Hami Aksoy'dan AB Yüksek Temsilcisi Borrell'in açıklamalarına tepki
Abone olDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy "AB, Libya krizinin barışçıl yollarla çözümüne katkıda bulunmak istiyor ise, BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları doğrultusunda uluslararası meşruiyetten yana tavır göstermelidir." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Avrupa Birliği (AB) Dış
İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in
Libya konusundaki açıklamalarına yönelik, "AB, Libya krizinin
barışçıl yollarla çözümüne katkıda bulunmak istiyor ise, İrini
Harekatı'yla ortaya koyduğu çifte standartlı tutumu terkederek BM
Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları doğrultusunda uluslararası
meşruiyetten yana tavır göstermelidir." ifadesini kullandı.
Aksoy, Borrell'in AB Dış İlişkiler Konseyi'nin ardından yaptığı açıklama hakkındaki soruya yazılı cevap verdi.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki meselelere ilişkin tutumunun bütün taraflarca bilindiğini kaydeden Aksoy, "Bu meselelerin çözümü için atılacak ilk adımlar Ada’daki iki halk arasında hidrokarbon kaynaklarının adil paylaşımı konusunda bir iş birliği mekanizması tesis edilmesi, Türkiye ile diyalog kanallarının yeniden başlatılması, Türkiye karşıtı ittifaklar yerine ön koşulsuz olarak bölgede diyalog ve iş birliği atmosferinin yaratılmasıdır. Doğu Akdeniz’de gerginlik, ancak böyle bir yaklaşımın tüm taraflarca benimsenmesiyle sona erdirilebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin başından itibaren Libya'daki krizin "askeri bir çözümü olamayacağını" vurguladığını belirten Aksoy, şunları kaydetti:
"Ülkemiz Süheyrat’tan Berlin’e, Birleşmiş Milletler’in
himayesinde Libyalıların öncülük ettiği ve sahiplendiği siyasi
sürecin canlandırılmasına yönelik tüm uluslararası çabaları
istikrarlı bir şekilde desteklemiş ve katkı sağlamıştır. AB, Libya
krizinin barışçıl yollarla çözümüne katkıda bulunmak istiyor ise,
İrini Harekatı'yla ortaya koyduğu çifte standartlı tutumu terk
ederek BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları doğrultusunda
uluslararası meşruiyetten yana tavır göstermelidir."
"Kimse Türkiye'nin egemenlik hakkına müdahale edemez"
Aksoy, Borrell'in Ayasofya'ya ilişkin açıklamalarına yönelik, "Bir kez daha Ayasofya'nın Türkiye'nin mülkü olduğunu ve statü değişikliği de dahil olmak üzere Ayasofya'ya ilişkin her türlü tasarrufun sadece Türkiye'nin egemen yetkisinde bulunduğunu vurguluyoruz. Kimse Türkiye'nin egemenlik hakkına müdahale edemez." ifadesini kullandı.
Yeni statüsüyle "Ayasofya Camisi"nin dünyadaki tüm din ve inançlardan ziyaretçilere açık olacağını ve isteyen herkesin bu muhteşem yapıyı ziyaret edebileceğini aktaran Aksoy, Ayasofya’nın içinde yapılacak çalışmaların Dünya Kültür Miras Listesine girerken istenen kriterlere halel getirmeyeceğini belirtti. Aksoy, açıklamasında "Ayasofya Camisi insanlığın ortak kültürel mirası vasfını koruyarak yeni statüsüyle herkesi kucaklamaya devam edecektir." ifadesine yer verdi.
Öte yandan Aksoy, Borrell'in Türkiye-AB ilişkilerinde diyalog ve angajmana vurgu yapmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, "Türkiye, sayın Cumhurbaşkanımızın 9 Mart’ta Brüksel’de AB Konseyi ve Komisyonu Başkanlarıyla da mutabık kaldıkları üzere, AB ile ilişkilerin üyelik sürecini ilerletecek ve yeni koşul ve sınamaları da dikkate alacak şekilde gözden geçirilmiş bir 18 Mart mutabakatı anlayışıyla ilerletilebileceğine inanmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.