Hanefi Avcı şeytani yöntemi gördü
Abone olEskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, 14 yıl sonra yazdığı kitapla Türkiye gündemine bomba gibi düştü.
Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar/ Dün Devlet Bugün
Cemaat” isimli kitabı olay yarattı. Avcı kitabında, büyük yankı
bulan cemaatçi yapılanmaya ilişkin iddialarının yanı sıra JİTEM’in
yapısı, Cem Ersever cinayeti ve Uzan operasyonu hakkında da gizli
kalmış detaylar anlatıyor.
"MİT’in mali uzmanları, bankacılar bile yapılan yolsuzluğu
anlamakta zorlanıyordu" diyen Avcı, kitabında "Bu şeytani bir
yöntemdi, dahiyane bir uygulama idi ama Uzanlar bunu yapmıştı."
diyerek şaşkınlığını dile getiriyor.
Devlet, Uzanlar’ı elinden nasıl kaçırdı?
Kaçakçılık Daire Başkanı olarak görevde yeniydim, Uzan olayı patlak
verdi. Bir anda kendimi denetim elemanlarının, müfettişlerin ve
bankalar yeminli murakıplarının arasında henüz anlayıp
kavrayamadığım Uzanların İmar Bankası yolsuzluğunun ve ardından tüm
şirketlerinin karıştığı olayın içinde buldum. MİT’in mali
uzmanları, bankacılar bile yapılan yolsuzluğu anlamakta
zorlanıyordu. Yolsuzluğun yapılış biçimini ve yöntemini anlamamız
bile birkaç hafta sürdü... Çalışanlarla görüşüp eldeki kayıtları
inceleyince, hiç kimse bilmeden, görmeden milyar dolarların
herkesin önünde saklanabileceği sonucuna vardım.
Şeytani bir yöntem
Bu şeytani bir yöntemdi, dahiyane bir uygulama idi ama Uzanlar bunu
yapmıştı. Araştırmalar ilerledikçe Uzanların daha çok marifeti
çıkıyordu... Ancak Uzunlara ait yerlerde ama yapmak veya Uzanları
sorgulamak için yakalama kararı alamıyorduk. Savcıları ikna etmek,
mahkemelerden karar almak çok zordu. Savcılar mudilerin
şikayetlerini hukuki bir mesele olarak algılıyor, bu kadar açıkla
ilgili uzman raporları kesin değil v.s diyorlardı. Geciken kararlar
sonunda Kemal Uzan, Hakan Uzan, Yavuz Uzan ve diğer bazı önemli
kişiler yurt dışına kaçmışlardı. Cem Uzan son zamanda Genç Parti
başkanı olduğu için şirketlerdeki hisse ve yöneticiliği seçim
döneminde azaltılmıştı. Ayrıca Cem Uzan’ın üzerine gitsek
yaptıklarımız hukuki değil siyaseten yapılıyor denerek
çarpıtılabilirdi.
Olağanüstü bir ihbar
Bu sırada olağanüstü bir şey oldu, gelen bir ihbarla Uzanların
banka ve şirketlerinden kaçırdıkları paraları Şenlikköy’de bir
villaya koydukları bildirildi... Arama kararı sonrasında yapılan
aramada para bulunamadı ancak her biri 2 metre boyunda 22 adet dev
çelik kasa içerisinde Uzanların şirket binalarından kaçırıp
getirdikleri tüm Uzan grubu şirket ve holdinglerinin dosyaları,
gizli izleme, takip, casusluk işlerine dair kayıtlar ve gizli
sayılacak çok önemli belgeler ele geçirilmişti.
Yeni karargah Ürdün
Ülkemizden kaçan Uzanların yeni karargahının Ürdün olduğunu kısa
sürede öğrenmiştik ama burada işler daha zordu, çünkü Ürdün’de
belli aile ve aşiretler devlet yönetimini paylaşmış gibiydiler.
Uzanlar ise Ürdün’de ileri gelen her aileyle, her aşiretle ortak
şirket kurmuştu. Kral ile karşılıklı yakınlıkları vardı. Krala
hediye olarak otomobil, silah veriyor, sebebi belli olmadan milyon
dolarlar ödüyorlardı. Tüm uğraşlarımıza rağmen bilgi alamadığımız
gibi Ürdün Uzanların faaliyet ve organizasyonlarının merkezi olmaya
devam etti. Hala da ettiği kanaatindeyim. Uzanların belgelerini
inceledikçe mali açıdan asıl merkez olarak İsviçre’yi seçtikleri
anlaşılıyordu ama hiçbir zaman parayı Türkiye’den İsviçre’ye direkt
yollamıyorlardı.
Ürdün kralına 1 milyon $
Paralar önce İngiltere’yi ve Hollanda’yı dolaşıyor, sonra
İsviçre’ye gönderiliyordu. Uzan davasının tüm savcılık işlerini
yapan Savcı Mecit Ceylan, adli istinabe hazırlayarak İsviçre’deki
Uzan dosyası ve içeriği hakkında bilgi istedi. Bu istinabeye
cevaben İsviçre’den çok ciddi bilgiler geldi. Bunlar arasında Ürdün
Kralı Hüseyin’e, çocukları ve sıkıntı içerisinde bulunan askerler
yararına hediye olarak Telsim tarafından bir milyon dolar para
gönderildiği de vardı. Bu para önce İngiltere-Hollanda
dolaştırılarak İsviçre’ye gelmiş ve buradan Amman’a gönderilmişti.
Kral tarafından çekilen bu paranın neden Türkiye’den Ürdün’e
doğrudan gönderilmeyip bu yolun izlendiği bize soruluyordu.
Maalesef gerçek sebebin ne olduğundan emindik ama delilimiz yoktu.
Daha sonrasında görevden alındığımdan neticesinin ne olduğunu
bilmiyorum. Yalnızca İsviçre’nin cevap verdiğini ve bazı bilgileri
gönderdiğini duydum.