Hanefi Avcı niçin avlandı?
Abone olBaşarılı operasyonlara imza atan Hanefi Avcı'ya operasyon mu yapıldı? Erdoğan, Avcı hakkında neden konuşmak istemedi? Ali Bayramoğlu bu sorulara cevaplar aradı...
Susurluk başta olmak üzere Peker-Şahin-Çakıcı gibi isimlerin
tutuklanmasından İktisat Bankası meselesine, enerji ihalelerinden
akaryakıt kaçakçılığına kadar bir dizi başarılı operasyonlara imza
atan Hanefi Avcı'nın Edirne'ye tayin olması kafaları karıştırdı.
Radikal yazarı Haluk Şahin, diye sorarken Yenişafak yazarı Ali
Bayramoğlu ise bugünkü yazısında "diye sordu ve bu soruya
cevap aramaya koyuldu:
Yazar: Ali Bayramoğlu
Kaynak: www.yenişafak.com.tr
Başbakan Tayyip Erdoğan sık sık bürokrasinin direncinden,
hükümet-devlet ayrımından söz ediyor. Bürokrasinin siyasi
iktidarları engelleyici bir rol oynaması Türkiye'de yeni değil.
Türk siyasal sisteminin özünde yatan, siyasi iktidarlara yönelik
güvensizliğini ifade eden bir gelenekten kaynaklanır bu rol. Doğal
olarak devletin sürekliliği gerekçesinin ötesine geçer. Ülkedeki
asli ve atanmış iktidar meselesinin gündeme getirir.
Bu koşullarda devlet-hükümet çekişmesi sembolik ve kritik kimi
makamların kontrolünü tüm gerginliklerin merkezine yerleştirir. Bu
makamlar etrafındaki gerginlikler iktidar olma mücadelesi ya da
iktidarsızlaştırma politikası olarak karşımıza çıkar.
Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var...
Kimi bürokratlar ya da kimi makamlar siyasi iktidarlarının önünde
blokaj işlevi yerine getirirken, kimileri tersine sübap görevi
yaparlar.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi eski Başkanı Hanefi Avcı
böyle bir isimdi.
AK Parti iktidarıyla herhangi bir yakınlığı olmadan, liyakat
esasına ve geçmişine binaen bu dairenin başına getirilmişti.
Kamuoyu Avcı'yı Susurluk günlerinde tanıdı. Verdiği ifadeler ve
yaptığı açıklamalarla Susurluk skandalının ortaya çıkmasında önemli
bir katkıda bulundu Avcı. Dahası o gün bugün yaptığı tüm
açıklamalar zaman içinde doğrulandı. Bu süreç Avcı'yı emniyet
güçleri içinde gerek gençler gerek idealist polisler nezdinde
dürüstlük ve etkinlik referansı haline getirdi.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi'nin başına işte bu referansla
geldi. Ayrıca bu atama, kirlilik ve yolsuzluğa karşı takındığı
politik tavırlarla da oy toplayan AK Parti hükümetinin yaptığı en
akılcı işlerden birisi olarak yorumlandı.
Kanımızca bir sübaptı Hanefi Avcı.
Nitekim daire başkanlığı sırasında Yargıtay Skandalı'ndan Uzanlar
operasyonuna, Peker-Şahin-Çakıcı gibi önde gelen mafya liderlerinin
tutuklanmasından İktisat Bankası meselesine, enerji ihalelerinden
akaryakıt kaçakçılığına değin bir dizi başarıya, kendi
faaliyetlerine ve dairesine hiçbir gölge düşürmeden imza attı.
Sonra bir gün "usulünce" görevden alındı.
Eski daire başkanı Coşkun Hayal Danıştay tarafından göreve iade
edilince Avcı merkeze çekildi. Ancak bu iadeden hemen sonra Hayal
yeni bir göreve gönderildi. Avcı'nın doğal olarak yerine dönmesi
gerekirken, bu olmadı, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi'ne
başkası atandı. Avcı'nın ise Edirne Emniyet Müdürlüğü'ne tayini
çıktı.
Peki neden?
Gazetelerdeki haberlere göre akaryakıt ve uyuşturucu kaçaklığında
tutuklama oranı Avcı'yla yüzde yüz civarından artmış, enerji
ihaleleri mafyasıyla mücadelede ciddi yol katedilmiş...
Denebilir ki, bizdeki düzende böyle bir adam elbette görevden
alınır, görevden alınması için baskı görür...
Peki o zaman töhmet altında kalan hükümet değil midir?
Akla önce enerji ihaleleri meselesi ya da ortada dolaşan çeşitli
bakanların çocukları söylentileri gelmez mi?
Hala ortada tatmin edici bir açıklama yok...
Geçen hafta kahvaltı sohbetinde Avcı'yla ve tayinlerle ilgili
bilgisi olup olmadığı sorduğumuzda Başbakan "böyle bir soruyu
hakaret addederim, tabii bilgim var, karar istişareyle verilmiştir"
demişti. Nedeni sorduğumuzda ise "o bizde kalsın" yanıtını
vermişti.
Bizce kalmamalı, hükümetin en şeffaf olması gereken konular bu tür
konulardır.
Aksi takdirde sorular artar, sübaplar patlar...
Kaybeden hükümet olur...