Hanefi Avcı kitabı herkesten gizlemiş
Abone olSilivri tutuklusu Hanefi Avcı, Cüneyt Özdemir'in sorularını mektupla cevapladı. İşte o satırlar;
Hanefi Avcı, Silivri'den Cüneyt Özdemir'in sorularını
cevapladı. Evinde bulunan pasaportlar hakkında bilgi veren Avcı,
Necdet Kılıç ile tanışıklığını anlattı, özel hat iddialarını ise
yalanladı. Kripto cihazı iddialarına da sert çıkan Avcı, telefon
konuşmalarındaki şifrenin ise Kılıç'a tanımladığı e-mailin şifresi
olduğunu söyledi.
Tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, CHP'nin ardından bir mektupta Cüneyt Özdemir'e gönderdi. İşte Avcı'nın mektubundan bazı önemli satır başları;
1) Sayın H. Avcı şu anda tutuklama nedeniniz olan
Necdet Kılıç ile ne zaman tanıştınız? Aranızdaki dostluk nasıl
oluştu ve gelişti? Bugüne kadar ne düzeyde bir arkadaşlığınız
vardır ?
- Necdet Kılıç’ı 12 Eylül sonrası Mersin Emniyet Müdürlüğü Siyasi
Şube Sorgu Operasyon Büro Amiri iken ekibimdeki birliklerle diğer
örgüt mensubu birçok kişiyi yakalayıp sorguladığım gibi işlem
yaparken tanıdım. Aradan yıllar sonra Susurluk Kazası sonrası
ifadelerim neticesi Mersin’de sorguladığım sağcı solcu birçok kişi
ile yeniden tanışıp konuştuk. O arada Necdet’i de o
insanlarla birlikte arkadaş kabul ederek zaman zaman
görüştüm… Onun İstanbul’da çalışması nedeniyle diğerlerine
oranla daha fazla görüşüyordum. Yani 13 yıldır tanışıp ara sıra
görüşürüm… Demokrat, demokrasiye inanan, dürüst, aydın biri olarak
bilirim. Arkadaşlık seviyesinde ilişkimiz vardır.
2) Necdet Kılıç ile telefonda özel bir hattan
görüşmenizin nedeni nedir? Ayrıca ankesörlü telefonlardan da
görüştüğünüz iddia ediliyor.Üstelik bunları yaparken özel kriptolu
dinlemeyi engelleyen cihazlar kullandığınız iddia ediliyor. Bu
iddialar doğru mu? Doğru ise neden böyle bir yöntem izlediniz
görüşmelerinizde bugünkü tutuklanmanıza neden olacak birşey
konuştunuz mu? Bu görüşmelerinizin dökümleri gazetelerde
yayınlanıyor, suç teşkil edecek cümleler olduğuna inanıyor
musunuz?
Necdet Kılıç ile özel hatta görüşmem yoktur. Olay yanlış
anlatılmaktadır. Benim özel telefonla görüştüğüm kişinin Necdet ile
alakası yoktur. O telefonu Necdet bilmez. Necdet ile onun
da benim de herkesin bildiği telefonlarımızla
görüşüyordum.
Kripto cihazı şifre denilen şey Necdet’e tanımladığım
e-mail(elektronik posta) adresimin giriş şifresidir. Olayı
bilmeyenler duydukları şifre kelimesini çarpıtıp kasıtlı yalan
yayıyorlar…Kripto da dinlemeyi engelleyen bir cihaz yoktur, böyle
bir sistemi kimse bilmiyor. E- mail’i ben tanımladım. Bu durumu
isterlerse TİB kayıtlarında da tespit edilebilir. Buna rağmen
Necdet ile açık telefon görüşmeleri haricinde bazı basın
organlarında yer aldığı şekilde hiç msn konuşmadım
yanılmıyorsam(suç değil elbette) hiç e-maile bile
haberleşmedim.
3) Necdet Kılıç’ın evinde hanım arkadaşınızla
buluştuğunuz ve bu buluşmaların Devrimci Harekat örgütü tarafından
kaydedilip size şantaj yapıldığı iddialarını nasıl
değerlendiriyorsunuz? Size şantaj yapıldı mı? Şantaj yapıldığı için
mi anılarınızı yazdığınız kitabınıza ‘cemaat’ ile ilgili bölümü
eklediniz?
Tutuklanmama sebep olacak hiçbir gizli, suç içerecek konuşmam ne
Necdet ile ne de başka kişilerle olmamıştır. Bir tek söz, konuşma,
tanık gösteremezler çünkü yapmadım.
Sizin mektubunuzdan sonraki bazı basın organlarından
soruşturmacıların sızdırdığı benim Necdet ile soruşturma dosyasının
2009/1868 dosya no’sunun söylediğim yazılı, bu da yalandır. İşin
aslı 07/11/2009 tarihinde usulsüz ve hukuka aykırı bir şekilde
benim kullandığım başkası adına kayıtlı özel hattım ve Necdet’in
telefonunu benim açığımı bulma amaçlı dinlendiğimi kitabımında
anlattığım üzere İç İşleri ve Adalet Bakanlıklarına yazılı olarak
şikayet şeklinde bildirmiştim.
9 ay hiçbir işlem yapılmamıştı. Kitabım yayınlandıktan sonra Adalet
Müfettişleri eylülün ilk haftasında ifadeye davet ederek şikayetime
karşı benim ve Necdet’in numaraları kime ait oldukları belli
telefonları usulsüz İMEİ numarası üzerinden dinleme kararı veren
hakimde davacı olduğuma dair aldıkları ifade tutanağına da
geçirerek bana gösterdikleri İstanbul Özel Yetkili Mahkemenin
2009/1860 sayılı kararım..
Kendisinin taciz takip edildiğini söylemesi üzerine savcılığa
şikayet et eskiden kanuni dinlemede yapılmıştı. Dilekçe 2009 /1860
numarasını da yazarak dilekçe var dedim ama tahkikatı yapanlar
olayı soruşturulan Devrimci Karargah Örgütünün Savcılık soruşturma
numarası olan 2009/1868 numarası ile karıştırıp bak soruşturma
dosyasının dinlendiğini söyledi diyerek basına veriyorlar. (3 ekim
vatan 18. Sayfa). Halbuki 2009/1860 şikayetimiz üzerine bulunan
önleme/istihbarat amaçlı şikayetçi olduğumuz dinlemenin karar nosu
telefonlar şuan kapalı 6 aydır kullanılmıyor bu numarayı bana
Adalet Bakanlığı Müfettişleri söyleyip ifademe yazdılar.
4) Sayın Hanefi Avcı siz Devrimci Karargah örgütü üyesi
misiniz? Ya da bu örgütü kolladınız mı? Bu örgütün sizin için
çağrıştırdığı şey ve anlamı nedir?
Devrimci Karargah Örgütünü sadece basından duydum necidir,
ideolojisi, felsefesi, üyeleri kimdir bilmem. Necdet Kılıç’ın da bu
örgütün üyesi olduğuna inanmam.
Aslında ben Necdet’ten dolayı değil Necdet benden dolayı
tutuklanmıştır. Çünkü kitabım ve iddialarımla binlerce hukuksuz
dinleme yapan kişiler ortaya çıkmış ve her şey yüzde yüz
ispatlanacak hale gelmiştir. Bu durumdan kurtulmak için acele ile
sanki bir adli tahkikat dolayısıyla ile Necdet dinleniyor
gösterilip benim ile ilişkilendirilerek tutuklanması ve olaya adli
bir boyut verilip yargılanmasını bekleyelim havası ile suçlarını
örtmeye çalışmaktadırlar.
Ama kitapta belirttiğim kitapta belirttiğim için isim verdiği
bakanlık yetkilileri ve birkaç bin kişiyi bulan hukuksuz
dinlemeleri izah etmeye bu durum yetmeyecektir. Yeter ki araştırma
yapılsın.
AVCI'NIN KİTABINI KİM YAZDI?
İŞTE BU İLGİNÇ SORUNUN CEVABI
5) Haliçteki Simonlar kitabınızı kim yazdı?
Kitabınızı gazetecilerin yazdığı hatta size yazdırdığı iddia
ediliyor? Her ne kadar bu bir suç olmasa da etik olarak
tartışılması açısından kitabınızın yazımına yardım eden gazeteciler
oldu mu? Olduysa neden açıklamadınız?
Kitabı ben yazdım. Kimsenin yardımı olmamıştır. Yazdığımı bilen çok
kişi vardır. Zaten benim yaşadığım olaylar olup başka birisinin
yazmasının imkanı da yoktur.
Birinci bölümün açıktan Milliyet’te Belma Akçura’ya ham halini
vermiştim. İkinci bölümü kitap yayına hazırlanıncaya kadar kimse
bilmiyordu. Çoğu gazeteci kitap çıkınca arayıp bu isim sen misin,
kendi ismin mi gerçek mi diye sordu. İkinci bölümü açık yazmaya
kalksam başka birinin haberi olsa veya biraz araştırarak yazmaya
kalksam emin olur. Kitap yayınlanmadan benzeri bir cezaevinde
olurdum. Onu bildiğim için yalnız ve gizli yazdım.
6) Bazı gazetecilerin iddia ettiği gibi sizi tutuklayan
hakimin Necdet Kılıç ile ilişkiniz hakkındaki sorularını cevapsız
mı bıraktınız? Cevapsız bıraktıysanız neden
sustunuz?
Savcıya ifade vermedim, tutanağı imzalamadım hakimin her sorusuna
cevap verdim. Cevapsız bıraktığım soru yoktu. Zaten genel tek soru
vardır. İspatı avukatımdaki hakim sorgu tutanağında mevcuttur. Ama
ben ne savcıda ne mahkemede avukat istemedim ama kanuni olarak baro
atadı.
7) Özel hayatınızdaki aşk dedikodularının açığa çıkması
endişesi ile mi bu kitabı yazdınız? İddia edildiği gibi bu kitap
bir kişisel savunma, eşinize boşanma tazminatı verme ya da
açığınızı kapatma kitabı mıydı?
Tüm şıklara cevabım hayırdır. Zaten özel hayatımı yakınlarım
biliyordu. Bu kitabın o konulara ne faydası olur ki ayrıca kitabın
riskini bugünkü halimi ve gelecekte olacakları tahmin
ediyordum.
8) Evinizdeki aramada bulunan kalaşnikofun ruhsatlı
olduğunu söylüyorsunuz yine de neden evinizde bir kalaşnikof tutma
ihtiyacı hissettiniz? Yasal olarak bu kalaşnikofu iade etmeniz
gerekmiyor muydu?
Evimdeki keleş OHAL’de ruhsatlıdır. O bölgede
kullanılması gerekirdi. Doğrudur ama tayin işlerim nedeni ile önce
benim 4-5 ay sonra evimizin nakli vs. nedenle gayri iradi
gelmiştir.
9) Yine evinizdeki aramada bulunan sahte pasaport ve
kimlikler ne için kullanıldı? Yurtdışına mı kaçacaktınız? Eğer daha
önceki gizli görevleriniz için kullanıldıysa neden hala sizde
duruyordu? Neden devlete iade etmediniz?
Evimde bulunan pasaport ve belgeler geçmişte görevde kullanılmıştı.
Şuan süreleri geçmiş geçerliliği yoktu. Bunları imha etmem en
azından işin gizliliği gereğiydi. Neden yapamadığımı vs. gelecekte
bir kitap yazarak anlatacağım ama doğrusu imha etmem veya Ankara’ya
göndermem gerekirdi..
10) Evinizde teyp kasetlerinin ele geçtiği ve bunların
dinleme kayıtları olabileceği bazı basın yayın organları tarafından
duyuruldu? Bu kasetler nedir? Başkalarının konuşmalarını gizlice
kayıt edip kasetlerini evinizde mi
sakladınız?
Evimdeki teyp kasetlerinin dinleme vs. hiçbir alakası yoktur evimde
görevimle ilgili materyal taşımam. İçeriğini hatırlamıyorum müzik,
yabancı dil vs. olabilir. Ama asla dinleme vs olamaz. Zaten emniyet
son 10 yıldır kaset kullanmıyor. Dijital materyal kullanıyor. Hiç
dinlemede kaset kullanan biri yoktur.
11) Özel hayatınız ile ilgili yakın çevrenizden
gazetecilere ve televizyon programlarına yapılan açıklamalar
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özel hayatımın cemaat taraftarları itibarıyla durmadan kitabımın
tesirini örtmek için kullanıyorlar bu açık görülüyor. Hiçbir şeyim
gizli değil, tek sırrım kamuda bu idi onu da herkes şu anda her
boyutuyla biliyor.
12) Sayın Avcı neden avukat
tutmuyorsunuz?
Hukuki bir işlem hukuki olarak savunulabilir ama hukuk dışı işleme
karşı hukuki argümanlar kullanmak makbuldür.
13) Silivri cezaevindeki şartlarınzı anlatır mısınız?
Gerçekten Ergenekon tutukluları ile beraber mi kalıyorsunuz?
Hakkınızda yapılan yayınları televizyondan ve gazetelerden takip
edebiliyor musunuz? Birgününüz nasıl geçiyor?
Silivri’de b-12 koğuşunda bu satırları yazdığım ana kadar yalnız
kalıyorum tek başıma iyiyim genel durumum iyi. Silivri’ye geldiğim
zamandan bu yan televizyon var. 03.10.2010’dan itibaren düzenli
gazete alabiliyorum okuyup yazabiliyorum.
14) Bundan sonra ne yapacaksınız ? Hedefiniz nedir? Bu
neyin mücadelesidir?
Burada bulunmam sadece benim şahsi sorunum değildir benim gibi
hayatı örgütlerle mücadelede geçmiş 34 yıllık polis müdürünü bir
anda bilerek terör örgütüne ve mensuplarına yardım etti deyip terör
suçlusu yapmak hukuk sistemi ve adalet mekanizması herkesi biranda
her şeyi ispat edip mahkum edebilir. Geriden gelen nesillere bu
hukuk bırakılmamalıdır. Herkese güven veren her zaman teminatımız
gören bir adalet anlayışına ihtiyaç vardır. Bugün bu adalet sadece
korku ve tehdit olarak algılanmaktadır.