Haluk Şahin'den M.A.Önel'e tebrik
Abone olRadikal Gazetesi Yazarlarından Haluk Şahin, Malatya'daki vahşeti ortaya çıkaran Deşifre Programı'nın yapımcısı M.Ali Önel'i köşesine taşıdı ve teşekkür etti...
Radikal Gazetesi Yazarlarından Haluk Şahin, Malatya'daki vahşeti ortaya çıkaran Deşifre Programı'nın yapımcısı M.Ali Önel'i köşesine taşıdı. Şahin, başlıklı yazısında Önel'e teşekkür etti.
Yazı: Haluk Şahin
Kaynak:
Mehmet Ali Önel ve arkadaşlarının Malatya'daki çocuk yuvasında gizlice çektikleri ve 'Deşifre' programında yayımladıkları dehşet verici görüntüler biri mesleki öteki toplumsal iki ülke gerçeğini yüzümüze çarptı...
Önce mesleki olanı: Önel ve arkadaşları bu haberle ülkemizde soruşturmacı haberciliğe ne kadar büyük bir ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyarken, bu tür haberciliğin enstrümanlarından biri olan gizli kamera yöntemini de aklamış oldular.
Gizli kameranın gazetecilikle ilgisi olmayan bazı oportünistler tarafından kötüye kullanımı üzerine pek çok kimse her türlü gizli kamera kullanımının yasaklanmasını istemişti. İşin tuhafı, bu talebi dile getirenler arasında bazı ünlü haberciler de vardı. Kesin bir dille konuşuyor, zinhar kullanılmamalı diyorlardı.
Yazarınız bu sütunda onlara bu yaklaşımın doğru olmadığını, gizli kamera kullanımının kimi zaman büyük kamu yararı sağlayabileceğini yazmıştı. Çok önemli kimi haberlerin, örneğin ortaokul öğrencilerine uyuşturucu hap satışının ya da huzurevlerinde yaşlılara kötü muamelenin başka türlü belgelenmesi olanaksızdı.
Toptancı bir yasaklamayla meydan kötülere mi bırakılacaktı?
Önel ve arkadaşlarının tüm ülkeyi sarsan haberi umarım bu tartışmaya son verir. Malatya haberi başka türlü çıkarılamazdı. Söylenti ya da itiraf olarak yazılsa bile bu etkiyi yapamazdı.
Demek ki neymiş: Ciddi kamu yararı olmasına rağmen diğer habercilik yöntemlerinin işlemediği durumlarda gizli kamera kullanılabilirmiş. Nitekim, dünyanın tüm demokratik ülkelerinde soruşturmacı gazeteciler tarafından kullanılmaktadır.
Kapalı kapıların arkasında gaddarlık edenlerin haberi olsun, uykusu kaçsın!
Önel'i ve arkadaşlarını, ayrıca hâlâ TMSF denetimi altında olduğu halde ucu hükümete dokunan bu haberi yapmaktan geri durmayan Star TV yönetimini kutluyorum.
Yüzümüze çarpılan toplumsal gerçeğe gelince: Karşımıza çıkan, öncelikle çocuk sorunu değil, kadın sorunudur!
Kadın diyorum, ama sakın, tüm suçu tutuklanan üç-beş zavallı kadının üzerine yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalıştığımı sanmayın. Evet, zavallı!
El kadar sabilerin üzerine kaynar su dökecek, onları kafa kafaya tokuşturacak kadar insanlıktan çıkmış bir kişi zavallı değilse nedir!
Ama biraz yaklaşıp yakından bakalım, niçin zavallıdır? Çünkü cahildir, çünkü yaptığı iş konusunda eğitimsizdir, asgari ücrete talim etmekte, geçim sıkıntısından bunalmaktadır. Çocukken dayak yemiştir ve varsa, kendi çocuklarına dayak atmaktadır. Ola ki, kocası tarafından dövülmektedir sıkı sık.
Her fırsatta dayak, zavallının bildiği yegâne ilişki biçimidir.
İşte o kadınları bilgili, müşfik ve duyarlı anneler ve çocuk bakıcıları haline getirmek ülkemizin için birincil önceliğidir.
Böyle kadınların yetiştirdiği çocuklar bereli olur. Böyle kadınlarla azgelişmişlik kuşaktan kuşağa taşınır. Böyle kadınlar coğrafyamıza çöreklenmiş olan ve bir türlü kırılamayan gerilik zincirini pekiştirir.
Dayak attıkları bebelerin bağırışı, aslında onların bastırılmış çığlığıdır