Hande Ataizi: Evlilik, tek eşlilik sıkıcı bir rutin
Galerinin tamamı için tıklayınızOraya gitmişsen, Altın Portakal almışsan tabii ki seni
çekecekler. Git tuvalet camına sıkış, oldu mu? Gitmeseydin…
Ne güzel işte. Şimdi gülüyoruz. Ya, genelev tuvaletinden kaçarken
sıkışmadım ki. Paparazzilerden kaçarken sıkıştım cama. Yüz
kızartıcı bir suç mu var? Hapisten mi kaçıyordum?
Üstelik O fotoğrafı çeken gazeteci iyi bir de ödül aldı. Magazin
Gazeteciler Cemiyeti ödülü vardı. Alev saçlı bir kadın, altından.
Şöyle yazıyor: “Hande Ataizi Tuvalet Penceresi.” Hani birinin
evinde şu an böyle bir ödül duruyor artık. Trajikomik yani!
Tabii o zaman psikolojimi bozuyordu böyle şeyler. Çünkü
istemiyorsun, fotoğrafının çekilmesini. Ama gidip içine düşüyorsun.
Dedin ya ‘niye gidiyorsun’ diye. Cevap vereyim. Hiç gazeteci yok
dediler. Topkapı oteli açıldı tüm gazeteciler orada. Açılıştan
sonra da tüm gazeteciler uçakla geri döndüler. Ben de inandım buna.
Ne bileyim. Bir de hırs var tabii. ‘Çektirmeyeceğim!’ Ama gençlik
işte. Böyle bir şeye yol açtı. Ama ne güzel anı baksana. Çok sıkıcı
bir kadın olmaz mıydım o zaman? Ne yapayım. Renkli bir tipim.
Eğlenmek, yaşamı sonuna kadar yaşamak istiyorum. Bu coşkuyla
sanatçı birisi olabiliyorsun. Tek düze, memur gibi bir yaşamım
olamazdı. Ben iyi bir oyunculuğun da böyle bir renkli ruh haliyle
olabileceğini düşünüyorum. Birçok farklı karaktere bürünüyorsunuz.
Yaşam tarzımla seçtiğim meslek çok uygun işte. Böylece izlenilesi
bir karakter oluyorsun.
Ama bunları da planlayarak yapmıyorsun. Kendiliğinden oluyor.