemal Kılıçdaroğlu'na inanacağız?

Ve artık epeşkere belli oluyor ki, Kılıçdaroğlu'na apar topar giydirilen liderlik gömleği kendisine 2-3 beden fazla geliyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Afyonkarahisar'da yaşanan facia, beraberinde bir siyasi faciayı da getirdi sanki.. Meseleye neresinden gireceğini şaşırıyor insan.

Orman Bakanı'nın kendi milletine asgari saygıyı dahi duymadan yaptığı gaflarını mı, terörden siyasi prim elde etme çabasındaki Vali beyin hınzırlığını mı, Genelkurmay Başkanı'nın basiretinin bağlanmasını mı, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu'nun şehit kanından siyasi ikbal arayışını mı tartışsak bilemedik.

Gelen şehit haberleriyle sabrın bile sabrının tükendiği şu günlerde yapılacak iş, edilecek söz mü bunlar?

Dün haber önüme geldiğinde başımdan kızgın yağ döktüler sandım. "Koskoca CHP lideri söylüyorsa bu cümlenin içi boş değildir" diye düşündüm.

Ne diyordu Kılıçdaroğlu:

"İsmini vermeyen üst düzey komutanlardan öğrendim. Afyonkarahisar'daki patlama tamamen sabotaj. Uzaktan kumanda ile patlatılmış. Yüzde 99 durum bu arkadaşlar!"

TVnet'te Veyis Ateş'le dün bu haberi konuşurken, "Şayet CHP lideri bu haberin belgesini ortaya koyamazsa, kendisini çok zor günler bekliyor" demiştim.

Şimdi o belge isteniyor Kılıçdaroğlu'ndan..

Peki o ne diyor?

Kelimesi kelimesine aktarayım:

"Eski komutanlar, patlamanın şekli, korunan yer, iki ayrı patlamanın olması ve başka nedenler sıralayarak bu sonuca vardıklarını söylediler. Ben de zaten o konuşmada, eski komutanların yüzde 99 oranda sabotaj ihtimali gördüğünü söyledim. Yoksa benim görüşüm değil. Ben uzmanı değilim ki bu oranı vereyim? Şimdi benim bu sözlerimden 'eski'yi çıkarıp, 'komutanlar' diye yazmışlar.

Hemen ardından ise, Gemelkurmay'ın kendisi hakkında suç duyurusunda bulunacağı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, ikinci bombayı patlatıyor!

Ne diyor?

"Efendim dava açacaklarmış. Açmazlarsa sanki çok üzüleceğim. Davayla mı, fezlekeyle mi kokutacaksınız bizi. Sen korkabilirsin. Unutma biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Hiçbir CHP'li baskılara boyun eğmez. Şantaja boyun eğmez. Mahkemeye çıkarılacakmış. Biz demokrasi savaşı veriyoruz. Biz bu ülkenin çocukları şunun bunun kararlarıyla yaşamlarını yitirmesin istiyoruz" diyor..

Hani her insanın bir fikri olduğuna, o fikrin de değerli olduğuna amenna diyoruz ama, şimdi bu fikrin neresine saygı duyacağız, neresine inanacağız?

Hem kahvehane köşelerinde dahi konuşulmayan bir iddiayı bomba niyetine TSK ve iktidarın eline vereceksiniz, hem de, "Bana dava açacaksınız. CHP liderine şantaj yapmayın ben korkmam" diyerek beylik taslayacaksınız!

Hem, "Bunu emekli generaller bana söyledi. Benim sözlerim değil bunlar" diyeceksiniz, hem de, "Biz bu ülkenin çocukları şunun bunun kararlarıyla yaşamlarını yitirmesin istiyoruz" diyeceksiniz!

Tutarsızlık bundan ibaret olsa iyi!

25 asker bir patlama sonucu, 10 asker de hain bir saldırı sonucu yaşamını yitirmiş. İktidarın çaresizliği gözbebeklerinden anlaşılıyor. Millet dönüp bir umut sözü, bir umut hareketi  var mı diye ana muhalefet partisinin ne yapacağına bakıyor.

O sırada ana muhalefet lideri ne yapıyor?

"Kürt sorunu ile Filistin sorunu birebir aynıdır" denilen bildirinin altına imza atıyor.

Hani milyonlarca insana, "Sizce bu sözleri kim söylemiştir?" diye bir soru sorsalar, eminim ki yüzde 100'ü "BDP'lilerden biri söylemiştir" der..

CHP ile PKK'nın yaverleri görevi gören BDP'lilerin söylemlerinin aynı tornadan çıkmışcasına örtüşmesi bir tesadüf müdür?

Hadi iktidarın çaresizliğini geçtik.

Hadi ne idüğü belirsizlerin, "AK Parti PKK ile anlaşma yaptı, ülkeyi böldürecek" iddialarına da inandık diyelim.

Milyonların umudu olan bir ana muhalalefet partisinin milletine, teröre prim tanıyan sözlerle azap çektirmesine ne isim koyacağız?

Ana muhalefet liderinin görevi, dedikodulardan yola çıkarak, "Ahan da cephaneliğimizi bile patlattılar" diyerek halkının yüreğine korku salmak mıdır?

Terörden siyasi prim elde etmek midir görevi?

Tamirsiz, tesellisiz acıyı katmerlemek midir bir liderin son sözü?

Kapkara cümlelerle bir milletin moral motivasyonunu yerle bir etmek midir?

Eğer CHP'ye gönül verenler "Evet" CHP'nin görevi budur diyorlarsa...

Yazıklar bile olmasın diyorum, yazıklar bile olmasın!

Görünen o ki etrafındaki bazı isimler kendisine, "Bundan daha iyi konuşulamazdı Efendim" dedikçe CHP lideri her gün çılgınlıklar hanesine bir yenisini ekleyecek.

Ama unuttuğu bir şey var.

Bu millet şehitleri kullanmaya çalışarak iktidar yokuşuna tırmanmaya çalışanları daha yolun başındayken yaka paça alaşağı ediyor.

Ve artık epeşkere belli oluyor ki, Kılıçdaroğlu'na apar topar giydirilen liderlik gömleği  kendisine 2-3 beden fazla geliyor.