Hamas FKÖ'ye katılacak

Filistinli Hamas örgütü, uluslararası toplumun Filistin halkının resmi temsilcisi olarak kabul ettiği Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) katılacağını duyurdu.

Henüz resmileşmeyen karar, Hamas'ın kuruluşundan bu yana benimsediği siyasi çizgide değişikliğe gitmesi anlamına geliyor.

Karar Kahire'de El Fetih yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonrasında açıklandı.

El Fetih ve Hamas, aylardır Filistin topraklarında fiili bölünmeye yol açan anlaşmazlıklarını giderip bir ulusal birlik hükümeti kurmaya çalışıyor.

Kararın en kritik yönü El Fetih başta olmak üzere çok sayıda Filistin örgütü bünyesinde toplayan FKÖ'nün, İsrail'in varolma hakkını tanıyor olması.

Silahlı direnişi savunan Hamas ise 1987'de kuruluşundan bu yana bu ilkeye karşı çıktığı için FKÖ çatısı altına girmiyordu. Dolayısıyla bu yönde adım atılması kararı, neredeyse çeyrek yüzyıllık siyasi duruşun gözden geçirilmesi anlamına geliyor.

1964'te kurulan FKÖ, Birleşmiş Milletler'de Filistin halkının temsilcisi olarak gözlemci statüye sahip. Filistin özerk yönetimi, bu statüyü tam üyeliğe çevirmek için Eylül ayında girişimlere başlamıştı.

Kahire'deki görüşmelere Filistin yönetimi, FKÖ ve El Fetih'in lideri olan Mahmud Abbas ile Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal de katıldı.

Görüşmelerde Hamas'ın yanı sıra İslami Cihad'ın da FKÖ'ye katılmasını sağlayacak bir hazırlık komisyonu kurulması kararlaştırıldı.

Beş yıllık gerilim

Hamas'ın 2006 yılında ilk kez katıldığı genel seçimleri kazanmasından bu yana El Fetih ile yaşanan siyasi gerilime çözüm aranıyor.

Taraflar 2007'de bir ulusal birlik hükümeti kurmuş, ancak güvensizlik ve çatışmalar nedeniyle uzun ömürlü olmayan bu hükümet dağılınca, Hamas tek başına Gazze Şeridi'nde denetimi ele geçirmiş, El Fetih'in hakimiyeti ise Batı Şeria ile sınırlı kalmıştı.

Bu nedenle tarafların uzun süreli anlaşmazlıklarını özellikle de İsrail ile müzakereler gibi kilit noktalarda nasıl aşacakları merak konusu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü Mark Regev ise, Mahmud Abbas'ın Hamas ile uzlaşma girişimlerinin bölgede barış şansını baltaladığını savundu.

Regev, uluslararası toplumun terör örgütü olarak nitelediği örgüte meşruiyet kazandırmamasını istedi.