Hanefi Avcı o görüntüleri paylaştı
Abone olEski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, düzenlediği basın toplantısında görüntülü savunma yaptı.
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, bazı yargı
mensuplarının suç işlediklerini belirterek, “Ancak bunlara bakacak
makam olan HSYK da harekete geçmiyor” dedi. Avcı, evinde yapılan
arama görüntülerini basın mensuplarına izlettirerek, yapılan
usulsüzlükleri anlattı.
Devrimci Karargah ve Oda TV davalarından tutuklu kaldıktan sonra
tahliye edilen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, makam odasında
dinleme kasetlerinin bulunduğu iddialarına, Taksim'de bir otelde
düzenlediği basın toplantısı ile yanıt verdi.
Tutuklanmasına neden olan kasetlerle ilgili delillerin
karartıldığını öne süren Avcı, Aramada elde edilen kasetler
üzerinde usule ve hukuka uygun olmayan bir teknik inceleme
yapılmış, üzerinde bana ait ne parmak ne de vücut izi bulunmamıştır
dedi. Avcı ayrıca, kasetlerin, Emniyet içindeki parelel yapı ya da
cemaat mensubu olan bazıları tutuklu olan polislerce Eskişehir'deki
bir kişiye verildiğini söyledi.
GÜNLERCE ORADA KALAN ÇANTA NASIL OLUYOR DA TEMİZ
KALABİLİYOR
Tutuklanmasına neden olan kasetlerin ortaya çıkarılış şekline
ilişkin polis görüntülerini gazetecilere izleten Hanefi Avcı, 'Bu
kasetler benim olsa idi, yanında arşivler, kayıtlar, kişilerin KOM
ve Terör Kayıtları ile HTS raporlarının da bulunması gerekirdi.
Odada 2 tane çelik kasa olmasına karşın kasetlerin bulunduğu çanta
dolabın üzerinde çıkıyor. Çantaya baktığınız zaman temiz olduğunu
ve sadece çekerken sürtünmeden oluşan tozu görüyoruz. Peki,
günlerce orada olan bir çanta nasıl oluyor da temiz olarak
kalabiliyor' diye sordu.
NE BİR PARMAK İZİM NE DE VÜCUT İZİM ORTAYA
ÇIKTI
Hanefi Avcı, çantanın içindeki kasetlerin çıplak Elle kontrol
edildiğini ve üzerindeki şeffaf naylonların yırtılarak atıldığını
belirterek, 'Eğer o naylonlar yırtılmamış olsa ve evraklar imha
edilmemiş olsaydı, üzerindeki parmak izleri tespit edilebilirdi.
Buldukları iddia edilen kaset ve dosyada ne bir parmak izim ne de
vücut izim ortaya çıktı' açıklamasını yaptı.
EĞER BANA AİT OLSA O DÖNEM YAPILAN OLAYLARLA İLGİLİ SES
KAYDI OLURDU
Söz konusu kasetlerin, görev yaptığı dönemi ve illeri kapsamadığını
anlatan Avcı, '2003-2005 yılları KOM Daire Başkanı olduğum dönemde,
Enerji, Botaş, Neşter, Mafya vs. birçok operasyonu yönettim. Orada
kamuoyunu ilgilendiren siyasetçi, bürokrat vs. dinlemeleri dosyada
olmasına rağmen, onlara ait hiçbir ses kaydı burada yoktur.
2005-2009 yıllarında Kapıkule Operasyonu vs. tahkikatların
yapıldığı tarihlerde Edirne Emniyet Müdürlüğü yaptım. Bu
konuşmalardan hiçbiri o dönemlere ait değildir. Eğer bana ait olsa,
o dönem yapılan olaylarla ilgili ses kaydı olurdu' dedi.
Avcı, yaşanan çelişkileri özetle şöyle dile getirdi:
'Aramada bulunan 24 adet kaset, orijinal çanta ile birlikte alınıp
getirilmesi gerekir iken, çanta yerinde bırakılmış, kasetler ayrı
bir zarfa konularak paketlenmiştir. Çanta bilahare özel kalem
görevlilerince savcılığa teslim edilmiştir. Bu kasetlerin önemli
olduğu, diğer materyallerin önemsiz olduğu nasıl belirlenmiş de,
yalnız bu kasetler için özel zarfa konup paraf edilmiş, diğer
eşyalara bu işlem yapılmamıştır'
1986 YILINDAN BERİ BİLGİSAYARIM VAR
'Arama yapılırken çekilen video ve fotoğraflardan görüleceği üzere,
ne evimde ne de işyerimde kasetçalar yoktur. O zaman 24 kaseti ne
ile dinleyeceğim 1986 yılından beri bilgisayarım var ve basit
düzeyde programcılık yapacak düzeyde bilgisayar teknolojisini
bilirim. 14-15 yıl 24 kasetle il il gezdiğimin kabulü, normal hayat
tecrübesine ve orta zekalı insan davranışına göre mümkün değildir.
Eğer benim olsa idi, ya bir CD ya da USB bellekte taşımam
gerekirdi.
GÖREVLİLER YÜZÜNÜ GİZLEMEYE ÇALIŞTI
'Eskişehir'den ayrılırken resmi kullandığım bilgisayarların
disklerini bile değiştirdim. 28 gün boyunca giren çıkan hiçkimsenin
bu çanta neyin nesi diye bakmamış olması makul değildir. Dört adet
kasetin içeriğinin boş veya duyulamayacak kadar kısık ses olduğu
Cumhuriyet Savcılığı tarafından belirtildiğine göre, 14-15 yıldır 4
boş kaseti taşıdığım düşünülemez. Arama esnasında bir kısım
görevlilerin sürekli kameralardan kaçtığı ve bir şekilde yüzünü
gizlemeye çalıştığı tesadüf olamaz.
SAVCIYI ŞİKAYET ETTİK, SES ÇIKMADI
Sahte deliller ve dinleme yapanların ortaya çıkarılmasını ve yargı
önüne çıkarılmasını istediğini anlatan Hanefi Avcı, 'Bu kişiler
yargı önüne çıkarılmalı ve mağduriyeti olanların mağduriyetleri
giderilmeli. Davanın savcısı Kadir Altınışık hakkında HSYK'ya
şikayette bulunduk ama ses çıkmadı. Önümüzdeki HSYK seçimleri çok
önemli. Bu seçimlerde tarafsız ve bağımsız kişiler olmalı. HSYK
bazı yargıç ve savcılar için ceza vermemek için uğraşıyor. Hiç
değilse şikayetimizi incelesinler. Ben 15 yıl ceza aldım, hala
şikayetimiz hakkında adım atılmadı. Bu durum Türkiye'de hukuk
sistemine güveni azaltıyor. HSYK görev ve sorumluluklarını yerine
getirmez ise gelecek daha da sıkıntılı olacak dedi.
“KASETLER İSTANBUL EMNİYETİNDEN”
Yaşan yasadışı dinlemelerin sadece Eskişehir’de olan bir olay
olmadığını ifade eden Eski Emniyet Müdürü Avcı, “Tüm Türkiye
illerinde bu var. Yani hoşa gitmeyen insanlar görevden nasıl
uzaklaştırılıyor. Önce insanların etrafları belirleniyor. O
insanların etrafındaki ilişkileri dinleniyor, izleniyor, takip
ediliyor, fotoğraflanıyor. Sonra bunlar bir ihbar mektubuna
dönüştürülerek başka yerdeki mekanizmalar çalıştırılıyor. Bunun
belkide en büyüğünü İzmir’deki casusluk davasında görüyorsunuz ve
orada tüm Türkiye’deki herkes hakkında bir hile yapılıyor. Sonra
biz yeni bilgiler elde ettik. Bu yeni bilgilere göre bu kasetler
İstanbul emniyetinde çalışan şu anda bir kısmı tutuklu olan paralel
yapı veya cemaat mensubu denilen emniyet mensupları tarafından
kasetlerin temin edildiği Eskişehir’deki o görevliye
verildiği, o görevlice oraya konulduğunu öğrendik. Bu konu
araştırma safhasında bununla ilgili daha ciddi sağlam delillerde
bulunacak. Yani o kasetler İstanbul’a gitti ve İstanbul’da
istihbaratın içerisinde bulunan insanlar tarafından verildi. Hatta
bir kısmı Ankara’dan getirildi verildiği ortaya çıkıyor” şeklinde
konuştu.
Hukuk düzeninin kendi kendini tamir edebileceğini kaydeden Avcı,
“Polisler hata yapabilir, ama üstlerindeki amirleri veya savcılar
buna müdahil olarak gereğini yaparlar. Savcılar ve Yargıçlar hata
yapabilir, suç işleyebilir. HSYK müdahale eder veya Yargıtay onları
hatadan döndürür. Bizim şu anda sorunumuz bu; bir takım yargı
mensupları suç işliyor veya hukuksuz hareket ediyor veya en azından
bu iddiada bulunuyoruz. Ama bunlara bakacak makam çalışmıyor. HSYK
harekete geçmiyor. Onun için diyoruz ki bu HSYK seçimleri çok
önemli tarafsız ve bağımsız kişilerin orada olması lazım. Bugün
benim veya bana benzeyen yüzlerce insan şikayet ediyor. HSYK’ya
diyor ki; ‘biz şikayetçiyiz bu yargı mensupları görevlerini
yapmadılar’. Bakın çok samimi söylüyorum; 2, 3 yıl geçiyor tahkikat
etmiyor, bakmıyorlar. Temennide bulunuyorum. Diyorum ki
Türkiye’deki yargı mensuplarının büyük çoğunluğu düzgün tarafsız
insanlardır öyle görev yapmak istiyorlardır. Vicdanlarına göre
hareket ederek tarafsız bağımsız kalacak insanları seçsinler. HSYK
gerçekte görevini yapsın ve yargı yerine otursun. Yoksa bu ülke
ciddi sıkıntılara kalacak diye düşünüyorum” ifadelerini
kullandı.