Hangi illerdeki musluk suları içilebiliyor?
Abone olİski Genel Müdürü damacanalardaki kanser riski konusuna son noktayı koydu
Akıllarda soru işareti bırakan pet şişe ve plastik
damacanalarda bekletilen suyun kanserojen etkisi konusuna son
noktayı İski Genel Müdürü koydu.
Cep telefonunda sigaraya hayatımızdaki birçok şeyin kanser riski taşıdığı belirten Demir damacana sularla ilgili şüphesi bulunan vatandaşa musluk suyunun temizliği için garanti veriyor
Aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof. Demir, "İstanbullular gönül rahatlığıyla çeşme suyunu içebilir. Kesinlikle içilebilir bir su bu. Sağlık açısından hiçbir sakıncası yok. Evlere damacanalarla su almaya da gerek yok" açıklamasını yaptı.
'KLORUN BİR ZARARI YOK'
Demir, çeşme suyundaki klor kokusuna ilişkin şikâyetler konusunda
da, "Klor, aslında suyun temiz olduğunu gösteriyor. Çünkü
klor kalmazsa o suda kirlenme vardır. Suyu en son klorlama işlemine
tabi tutuyoruz. Suyun içeriğinde olabilecek bakteriyolojik kirlilik
varsa bunu önlemek için klor kullanıyoruz. Suda 0.1 ila 0.5
miligram seviyesinde klor kalması gerekiyor. Klorun bir zararı yok.
Çeşme suyu 15 dakika bir kapta bekletilirse zaten klor uçup
gider" şeklinde konuştu.
'ÇEŞME SUYU KULLANIYORUZ'
İçerisinde su bulunan plastik damacanaların Sağlık Bakanlığı
tarafından denetlendiğine dikkat çeken Prof. Demir, "Bu
plastik maddelerin uzun süre ısıya maruz kaldığında kanserojen etki
oluşturduğu söyleniyor. Ancak ortada kanıtlanmış bir şey yok.
Aslına bakarsanız kullandığımız cep telefonlarından içilen sigaraya
dek pek çok şey kanseri tetikliyor. Vatandaşların bu yönde
şüpheleri varsa çeşme suyu içsinler. Biz evde de, İSKİ bünyesinde
de hep çeşme suyu kullanıyoruz" dedi. İstanbul'da 15
milyonluk bir nüfusun su ihtiyacının bulunduğunu belirten Prof.
Demir, "Biz bir günde 2.5 milyon metreküp su veriyoruz. 20
tonluk tankerleri düşünecek olursak, bu 125 bin tanker su eder. Biz
17 bin kilometrelik içme suyu şebekesiyle bu suyu İstanbullulara
dağıtıyoruz. Elbette bu suyun içilebilir olması lazım. Bu 17 bin
kilometrelik şebekenin tamamına yakını değiştirildi"
bilgisini verdi.
'HER GÜN İNCELİYORUZ'
Suyun içerisinde bulunan çeşitli parametrelerin sürekli incelemeye
tabi tutulduğunu aktaran Prof. Demir, "Biz bu arada her gün
çeşme suyunu şehrin en uzak noktalarından aldığımız günlük 400 adet
numune ile ölçüyoruz. Suyun içerisinde çeşitli parametrelerin
sürekli ölçülmesi gerekiyor. Bu 400 numuneyi Avrupa
standartlarındaki laboratuvarımızda incelemeye tabi tutuyoruz.
Suyumuz, kesinlikle temiz ve içilebilir durumda" dedi.
Büyükşehirlerin 'sağlıklı su' tercihi,musluklardan
ADANA
'Hazır su içenin aklına şaşarım'
Adana'da içme suyunun karşılandığı Çatalan suyunun, Dünya Sağlık
Örgütü'nün belirlediği en iyi ham su kategorisi olan A
ketagorisinde olduğunu belirten Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi
(ASKİ) Genel Müdür Vekili Kadir Küreksiz, A kategorisinin suyu
klorlayarak içebilirsiniz anlamına geldiğini söyledi. "Muhteşem su
varken hazır su içenin aklına şaşarım" diyen ve Adana'da herkesin
çeşme suyu içtiğini belirten Küreksiz, Adana'nın içme suyunun
bağımsız kuruluşlarca da denetlendiğini, kendilerinin de düzenli
şekilde arıtılmış su kalitesini mukayeseli örneklerle
güncelleştirip internet sitelerinde yayınladıklarını ifade etti.
Küreksiz, şebeke suyunun sertlik derecesinin 17-22 arasında
olduğunu belirterek, Avrupa'da sertlik derecesi 10'un altındaki
suyun kemik gelişimini önlediği gerekçesiyle çocukların içmesinin
tavsiye edilmediğini söyledi. Küreksiz, apartmanlarda ise depoların
temiz tutulması gerektiğine dikkat çekti.
SAMSUN
'İçme suyumuza ben kefilim'
Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ)
Genel Müdürü Coşkun Öncel de, kentteki içme suyunun dünya
standartlarına uygun şekilde günlük olarak test edildiğini
belirterek, "Vatandaşlarımız şebeke suyunu gönül rahatlığı ile
içebilirler. İçme suyuna ben kefilim. Göreve geldiğimden beri evime
damacana suyu ve şişe suyu girmemiştir" diye konuştu.
TRABZON
'Şebeke suyunu 300 bin kişi içiyor'
Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, şebeke
suyunu 300 bin kişinin içtiğini belirterek, "Trabzon 17 Mayıs 2011
tarihinden itibaren Atasu Barajı'ndan elde edilen suyu içiyor.
Barajın faaliyete geçmesinden sonra Trabzon'da su sıkıntısı
olmamaktadır. Galyan ve Değirmendere suyundaki ağır metallerin
arıtılmasında teknik olarak bir problem oluşmamaktadır. DSİ'- den
alınan analiz sonuçlarında da bu açıkça görülmektedir" dedi.
ESKİŞEHİR
'Çeşme suyunda sıkıntı yok'
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ESKİ GenelMüdürü Garip Yıldırım,
Eskişehir'in çeşme suyunun Porsuk Barajı'ndan sağlandığını
belirterek, "Porsuk'dan aldığımız suyu arıtarak çeşmelere
veriyoruz. Çeşmeden akan su, ESKİ tarafından her saat başı tahlil
ediliyor. Eskişehir'de geniş bir kesimçeşme suyunu kullanıyor. Bir
kesimde çeşme suyunu yemek, çay ve bulaşık ile çamaşırda
kullanıyor. Çeşme suyunun sertlik oranı fazla olduğu için, bazı
kesimler suyu içmiyor. Yoksa sağlık açısından çeşmelerden akan suda
bir sıkıntı yok" dedi.
MERSİN
'Musluktan akan suyumuz temiz'
Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürü M. Kamil
Ülgen, musluklardan akan suyun Sağlık Bakanlığı'nca yayınlanan
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik kriterlerine
uygun olduğunu ve içilebildiğini ifade etti.
ANTALYA
'Gönül rahatlığıyla içebilirler'
Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürü Fethi Yalçın,
kentteki şebeke suyunun içilebildiğini söyledi. Antalya'daki şebeke
sularından alınan numunelerin ASAT Laboratuvarı başta olmak üzere
Hıfzıssıhha ve diğer kamu kuruluşlarının laboratuvarlarında
incelendiğini ifade eden Yalçın, "Her gün 465 bin aboneye sağlıklı
içme suyu ulaştırıyoruz. Vatandaşlarımız sularını gönül rahatlığı
ile içebilirler" dedi.
BURSA
'Dünya standartlarına uygun suyumuz var'
Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) Genel Müdürü İsmail Hakkı
Çetinavcı da şehir şebekesinden verilen suyun dünya standartlarında
olduğunu ve içilebildiğini kaydetti. Arıtma işlemlerinin ardından
güvenilirliği daha da üst sınıra çekmek amacıyla suyun kobay
balıkların bulunduğu bir akvaryumdan geçirildiğini ifade eden
Çetinavcı, "Böylece bardağa dökülmeden önce her türlü kontrolden
geçirilen su, Dünya Sağlık Örgütü standartlarına uygun sağlıklı ve
güvenle, içilmeye hazır halde evlerin musluklarına
gönderilmektedir. Bursa şebeke suyu içilen şehirler arasında başı
çekmektedir" dedi.
Su testisi kullanırken dikkat
'Her topraktan testi yapılmaz'
Habertürk'ün gündeme getirdiği pet şişe ve damacanadaki kanser
riskinden sonra cam damacanalarla topraktan yapılan testilerin
kullanılması gündeme geldi. Uzmanlar, atalarımızın kullandığı
toprak testilerin suyun saklanmasında alternatif olabileceğini
söylüyor ancak Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi
Öğretim Görevlisi Seramik Hocası Dr. Şerif Günyar, her topraktan
yapılan testi ya da çömleğin su saklamakta kullanılmayacağını ifade
etti. "Zararlı topraklar da var" diyen Günyar, "Herhangi bir yerden
alınan toprakla testi ya da çömlek yapılmaz. Toprak içinde asbest,
kurşun ya da kükürt olabilir. Atölyelerde kullanılan toprakların
tahlilinin yapılması gerekir. Büyük seramik fabrikalarının ithal
ettiği çömlek ya da seramikler, gümrüklerde denetleniyor ve zararlı
madde içeriyorsa iade ediliyor" dedi. Şerif Günyar, apartman ya da
işyerlerinde su saklamakta kullanılan depoların da tehlikeli
olduğunu ve kanserojen içerdiğine dikkat çekti.
UZMAN GÖRÜŞÜ
'Gazlı içecek sudan daha fazla etkilenir'
Habertürk'ün gündeme getirdiği pet şişe ve plastik damacanalarda
bekletilen suyun kanserojen etkisiyle ilgili tartışma sürerken,
uzmanlar gazlı içeceklerin zararının daha çok olacağını dile
getirdi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Metabolizma ve Beslenme Bilim
Dalı'ndan Prof. Dr. Ahmet Aydın, pet şişeler içindeki gazlı içecek
konusuna değinerek, "Zaten gazlı içeceklere karşı çıkıyoruz. Kemik
erimesi ve diyabete yol açıyor, şişmanlığı artırıyor. Çok çeşitli
problemlere neden oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge
yayınlayarak, bu yıl kantinlerden gazlı meşrubatları kaldırdı. Pet
şişe içindeki gazlı içecekler konusunda bir araştırma yok. Ancak
gazlı içeceklerin de çok sıcak ya da çok soğuktan etkileneceği
aşikâr. Bunlar genelde soğuk tüketilir. Ancak dondurulması doğru
değil. En doğrusu cam kaplara konulmasıdır. Plastikte bir yığın
kimyasal madde olduğu için gazlı içeceklere sudan daha fazla zarar
verebilir" diye konuştu. Gazlı içeceğin bulunduğu alüminyum
kutuların da etkilenmesinin suya göre daha fazla olacağını söyleyen
Prof. Dr. Aydın, bu konuda yapılmış bir araştırmanın bulunmadığını
söyledi.
GAZLIDA RİSK DAHA FAZLA
Tüketiciler Derneği Onursal Başkanı Engin Başaran, plastik
şişelerde olan her türlü içecek, çok ciddi sağlık sorunu içeriyor.
Bu konuyu çok araştırdık, bu konudaki bilgileri taradık. Plastik
şişelerde olan her türlü içecek risk içeriyor. İçinde su değil de
asit taşıyan birtakım maddeler olan gazlı içeceklerde çok daha
ciddi riskler var" dedi.
ASİTLİ GIDA DA TARTIŞILSIN
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, "Plastik ambalajların hepsi
izinli olmak zorunda. Yağ ve asitli gıdalar daha da farklı. Bunlar
kontrol ediliyor mu, bunu tartışmalı" görüşünü
savundu.