Hanefi Avcı altın kaçakçılığı yaptı iddiası!

JİTEM'i kendisinin kurduğunu söyleyen Arif Doğan, eski emniyet müdürü Avcı'nın İbrahim Babat gibi itirafçıları kullanarak altın kaçakçılığını yaptığını söyledi.

TRT Haber'de yayınlanan Büyük Takip'in bugün yayınlanacak bölümünde Arif Doğan'la yapılmış özel bir röportaj yer alıyor.

Emekli Albay Arif Doğan Büyük Takip'e verdiği röportajda, Hanefi Avcı'nın Diyarbakır'dan getirdiği itirafçı İbrahim Babat gibi isimleri Sedat Peker'in emrine verdiğini ve onlarla beraber altın kaçakçılığı yaptığını iddia etti.

Arif Doğan bizzat tanık olduğu hadiseyi şöyle anlattı; "JİTEM itirafçıları leblebi nohut toplamak için İstanbul'a gelmedi herhalde. Bunlar tetikçi. Bunların örgütün has adamları ve PKK'yı bile TC'ye tanıtan adamlar da vardı bunların içinde. Bu adamları Hanefi Avcı İstanbul'a getirmiştir ve bunları birisi aracılığıyla da Sedat'ın beslemesine sunmuş, sahip çıksın diye. Sedat böyle şeylerde adamları kullanmaz. Hanefi Avcı'dan geldiği için sadece kıramamıştır. Zaten Hanefi Avcı'da İstihbarat Araç Şube Müdürü. E böyle adamı kırabilir mi, kıramaz.

Kadıköy Emniyet'i İbrahim Babad'ın evine gitmiş. Hanımı aradı beni, zaten o da itirafçıdır Zelal Babat. O beni aradı, dedi ki 'komutanım böyle böyle Mete'yi alacaklarmış evimde erkek yok, lütfen bunlarla konuşun.' Açtım dedim siz utanmıyor musunuz? Tamam bir takım tedbirler alırsın ama erkeğin bulunmadığı eve de girip oturamazsın. Siz kafir misiniz gavur musunuz... Ben size Mete Kod Adlı İbrahim'i teslim edeceğim dedim. (Emniyetçiler) 'Efendim dedi, bir büfede tabanca ve kalaşnikofla tarama olmuş, taramayı Babat'ın yaptığı söyleniyor. Birisi yaralanmış, o da şikayetçi olmuş.'

Mete dedim doğru mu?

'Komutanım dedi, aramızda bir husumet var, ondan dolayı dedi'.

Polisleri çıkardım, bana doğruyu söyle dedim.

'Taradım' dedi. 'Bana puştluk yaptı' dedi.

Niye yaptın dedim?

'Bunun asıl mesleği kuyumculuktur, çok miktarda İstanbul'a kaçak sürmek için Suriye altını getirtmiş' dedi.

'Yalnız mı' dedim

'Hanefi Avcı'nın malıydı' dedi.

Yani dedim, siz böyle işleri yapmak için mi buradasınız, 'daha kötüsü de var komutanım sonra anlatırım' dedi. Sizin ipinizle kuyuya inilmez dedim..."